Açıklama: Megâfir, “mağfur”un çoğuludur. Mağfur, fena kokulu urfut ağacının yapışkan, tatlı, fakat fena kokulu bir zamkıdır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28070, N003410
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ الزَّعْفَرَانِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ أَنَّهُ سَمِعَ عُبَيْدَ بْنَ عُمَيْرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ عَائِشَةَ تَزْعُمُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَمْكُثُ عِنْدَ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ فَيَشْرَبُ عِنْدَهَا عَسَلاً فَتَوَاصَيْتُ أَنَا وَحَفْصَةُ أَنَّ أَيَّتَنَا دَخَلَ عَلَيْهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلْتَقُلْ إِنِّى أَجِدُ مِنْكَ رِيحَ مَغَافِيرَ أَكَلْتَ مَغَافِيرَ فَدَخَلَ عَلَى إِحْدَاهُمَا فَقَالَتْ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لاَ بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً عِنْدَ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ وَلَنْ أَعُودَ لَهُ » . فَنَزَلَتْ ( يَا أَيُّهَا النَّبِىُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ اللَّهُ لَكَ ) ( إِنْ تَتُوبَا إِلَى اللَّهِ ) لِعَائِشَةَ وَحَفْصَةَ ( وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِىُّ إِلَى بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا ) لِقَوْلِهِ « بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً » .
Tercemesi:
Bize Hasen b. Muhammed ez-Za’ferânî, ona Haccac (b. Muhammed el-Mesîsî), ona İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ata (b. Eu Rebah el-Kuraşî), ona da Ubeyd b. Umeyr (el-Cündeî) Aişe’nin (r. anha) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) Cahş’ın kızı Zeyneb’in yanında kalır ve orada bal (şerbeti) içerdi. Ben ve Hafsa bir gün sözleştik. Nebi (sav) hangimizin yanına gelirse “Senden megafir kokusu alıyorum, yoksa megafir mi yedin?” diyelim dedik. Rasulullah (sav) birimizin yanına geldi. O da kendisine “Senden megafir kokusu alıyorum yoksa megafir mi yedin?” diye sordu. Rasulullah da (sav) “Hayır Cahş’ın kızı Zeyneb’in yanında bal (şerbeti) içmiştim. Ama bir daha ona dönmeyeceğim (Onu bir daha içmem)” dedi. Bunun üzerine Tahrim suresinin “Ey peygamber! Allah’ın sana helâl kıldığını, eşlerini hoşnut etmek arzusuyla niçin kendine haram kılıyorsun?” şeklinde başlayan ayetleri (Tahrim, 66/1-4) nazil oldu. (Ayetlerde) Aişe ve Hafsa’ya hitaben “İkiniz de tövbe ederseniz (çok iyi olur)” (Tahrim, 66/4), “Hani peygamber, (bilakis bal şerbeti içtim diyerek) eşlerinden birine gizli bir şey söylemişti” (Tahrim, 66/3) (ifadeleri yer aldı.)
Açıklama:
Megâfir, “mağfur”un çoğuludur. Mağfur, fena kokulu urfut ağacının yapışkan, tatlı, fakat fena kokulu bir zamkıdır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Işratü'n-Nisa' 4, /2309
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ubeyd b. Umeyr el-Cündeî (Ubeyd b. Umeyr b. Katade)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
6. Ebu Ali Hasan b. Muhammed ez-Za'ferânî (Hasan b. Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Aile, ailede şiddet
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Evlilik, eşler arası ilişkiler
Hz. Peygamber, hanımları Hz. Hafsa
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Hz. Peygamber, itab ayetleri, peygamber hak.
Hz. Peygamber, sevdiği yemekler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15065, B005228
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى لأَعْلَمُ إِذَا كُنْتِ عَنِّى رَاضِيَةً ، وَإِذَا كُنْتِ عَلَىَّ غَضْبَى » . قَالَتْ فَقُلْتُ مِنْ أَيْنَ تَعْرِفُ ذَلِكَ فَقَالَ « أَمَّا إِذَا كُنْتِ عَنِّى رَاضِيَةً فَإِنَّكِ تَقُولِينَ لاَ وَرَبِّ مُحَمَّدٍ ، وَإِذَا كُنْتِ غَضْبَى قُلْتِ لاَ وَرَبِّ إِبْرَاهِيمَ » . قَالَتْ قُلْتُ أَجَلْ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا أَهْجُرُ إِلاَّ اسْمَكَ .
Tercemesi:
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame el-Kuraşî), ona Hişam (b. Urve el-Esedî), ona da babası (Urve b. Zübeyr el-Esedî) Aişe’nin (r. anha) şöyle anlattığını nakletti: (Bir keresinde) Rasulullah (sav) bana “(Ey Aişe!) Ben senin benden hoşnut olduğun zamanı ve bana karşı öfkeli bulunduğun vakti pek iyi bilirim” dedi.
Aişe şöyle devam etti: Ben de O'na “Bunu nereden biliyorsun?” diye sordum. “Benden hoşnut olduğunda (konuşurken) ‘Lâ ve Rabb- i Muhammed'in =Muhammed’in Rabbi hakkı için (öyle değildir)’ dersin. Bana karşı öfkeli olduğun zaman da ‘Lâ ve Rabb-i İbrahim = İbrahim'in Rabbi hakkı için (öyle değildir)’ dersin. (Adımı anmazsın)" diye cevap verdi. Aişe dedi ki: Ben de “Evet! Vallahi öyledir Ey Allah’ın Rasulü! Fakat ben (öfkeli iken) sadece isminden ayrılırım. (Sevgin gönlümde yaşar)” dedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nikah 108, 2/358
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. İsmail el-Hebari (Ubeyd b. İsmail)
Konular:
Aile, ailede şiddet
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Bize Ebû Bekir Ahmed b. el-Hasan el-Kadî ile Ebû Zekeriya b. Ebî İshak el-Müzekkî, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona er-Rabî' b. Süleyman, ona eş-Şâfiî, ona Yahya b. Süleym, ona Ebû Hâşim İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle anlattı:
"Ben, Müntefik oğullarının Rasûlullah'a (sav) gönderdiği elçisi -veya Müntefik oğullarının heyeti içinde bulunyor- idim. Hz. Peygamber'e geldik, ama O'nu bulamadık. Hz. Âişe'yi (ra) gördük. Âişe bize, içinde hurma bulunan bir örtü (kınâ') getirdi. -Buradaki kınâ' kelimesi tabak demektir-. Bizim için hazîra (su, kuşbaşı et ve undan yapılan bir yemek) yapılmasını emretti. Yemek yapıldı, sonra yemeği yedik. Çok geçmeden Rasûlullah (sav) da geldi:
"- Bir şeyler yediniz mi? Sizin için bir şeyler yapılması emredildi mi?" diye sordu.
"- Evet" dedik. Çok geçmeden çoban koyun sürüsünü getirdi. Bir kuzunun melediğini gördük. Hz. Peygamber çobana,
"- Ne doğurttun, ey çoban?" diye sordu. Çoban,
"- Dişi bir yavru" dedi. Hz. Peygamber,
"- Onun yerine bize bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve dedi ki:
"- Sakın bunu senin için kestiğimizi sanma! -Burada Hz. Peygamber zannetmek anlamına gelen fiili "tehsebenne" şeklinde değil, "tehsibenne" diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, artık çoğalmasını istemiyoruz. Bu yüzden ne zaman çoban bir yavru doğurtursa, onun yerine bir koyun keseriz."
"- Ey Allah'ın Rasûlü, benim karımın dilinde bir problem var" dedim, yani ağzının bozuk olduğunu söylemek istiyor. Hz. Peygamber,
"- Öyleyse boşa onu!" buyurdu.
"- Ama ondan çocuklarım var ve onun sohbeti iyidir" dedim.
"- Öyleyse ona emret. -Nasihat et demek istiyordu-. Eğer senin için onda bir hayır varsa kabul et, ama sakın câriyeni döver gibi onu dövme!" dedi.
"- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" dedim.
