785 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmek için izin istedi. İçeri girdiklerinde; 'es-Sâmu aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Ben de; 'Bilakis, ölüm sizin üzerinize olsun; lanet de' dedim. Rasûlullah (sav); "Ey Âişe! Şüphe yok ki Allah yumuşaktır, her işte yumuşaklığı sever" buyurdu. Ben; 'Onların ne dediğini duymadın mı?' deyince, "Ben de onlara 'Ve aleyküm' (Sizin üzerinize de olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ رَفِيقٌ يُحِبُّ الرِّفْقَ
Bize Ahmed b. Meni, ona İshak b. Yusuf el-Ezrak, ona Davud b. Ebu Hind, ona eş-Şa‘bî, ona da Mesruk şöyle demiştir: "Âişe’nin yanında yaslanmış idim, bana 'Ey Âişe’nin babası, üç husus vardır ki bunların birisini kim söylerse Allah’a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. Muhammed’in Rabbini gördüğünü iddia eden bir kimse, Allah’a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. Nitekim Allah 'Gözler ona algılayamaz, o ise bütün gözleri kuşatmıştır. O lütuf sahibidir, her şeyden haberdardır (En’am, 6/103); 'Allah bir insanla ancak vahiy yolu ile konuşur ya da bir perde arkasından…' (Şûra, 42/51) buyurmaktadır. Ben bu sırada yaslanmış iken, hemen doğruldum ve 'Ey müminlerin annesi, dur bir dakika, acele etme. Yüce Allah 'And olsun ki onu diğer bir inişinde görmüştü' (en-Necm, 53/13) ve 'And olsun ki o, kendisini apaçık ufukta görmüştür' (Tekvir, 81/23) buyurmuyor mu?' dedim. Bunun üzerine Âişe şöyle dedi: Ben buna dair soruyu Rasulullah’a soran ilk kişiyim. O bana 'O buyrukta kast edilen Cebrail’dir. Ben onu, sadece iki defa yaratılmış olduğu asıl suretinde gördüm; semadan aşağıya inmiş ve yaratılışının büyüklüğü ile gök ile yer arasını kapatmıştı' buyurdu. Kim de Muhammed’in, Allah’ın kendisine indirdiklerinden bir şey gizlemiş olduğunu iddia ederse Allah’a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. (Zira) Allah 'Ey Rasul, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer böyle yapmazsan onun elçilik görevini yerine getirmiş olmazsın' (Maide, 5/67) buyurmaktadır. Yine her kim onun yarın ne olacağını bildiğini ileri sürerse, o da Allah’a karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur. Hâlbuki yüce Allah 'De ki: Göklerde, yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez' (Neml, 27/65) buyurmaktadır." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Mesruk b. el-Ecda’ın künyesi ise Ebu Âişe’dir. O, Mesruk b. Abdurrahman’dır. Onun divandaki (hilafet kütüğündeki) adı da böyle idi.]
Bize Ravh, ona İbn Cüreyc, ona da Ebu'z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Yahudilerden bazı insanlar Rasulullah'a (sav) 'es-Sâmü aleyke yâ Ebe'l-Kâsım (Ölüm üzerine olsun ey Ebu'l-Kâsım)' diyerek selam verdi. Hz. Peygamber de: 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' diyerek onlara karşılık verdi. Hz. Âişe kızgın bir şekilde: 'Onların ne dediğini duymadın mı?' deyince. Allah Elçisi (sav): 'Evet, duydum. Ben de söylediklerini onlara iade ettim. Bizim onlar hakkında yaptığımız dua kabul edilir ama onların (aleyhimize olan) bizimle alakalı duaları kabul görmez' buyurdu.