"- Suyu organlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle ve eğer oruçlu değilsen suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
151876, BS14887
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ أَحْمَدُ بْنُ الْحَسَنِ الْقَاضِى وَأَبُو زَكَرِيَّا بْنُ أَبِى إِسْحَاقَ الْمُزَكِّى قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ أَخْبَرَنَا الشَّافِعِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ حَدَّثَنِى أَبُو هَاشِمٍ إِسْمَاعِيلُ بْنُ كَثِيرٍ عَنْ عَاصِمِ بْنِ لَقِيطِ بْنِ صَبْرَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : كُنْتُ وَفْدَ بَنِى الْمُنْتَفِقِ أَوْ فِى وَفْدِ بَنِى الْمُنْتَفِقِ فَأَتَيْنَاهُ فَلَمْ نُصَادِفْهُ وَصَادَفْنَا عَائِشَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهَا فَأُتِينَا بِقِنَاعٍ فِيهِ تَمْرٌ وَالْقِنَاعُ الطَّبَقُ وَأَمَرَتْ لَنَا بِخَزِيرَةٍ فَصُنِعَتْ ثُمَّ أَكَلْنَا فَلَمْ نَلْبَثْ أَنْ جَاءَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- فَقَالَ :« هَلْ أَكَلْتُمْ شَيْئًا هَلْ أُمِرَ لَكُمْ بِشَىْءٍ؟ ». قُلْنَا : نَعَمْ. فَلَمْ نَلْبَثْ أَنْ دَفَعَ الرَّاعِى غَنَمَهُ فَإِذَا بِسَخْلَةٍ تَيْعَرُ فَقَالَ :« هِيهِ يَا فُلاَنُ مَا وَلَّدْتَ؟ ». قَالَ : بَهْمَةً. قَالَ :« فَاذْبَحْ لَنَا مَكَانَهَا شَاةً ». ثُمَّ انْحَرَفَ إِلَىَّ وَقَالَ : لاَ تَحْسِبَنَّ وَلَمْ يَقُلْ لاَ تَحْسَبَنَّ أَنَّا مِنْ أَجْلِكَ ذَبَحْنَاهَا لَنَا غَنَمٌ مِائَةٌ لاَ نُرِيدُ أَنْ تَزِيدَ فَإِذَا وَلَّدَ الرَّاعِى بَهْمَةً ذَبَحْنَا مَكَانَهَا شَاةً. قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِىَ امْرَأَةً فِى لِسَانِهَا شَىْءٌ يَعْنِى الْبَذَاءَ قَالَ :« طَلِّقْهَا ». قُلْتُ : إِنَّ لِى مَنْهَا وَلَدًا وَلَهَا صُحْبَةٌ قَالَ :« فَمُرْهَا يَقُولُ عِظْهَا فَإِنْ يَكُ فِيهَا خَيْرًا فَسَتَقْبَلْ وَلاَ تَضْرِبَنَّ ظَعِينَتَكَ ضَرْبَكَ أُمَيَّتَكَ ». قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنِى عَنِ الْوُضُوءِ؟ قَالَ :« أَسْبِغِ الْوُضُوءَ وَخَلِّلْ بَيْنَ الأَصَابِعِ وَبَالِغْ فِى الاِسْتِنْشَاقِ إِلاَّ أَنْ تَكُونَ صَائِمًا ».
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir Ahmed b. el-Hasan el-Kadî ile Ebû Zekeriya b. Ebî İshak el-Müzekkî, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona er-Rabî' b. Süleyman, ona eş-Şâfiî, ona Yahya b. Süleym, ona Ebû Hâşim İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle anlattı:
"Ben, Müntefik oğullarının Rasûlullah'a (sav) gönderdiği elçisi -veya Müntefik oğullarının heyeti içinde bulunyor- idim. Hz. Peygamber'e geldik, ama O'nu bulamadık. Hz. Âişe'yi (ra) gördük. Âişe bize, içinde hurma bulunan bir örtü (kınâ') getirdi. -Buradaki kınâ' kelimesi tabak demektir-. Bizim için hazîra (su, kuşbaşı et ve undan yapılan bir yemek) yapılmasını emretti. Yemek yapıldı, sonra yemeği yedik. Çok geçmeden Rasûlullah (sav) da geldi:
"- Bir şeyler yediniz mi? Sizin için bir şeyler yapılması emredildi mi?" diye sordu.
"- Evet" dedik. Çok geçmeden çoban koyun sürüsünü getirdi. Bir kuzunun melediğini gördük. Hz. Peygamber çobana,
"- Ne doğurttun, ey çoban?" diye sordu. Çoban,
"- Dişi bir yavru" dedi. Hz. Peygamber,
"- Onun yerine bize bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve dedi ki:
"- Sakın bunu senin için kestiğimizi sanma! -Burada Hz. Peygamber zannetmek anlamına gelen fiili "tehsebenne" şeklinde değil, "tehsibenne" diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, artık çoğalmasını istemiyoruz. Bu yüzden ne zaman çoban bir yavru doğurtursa, onun yerine bir koyun keseriz."
"- Ey Allah'ın Rasûlü, benim karımın dilinde bir problem var" dedim, yani ağzının bozuk olduğunu söylemek istiyor. Hz. Peygamber,
"- Öyleyse boşa onu!" buyurdu.
"- Ama ondan çocuklarım var ve onun sohbeti iyidir" dedim.
"- Öyleyse ona emret. -Nasihat et demek istiyordu-. Eğer senin için onda bir hayır varsa kabul et, ama sakın câriyeni döver gibi onu dövme!" dedi.
"- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" dedim.
"- Suyu organlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle ve eğer oruçlu değilsen suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Kasem ve Nuşûz 14887, 15/144
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. ibn Ebu Razîn Asım b. Ebu Razîn el-Ukaylî (Asım b. Lakît b. Amir b. Sabira)
3. Ebu Haşim İsmail b. Kesir el-Hicazi (İsmail b. Kesir)
4. Yahya b. Süleym et-Taifi (Yahya b. Süleyman)
5. Muhammed b. İdris eş-Şafii (Muhammed b. İdris b. Abbas b. Osman)
6. Rabi' b. Süleyman el-Murâdî (Rabi' b. Süleyman b. Abdülcebbâr b. Kâmil)
7. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
8. Ebu Zekeriyya Yahya b. Ebû İshak en-Nîsâbûrî (Yahya b. İbrahim b. Muhammed b. Yahya b. Sahnûye)
Konular:
Abdest, abdest alırken sakal ve parmak aralarını hilallemek
Abdest, eksiksiz almak gerekir
Hz. Peygamber, cömertliği
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
İkram, ikram etmek, paylaşmak
Kadın, kocasına eziyet etmesi
Kadın, Şiddet, kadına şiddet uygulamak, dövmek
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17438, B005566
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ أَنَّهُ أَتَى عَائِشَةَ ، فَقَالَ لَهَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ إِنَّ رَجُلاً يَبْعَثُ بِالْهَدْىِ إِلَى الْكَعْبَةِ ، وَيَجْلِسُ فِى الْمِصْرِ ، فَيُوصِى أَنْ تُقَلَّدَ بَدَنَتُهُ ، فَلاَ يَزَالُ مِنْ ذَلِكَ الْيَوْمِ مُحْرِمًا حَتَّى يَحِلَّ النَّاسُ . قَالَ فَسَمِعْتُ تَصْفِيقَهَا مِنْ وَرَاءِ الْحِجَابِ فَقَالَتْ لَقَدْ كُنْتُ أَفْتِلُ قَلاَئِدَ هَدْىِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَيَبْعَثُ هَدْيَهُ إِلَى الْكَعْبَةِ ، فَمَا يَحْرُمُ عَلَيْهِ مِمَّا حَلَّ لِلرِّجَالِ مِنْ أَهْلِهِ ، حَتَّى يَرْجِعَ النَّاسُ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah (b. Mübarek), ona İsmail (b. Hürmüz), ona Şa'bî (Âmir b. Şurâhil), ona da Mesruk (b. Ecda') şöyle demiştir: Kendisi Aişe'eye (bt. Ebu Bekir) geldi ve: "Ey Müminlerin annesi! Bir adam Ka'be'ye kurbanlık gönderiyor. Kendisi de bulunduğu beldede kalıyor. Beraberinde kurbanlık gönderdiği kimselere de kurbanlık develerine (kurbanlık olduklarının