Bize Süfyan, ona Zührî, ona da Urve, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girmek için izin istedi ve: 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi. Hz. Aişe de (onlara): 'Bilakis ölüm sizin üzerinize olsun; lanet de!' karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Ey Aişe, Şüphe yok ki, Allah (ac), bütün işlerde yumuşaklığı sever." Âişe: 'Onların dediklerini işitmedin mi?' deyince Hz. Peygamber: 'Ben de onlara 'Ve aleyküm (sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Bize Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm, ona da babası (Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm), Hz. Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girdiler ve O'na 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dediler. Hz. Peygamber de onlara: 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' karşılığını verdi. Hz. Âişe de: 'Allah'ın ve lanet edenlerin laneti üzerinize olsun' dedi. Bunun üzerine Yahudiler: 'Senin baban böyle kötü söz söyleyen biri değildir' dediler. Onlar çıkıp gittiklerinde Rasûlüllah (sav) Âişe'ye: 'Böyle davranmaya seni iten sebep neydi?' diye sordu. Hz. Âişe de: 'Onların ne dediğini duymadın mı?' deyince, Allah Rasulü (sav): 'Görmedin mi ben de onlara 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim. Benim onlara söylediğim başlarına gelir ama onların söyledikleri bana dokunmaz.' buyurdu.
Bize Ma'mer, ona Zührî, ona da Urve'nin naklettiğine göre Hz. Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Bir grup Yahudi Hz. Peygamber'in (sav.) yanına girdi ve: 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Rasulullah (sav) da onlara: 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' karşılığını verdi. Âişe (r.anha) şöyle demiştir: 'Ben bunu anladım ve onlara: 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Ölüm sizin üzerinize olsun, lanet de!' dedim'. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): 'Ben de onlara 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Urve, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girdi ve 'Essâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Aişe şöyle demiştir: 'Ben bunu anladım ve onlara: 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Ölüm sizin üzerinize olsun, lanet de!' dedim'. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): 'Ben de onlara 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Bize Ma'mer, ona Zührî, ona da Urve, Aişe'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girdiler ve O'na 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun) ey Ebu'l-Kâsım ' dediler. Hz. Aişe : 'Ben bunu anladım ve 'Ölüm sizin üzerinize olsun, lanet de!' dedim. Bunun üzerine Allah'ın Nebisi (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Ben: 'Ey Allah'ın Elçisi, Onların ne dediğini duymadın mı?' deyince. Allah Rasulü (sav): 'Ben de (onlara) 'Aleyküm (sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Bize Ebu Muaviye ve İbn Nümeyr, onlara A'meş, ona Müslim, ona da Mesrûk, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) Yahudi olan bazı insanlar geldi ve O'na 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun) ey Ebu'l-Kâsım ' dedi. Hz. Peygamber de (sav) onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' karşılığını verdi. Hz. Âişe (sözüne devam ederek) şöyle dedi: 'Ben de onlara 'Ve aleykümü's-sâmü ve'z-zemmü (Ölüm ve yergi sizin üzerinize olsun)' dedim." Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Ey Âişe, kötü olma!' buyurdu. Ben de: 'Ey Allah'ın Elçisi, onların ne dediğini duymadın mı? 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun) dediler' deyince, Allah Rasulü (sav): 'Ben de onlara söylediklerini iade ettim; 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu. [İbn Nümeyr dedi ki: 'Âişe (r.anha) hadisinden kasıt; Allah azze ve cellenin, çirkin işi ve kötü sözü sevmediğidir.' Yine İbn Nümeyr rivayetinde şöyle demiştir: 'Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir biçimde seni selamlarlar... (Mücadele, 58/8)' ayeti sonuna kadar bu hadis hakkında nazil olmuştur.]
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Yahya b. Said, ona da Ebu Seleme, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Üzerimde ramazan ayından kalan oruç borcu olurdu da (ertesi senenin) şaban ayı gelene dek onu kaza edemezdim."
Açıklama: Hz. Âişe başka rivayetlerde, bunun sebebinin Hz. Peygamber'le meşgul olmaktan kaynaklandığını bildirmiştir.