bilinmesi için) gerdanlık takılmasını tavsiye ediyor. Bu adam, kurbanlık gönderdiği günden itibaren, insanların (hacda) ihramdan çıkacağı vakte kadar kendi yurdunda ihramlı olarak bekliyor" dedi. Mesruk dedi ki: Ben Aişe'nin el çırpış sesini perdenin arkasından işittim. Bu el çırpmadan sonra Aişe (r.anha): "Ben Rasulullah'ın (sav) kurbanlıklarının gerdanlıklarına takacağı boyunlukları örerdim. O da kurbanlıklarını gerdanlık takılmış olarak Ka'be'ye gönderirdi. Fakat ihramlı erkeklere ailesi ile olan ilişkilerinden haram olan şeylerden hiçbirisi, hacıların dönmesine kadar kendisine haram olmuyordu" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezâhî 15, 2/422
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mervezî (Ahmed b. Muhammed b. Musa)
Konular:
Hac, ihramdan kurbanla çıkmak
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kadın-Erkek, kadın-erkek ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29212, B002880
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ أُحُدٍ انْهَزَمَ النَّاسُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَلَقَدْ رَأَيْتُ عَائِشَةَ بِنْتَ أَبِى بَكْرٍ وَأُمَّ سُلَيْمٍ وَإِنَّهُمَا لَمُشَمِّرَتَانِ أَرَى خَدَمَ سُوقِهِمَا ، تَنْقُزَانِ الْقِرَبَ - وَقَالَ غَيْرُهُ تَنْقُلاَنِ الْقِرَبَ - عَلَى مُتُونِهِمَا ، ثُمَّ تُفْرِغَانِهِ فِى أَفْوَاهِ الْقَوْمِ ، ثُمَّ تَرْجِعَانِ فَتَمْلآنِهَا ، ثُمَّ تَجِيئَانِ فَتُفْرِغَانِهَا فِى أَفْوَاهِ الْقَوْمِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Abdülaziz, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Uhud günü olduğunda insanlar, Hz. Peygamber'in (sav) etrafından dağıldılar. Aişe bt. Ebu Bekir ve Ümmü Süleym'i gördüm. Onlar kollarını sıvamışlardı, halhallarını görüyordum. Sırtlarında kırba yetiştiriyorlardı. -Başka bir râvi "Taşıyorlardı" demiştir- Sonra da onu topluluk(takilere) içiriyorlardı. Ardından dönüp onu dolduruyorlardı. Akabinde gelip topluluk(takilere) içiriyorlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 65, 1/772
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Abdülaziz b. Suheyb el-Bünanî (Abdülaziz b. Suheyb)
3. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
4. Ebu Ma'mer Abdullah b. Ömer et-Temimî (Abdullah b. Amr b. Meysera)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kadın, Savaşa katılmaları, savaştaki Hizmetleri
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28075, N003412
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَحْيَى - هُوَ ابْنُ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىُّ - عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الْوَلِيدِ بْنِ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ أَنَّ عَائِشَةَ قَالَتِ الْتَمَسْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَدْخَلْتُ يَدِى فى شَعْرِهِ فَقَالَ « قَدْ جَاءَكِ شَيْطَانُكِ » . فَقُلْتُ أَمَا لَكَ شَيْطَانٌ فَقَالَ « بَلَى وَلَكِنَّ اللَّهَ أَعَانَنِى عَلَيْهِ فَأَسْلَمَ » .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i bekliyordum. Yanıma gelir gelmez elimi saçları arasına soktum. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Şeytanın sana geldi yine” buyurdu. Ben de: “Senin şeytanın yok mu?” diye sordum. O da: “Evet ama Allah ona karşı bana yardım ediyor da ben ondan kurtuluyorum /(şeytanım Müslüman oldu?)” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Işratü'n-Nisa' 4, /2309
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
حدثنا عبد الباقي بن قانع نا إسماعيل بن الفضل نا محمد بن عيسى بن يزيد الطرسوسي نا سليمان بن عمر بن يسار مديني حدثني أبي عن بن أخي الزهري عن عروة عن عائشة قالت : لا تعاد الصلاة من القبلة كان رسول الله صلى الله عليه و سلم يقبل بعض نسائه ويصلي ولا يتوضأ خالفه منصور بن زاذان في إسناده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
183466, DK000484
Hadis:
حدثنا عبد الباقي بن قانع نا إسماعيل بن الفضل نا محمد بن عيسى بن يزيد الطرسوسي نا سليمان بن عمر بن يسار مديني حدثني أبي عن بن أخي الزهري عن عروة عن عائشة قالت : لا تعاد الصلاة من القبلة كان رسول الله صلى الله عليه و سلم يقبل بعض نسائه ويصلي ولا يتوضأ خالفه منصور بن زاذان في إسناده
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, 484, 1/245
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah ez-Zührî (Muhammed b. Abdullah b. Müslim b. Ubeydullah)
4. Ömer b. Seyyar er-Rakki (Ömer b. Seyyar)
5. Süleyman b. Ömer er-Rakki (Süleyman b. Ömer b. Seyyar)
6. Muhammed b. İsa et-Temimi (Muhammed b. İsa b. Yezid)
7. İsmail b. Fadl el-Belhi (İsmail b. Fadl b. Musa b. Mismar)
8. Ebu Hüseyin İbn Kâni' el-Bağdadi (Abdulbaki b. Kâni' b. Merzuk b. Vâsik)
Konular:
Abdest, basurdan bozulur mu?
Abdest, bozmayan şeyler
Abdest, eşini öpmesi nedeniyle abdest gerekir mi?
Abdest, kadına dokunmak abdesti bozar mı?
Evlilik, eşler arası ilişkiler
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
حدثنا أبو بكر النيسابوري نا العباس بن الوليد بن مزيد أخبرني محمد بن شعيب نا سعيد بن بشير وحدثنا الحسين بن إسماعيل نا الحسن بن عبد العزيز الجروي نا أبو حفص التنيسي نا سعيد بن بشير حدثني منصور عن الزهري عن أبي سلمة عن عائشة قالت : لقد كان نبي الله صلى الله عليه و سلم يقبلني إذا خرج إلى الصلاة وما يتوضأ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
183467, DK000485
Hadis:
حدثنا أبو بكر النيسابوري نا العباس بن الوليد بن مزيد أخبرني محمد بن شعيب نا سعيد بن بشير وحدثنا الحسين بن إسماعيل نا الحسن بن عبد العزيز الجروي نا أبو حفص التنيسي نا سعيد بن بشير حدثني منصور عن الزهري عن أبي سلمة عن عائشة قالت : لقد كان نبي الله صلى الله عليه و سلم يقبلني إذا خرج إلى الصلاة وما يتوضأ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, 485, 1/245
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdurrahman Saîd b. Beşir el-Ezdî (Saîd b. Beşir)
6. Amr b. Ebu Seleme et-Tinnîsî (Amr b. Ebu Seleme)
6. Muhammed b. Şuayb el-Kuraşi (Muhammed b. Şuayb b. Şâbûr)
7. Abbas b. Velid el-Uzri (Abbas b. Velid b. Mezyed b. Yezid)
7. Ebu Ali Hasan b. Abdulaziz el-Cerevi (Hasan b. Abdulaziz b. Vezir)
8. Abdullah b. Muhammed el-Fakih (Abdullah b. Muhammed b. Ziyad b. Vasıl b. Meymun)
8. Hüseyin b. İsmail el-Mehamili (Hüseyin b. İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Said b. Eban)
Konular:
Abdest, basurdan bozulur mu?
Abdest, bozan şeyler
Abdest, bozmayan şeyler
Abdest, kadına dokunmak abdesti bozar mı?
Evlilik, eşler arası ilişkiler
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe