Açıklama: Megâfir, “mağfur”un çoğuludur. Mağfur, fena kokulu urfut ağacının yapışkan, tatlı, fakat fena kokulu bir zamkıdır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28070, N003410
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدٍ الزَّعْفَرَانِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ أَنَّهُ سَمِعَ عُبَيْدَ بْنَ عُمَيْرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ عَائِشَةَ تَزْعُمُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَمْكُثُ عِنْدَ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ فَيَشْرَبُ عِنْدَهَا عَسَلاً فَتَوَاصَيْتُ أَنَا وَحَفْصَةُ أَنَّ أَيَّتَنَا دَخَلَ عَلَيْهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلْتَقُلْ إِنِّى أَجِدُ مِنْكَ رِيحَ مَغَافِيرَ أَكَلْتَ مَغَافِيرَ فَدَخَلَ عَلَى إِحْدَاهُمَا فَقَالَتْ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « لاَ بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً عِنْدَ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ وَلَنْ أَعُودَ لَهُ » . فَنَزَلَتْ ( يَا أَيُّهَا النَّبِىُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ اللَّهُ لَكَ ) ( إِنْ تَتُوبَا إِلَى اللَّهِ ) لِعَائِشَةَ وَحَفْصَةَ ( وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِىُّ إِلَى بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا ) لِقَوْلِهِ « بَلْ شَرِبْتُ عَسَلاً » .
Tercemesi:
Bize Hasen b. Muhammed ez-Za’ferânî, ona Haccac (b. Muhammed el-Mesîsî), ona İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Ata (b. Eu Rebah el-Kuraşî), ona da Ubeyd b. Umeyr (el-Cündeî) Aişe’nin (r. anha) şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) Cahş’ın kızı Zeyneb’in yanında kalır ve orada bal (şerbeti) içerdi. Ben ve Hafsa bir gün sözleştik. Nebi (sav) hangimizin yanına gelirse “Senden megafir kokusu alıyorum, yoksa megafir mi yedin?” diyelim dedik. Rasulullah (sav) birimizin yanına geldi. O da kendisine “Senden megafir kokusu alıyorum yoksa megafir mi yedin?” diye sordu. Rasulullah da (sav) “Hayır Cahş’ın kızı Zeyneb’in yanında bal (şerbeti) içmiştim. Ama bir daha ona dönmeyeceğim (Onu bir daha içmem)” dedi. Bunun üzerine Tahrim suresinin “Ey peygamber! Allah’ın sana helâl kıldığını, eşlerini hoşnut etmek arzusuyla niçin kendine haram kılıyorsun?” şeklinde başlayan ayetleri (Tahrim, 66/1-4) nazil oldu. (Ayetlerde) Aişe ve Hafsa’ya hitaben “İkiniz de tövbe ederseniz (çok iyi olur)” (Tahrim, 66/4), “Hani peygamber, (bilakis bal şerbeti içtim diyerek) eşlerinden birine gizli bir şey söylemişti” (Tahrim, 66/3) (ifadeleri yer aldı.)
Açıklama:
Megâfir, “mağfur”un çoğuludur. Mağfur, fena kokulu urfut ağacının yapışkan, tatlı, fakat fena kokulu bir zamkıdır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Işratü'n-Nisa' 4, /2309
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ubeyd b. Umeyr el-Cündeî (Ubeyd b. Umeyr b. Katade)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
6. Ebu Ali Hasan b. Muhammed ez-Za'ferânî (Hasan b. Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Aile, ailede şiddet
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Evlilik, eşler arası ilişkiler
Hz. Peygamber, hanımları Hz. Hafsa
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Hz. Peygamber, itab ayetleri, peygamber hak.
Hz. Peygamber, sevdiği yemekler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7448, M006305
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ السَّعْدِىُّ وَأَحْمَدُ بْنُ جَنَابٍ كِلاَهُمَا عَنْ عِيسَى - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ حُجْرٍ - حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَخِيهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ جَلَسَ إِحْدَى عَشْرَةَ امْرَأَةً فَتَعَاهَدْنَ وَتَعَاقَدْنَ أَنْ لاَ يَكْتُمْنَ مِنْ أَخْبَارِ أَزْوَاجِهِنَّ شَيْئًا قَالَتِ الأُولَى زَوْجِى لَحْمُ جَمَلٍ غَثٌّ عَلَى رَأْسِ جَبَلٍ وَعْرٍ لاَ سَهْلٌ فَيُرْتَقَى وَلاَ سَمِينٌ فَيُنْتَقَلَ . قَالَتِ الثَّانِيَةُ زَوْجِى لاَ أَبُثُّ خَبَرَهُ إِنِّى أَخَافُ أَنْ لاَ أَذَرَهُ إِنْ أَذْكُرْهُ أَذْكُرْ عُجَرَهُ وَبُجَرَهُ . قَالَتِ الثَّالِثَةُ زَوْجِى الْعَشَنَّقُ إِنْ أَنْطِقْ أُطَلَّقْ وَإِنْ أَسْكُتْ أُعَلَّقْ . قَالَتِ الرَّابِعَةُ زَوْجِى كَلَيْلِ تِهَامَةَ لاَ حَرٌّ وَلاَ قُرٌّ وَلاَ مَخَافَةَ وَلاَ سَآمَةَ . قَالَتِ الْخَامِسَةُ زَوْجِى إِنْ دَخَلَ فَهِدَ وَإِنْ خَرَجَ أَسِدَ وَلاَ يَسْأَلُ عَمَّا عَهِدَ . قَالَتِ السَّادِسَةُ زَوْجِى إِنْ أَكَلَ لَفَّ وَإِنْ شَرِبَ اشْتَفَّ وَإِنِ اضْطَجَعَ الْتَفَّ وَلاَ يُولِجُ الْكَفَّ لِيَعْلَمَ الْبَثَّ . قَالَتِ السَّابِعَةُ زَوْجِى غَيَايَاءُ أَوْ عَيَايَاءُ طَبَاقَاءُ كُلُّ دَاءٍ لَهُ دَاءٌ شَجَّكِ أَوْ فَلَّكِ أَوْ جَمَعَ كُلاًّ لَكِ . قَالَتِ الثَّامِنَةُ زَوْجِى الرِّيحُ رِيحُ زَرْنَبٍ وَالْمَسُّ مَسُّ أَرْنَبٍ . قَالَتِ التَّاسِعَةُ زَوْجِى رَفِيعُ الْعِمَادِ طَوِيلُ النِّجَادِ عَظِيمُ الرَّمَادِ قَرِيبُ الْبَيْتِ مِنَ النَّادِى . قَالَتِ الْعَاشِرَةُ زَوْجِى مَالِكٌ وَمَا مَالِكٌ مَالِكٌ خَيْرٌ مِنْ ذَلِكِ لَهُ إِبِلٌ كَثِيرَاتُ الْمَبَارِكِ قَلِيلاَتُ الْمَسَارِحِ إِذَا سَمِعْنَ صَوْتَ الْمِزْهَرِ أَيْقَنَّ أَنَّهُنَّ هَوَالِكُ . قَالَتِ الْحَادِيَةَ عَشْرَةَ زَوْجِى أَبُو زَرْعٍ فَمَا أَبُو زَرْعٍ أَنَاسَ مِنْ حُلِىٍّ أُذُنَىَّ وَمَلأَ مِنْ شَحْمٍ عَضُدَىَّ وَبَجَّحَنِى فَبَجِحَتْ إِلَىَّ نَفْسِى وَجَدَنِى فِى أَهْلِ غُنَيْمَةٍ بِشَقٍّ فَجَعَلَنِى فِى أَهْلِ صَهِيلٍ وَأَطِيطٍ وَدَائِسٍ وَمُنَقٍّ فَعِنْدَهُ أَقُولُ فَلاَ أُقَبَّحُ وَأَرْقُدُ فَأَتَصَبَّحُ وَأَشْرَبُ فَأَتَقَنَّحُ . أُمُّ أَبِى زَرْعٍ فَمَا أُمُّ أَبِى زَرْعٍ عُكُومُهَا رَدَاحٌ وَبَيْتُهَا فَسَاحٌ . ابْنُ أَبِى زَرْعٍ فَمَا ابْنُ أَبِى زَرْعٍ مَضْجِعُهُ كَمَسَلِّ شَطْبَةٍ وَيُشْبِعُهُ ذِرَاعُ الْجَفْرَةِ . بِنْتُ أَبِى زَرْعٍ فَمَا بِنْتُ أَبِى زَرْعٍ طَوْعُ أَبِيهَا وَطَوْعُ أُمِّهَا وَمِلْءُ كِسَائِهَا وَغَيْظُ جَارَتِهَا . جَارِيَةُ أَبِى زَرْعٍ فَمَا جَارِيَةُ أَبِى زَرْعٍ لاَ تَبُثُّ حَدِيثَنَا تَبْثِيثًا وَلاَ تُنَقِّثُ مِيرَتَنَا تَنْقِيثًا وَلاَ تَمْلأُ بَيْتَنَا تَعْشِيشًا . قَالَتْ خَرَجَ أَبُو زَرْعٍ وَالأَوْطَابُ تُمْخَضُ فَلَقِىَ امْرَأَةً مَعَهَا وَلَدَانِ لَهَا كَالْفَهْدَيْنِ يَلْعَبَانِ مِنْ تَحْتِ خَصْرِهَا بِرُمَّانَتَيْنِ فَطَلَّقَنِى وَنَكَحَهَا فَنَكَحْتُ بَعْدَهُ رَجُلاً سَرِيًّا رَكِبَ شَرِيًّا وَأَخَذَ خَطِّيًّا وَأَرَاحَ عَلَىَّ نَعَمًا ثَرِيًّا وَأَعْطَانِى مِنْ كُلِّ رَائِحَةٍ زَوْجًا . قَالَ كُلِى أُمَّ زَرْعٍ وَمِيرِى أَهْلَكِ فَلَوْ جَمَعْتُ كُلَّ شَىْءٍ أَعْطَانِى مَا بَلَغَ أَصْغَرَ آنِيَةِ أَبِى زَرْعٍ . قَالَتْ عَائِشَةُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كُنْتُ لَكِ كَأَبِى زَرْعٍ لأُمِّ زَرْعٍ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucur es-Sa'dî ve Ahmed b. Cenab, onlara İsa (b.Yunus)- rivayetin lafzı İbn Hucur'undur.-, ona Hişam b. Urve, ona kardeşi Abdullah b. Urve, ona da Urve (b. Zübeyr), Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etti:
Onbir kadın oturdular kocaları hakkındaki bilgilerden hiç bir şeyi gizlememe üzerine birbirlerine söz verdiler.
Birincisi (kocasını şöyle kötüledi): 'Benim kocam (sarp olan bir) dağın başındaki zayıf bir devenin eti gibidir. Düz değil ki çıkılsın, semiz değil ki götürülsün' dedi. (Yani kocasının sert ve huysuz olduğuna, ailenin de ondan bir fayda bulmadığını ima etti.)
İkincisi de (kocasını şöyle kötüledi): Kocamın bilgilerini ortaya çıkaramam. Ondan bahsetmeye bir başlarsam büyük-küçük hiç şey (geriye) bırakamayacağımdan korkarım.
Üçüncüsü de (kocasını şöyle zemmetti): Kocam (biçimsiz bir şekilde) uzun boyludur. Konuşursam boşanırım, sussam ortada kalırım (ne evli kalırım ne de boş).(Bununla kocasının kıt akıllı olduğuna işaret etti.)
Dördüncüsü (kocasını şöyle övdü): Kocam ne sıcak ne de soğuk olan tihâme gecesi gibidir. (Ondan) ne korkulur, ne de usanılır!
Beşincisi: Kocam (içeri) girince panter (gibi çok uyur); (dışarı) çıkınca (harpte) arslan kesilir. Bana emanet ettiği (evin işlerinin hesabından) bir şey sormaz.
Altıncısı: Kocam yediğini dürer (çok yer), içtiğinde (kaptakini) tamamen bitirir ve yatarsa sarınır. Kederi anlamak için elini sokmaz!
Yedincisi: Kocam tohumsuzdur (cinsel yaşamı yoktur). Yahut karanlıktır. (Ahmaklığından) İşleri üzerine yığılmıştır. Her dert onda mevcuttur. Baş yarık yahut uzuvlarında yara vardır. Yahut ikisini de sana bir araya toplayıversin!
Sekizincisi: Kocamın (beden veya elbise) kokusu zaferan, dokunuşu tavşan dokunuşu gibidir (iyi ahlaklıdır)!
Dokuzuncusu: Kocam direği yüksek (toplum içinde şerefli ve tanınan), (kılıcının) kını uzun (uzun boylu), külü çok (misafiri çok), evi meclise yakın (cömert) bir adamdır.
Onuncusu : Kocam Malik'tir. Amma ne Malik! Malik bundan çok daha iyidir. Onun çok çöken, az dolaşan develeri vardır (misafir gelince etinden ve sütünden yerler ve içerler). tef sesini işittiler mi helak olduklarını (kesileceklerini) anlarlar.
Onbirincisi: Kocam Ebu Zer'dir. Amma ne Ebu Zer! Zinetten kulaklarımı (fazlalığından) şakırdattı. Beni şişmanlattı. Beni sevindirdi. Benim de gönlüm ferah oldu. Beni dağın kenarında sayıca az bir koyun sürüsü sahibinde buldu da at kişnemesine ve deve sesine sahip harman döğen, tınas savuran hir aileye kattı. İşte onun yanında konuşuyor, sözüm reddedilmiyor; uyuyor sabahlıyorum (hizmetçiler benim yerime çalışıyor); içiyor ve kanıyorum. Ebu Zer'in annesi de ne Ebu Zer annesi! Ambarları büyük, evi geniş.,. Ebu Zer'in oğlu da n Ebu Zer'in oğlu! Yatağı soyulmuş hurma lifi gibi (erkek için makbul gören zayıf kilodadır ve kınından çekilmiş kılıç gibidir.). Kendisini bir kuzunun budu doyurur (az yer). Ebu Zer'in kızı da ne Ebu Zer kızı! Anasına, babasına itaatkar. Elbisesinin içini dolduran (kilolu) ve (güzelliği ve iffetiyle) kumasını çatlatan. Ebu Zer'in cariyesi de ne Ebu Zer cariyesi! Bizim konuşmalarımızı (ortalığa) yaymaz. Azığımızı döküp, saçmaz. Evimizi de çer-çöp bulunan kuş yuvasına çevirmez (her zaman tertemiz ve tertipli olur).
Ümmü Zer dedi ki: Tulumlarımızda süt çalkalanırken Ebu Zer çıktı (gitti). Ve bir kadına rastladı ki, yanında pars gibi iki çocuğu var. Böğrünün altındaki iki nar tanesiyle (göğüsleriyle) oynuyorlar. Hemen beni boşayıp onu nikahladı. Ben de ondan sonra eşraftan bir adama kocaya vardım ki, yürüyüşlü bir ata biner. Eline Hattî mızrak alır. Evime birçok develer getirir. Bana her hayvandan bir çift verdi:
Ümmü Zer Ye! Akrabana da ver! dedi. Ama onun bana verdiği her şeyi toplasam Ebu Zer'in kaplarının en küçüğünü dahi doldurmaz, dedi.
Aişe şöyle dedi: Rasulullah (sav) bana: 'Ben senin için Ummü Zer'a nisbette Ebû Zer' gibiyim.' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6305, /1020
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Abdullah b. Urve el-Kuraşi (Abdullah b. Urve b. Zübeyir b. Avvam)
4. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. Ebu Velid Ahmed b. Cenab el-Messîsî (Ahmed b. Cenab b. Muğira)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Boşanma, sebepleri
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kadın, kadınlara iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7450, M006306
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ أَخِيهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ] جَلَسَ إِحْدَى عَشْرَةَ امْرَأَةً فَتَعَاهَدْنَ وَتَعَاقَدْنَ أَنْ لاَ يَكْتُمْنَ مِنْ أَخْبَارِ أَزْوَاجِهِنَّ شَيْئًا قَالَتِ الأُولَى زَوْجِى لَحْمُ جَمَلٍ غَثٌّ عَلَى رَأْسِ جَبَلٍ وَعْرٍ لاَ سَهْلٌ فَيُرْتَقَى وَلاَ سَمِينٌ فَيُنْتَقَلَ . قَالَتِ الثَّانِيَةُ زَوْجِى لاَ أَبُثُّ خَبَرَهُ إِنِّى أَخَافُ أَنْ لاَ أَذَرَهُ إِنْ أَذْكُرْهُ أَذْكُرْ عُجَرَهُ وَبُجَرَهُ . قَالَتِ الثَّالِثَةُ زَوْجِى الْعَشَنَّقُ إِنْ أَنْطِقْ أُطَلَّقْ وَإِنْ أَسْكُتْ أُعَلَّقْ . قَالَتِ الرَّابِعَةُ زَوْجِى كَلَيْلِ تِهَامَةَ لاَ حَرٌّ وَلاَ قُرٌّ وَلاَ مَخَافَةَ وَلاَ سَآمَةَ . قَالَتِ الْخَامِسَةُ زَوْجِى إِنْ دَخَلَ فَهِدَ وَإِنْ خَرَجَ أَسِدَ وَلاَ يَسْأَلُ عَمَّا عَهِدَ . قَالَتِ السَّادِسَةُ زَوْجِى إِنْ أَكَلَ لَفَّ وَإِنْ شَرِبَ اشْتَفَّ وَإِنِ اضْطَجَعَ الْتَفَّ وَلاَ يُولِجُ الْكَفَّ لِيَعْلَمَ الْبَثَّ . قَالَتِ السَّابِعَةُ زَوْجِى غَيَايَاءُ أَوْ عَيَايَاءُ طَبَاقَاءُ كُلُّ دَاءٍ لَهُ دَاءٌ شَجَّكِ أَوْ فَلَّكِ أَوْ جَمَعَ كُلاًّ لَكِ . قَالَتِ الثَّامِنَةُ زَوْجِى الرِّيحُ رِيحُ زَرْنَبٍ وَالْمَسُّ مَسُّ أَرْنَبٍ . قَالَتِ التَّاسِعَةُ زَوْجِى رَفِيعُ الْعِمَادِ طَوِيلُ النِّجَادِ عَظِيمُ الرَّمَادِ قَرِيبُ الْبَيْتِ مِنَ النَّادِى . قَالَتِ الْعَاشِرَةُ زَوْجِى مَالِكٌ وَمَا مَالِكٌ مَالِكٌ خَيْرٌ مِنْ ذَلِكِ لَهُ إِبِلٌ كَثِيرَاتُ الْمَبَارِكِ قَلِيلاَتُ الْمَسَارِحِ إِذَا سَمِعْنَ صَوْتَ الْمِزْهَرِ أَيْقَنَّ أَنَّهُنَّ هَوَالِكُ . قَالَتِ الْحَادِيَةَ عَشْرَةَ زَوْجِى أَبُو زَرْعٍ فَمَا أَبُو زَرْعٍ أَنَاسَ مِنْ حُلِىٍّ أُذُنَىَّ وَمَلأَ مِنْ شَحْمٍ عَضُدَىَّ وَبَجَّحَنِى فَبَجِحَتْ إِلَىَّ نَفْسِى وَجَدَنِى فِى أَهْلِ غُنَيْمَةٍ بِشَقٍّ فَجَعَلَنِى فِى أَهْلِ صَهِيلٍ وَأَطِيطٍ وَدَائِسٍ وَمُنَقٍّ فَعِنْدَهُ أَقُولُ فَلاَ أُقَبَّحُ وَأَرْقُدُ فَأَتَصَبَّحُ وَأَشْرَبُ فَأَتَقَنَّحُ . أُمُّ أَبِى زَرْعٍ فَمَا أُمُّ أَبِى زَرْعٍ عُكُومُهَا رَدَاحٌ وَبَيْتُهَا فَسَاحٌ . ابْنُ أَبِى زَرْعٍ فَمَا ابْنُ أَبِى زَرْعٍ مَضْجِعُهُ كَمَسَلِّ شَطْبَةٍ وَيُشْبِعُهُ ذِرَاعُ الْجَفْرَةِ . بِنْتُ أَبِى زَرْعٍ فَمَا بِنْتُ أَبِى زَرْعٍ طَوْعُ أَبِيهَا وَطَوْعُ أُمِّهَا وَمِلْءُ كِسَائِهَا وَغَيْظُ جَارَتِهَا . جَارِيَةُ أَبِى زَرْعٍ فَمَا جَارِيَةُ أَبِى زَرْعٍ لاَ تَبُثُّ حَدِيثَنَا تَبْثِيثًا وَلاَ تُنَقِّثُ مِيرَتَنَا تَنْقِيثًا وَلاَ تَمْلأُ بَيْتَنَا تَعْشِيشًا . قَالَتْ خَرَجَ أَبُو زَرْعٍ وَالأَوْطَابُ تُمْخَضُ فَلَقِىَ امْرَأَةً مَعَهَا وَلَدَانِ لَهَا كَالْفَهْدَيْنِ يَلْعَبَانِ مِنْ تَحْتِ خَصْرِهَا بِرُمَّانَتَيْنِ فَطَلَّقَنِى وَنَكَحَهَا فَنَكَحْتُ بَعْدَهُ رَجُلاً سَرِيًّا رَكِبَ شَرِيًّا وَأَخَذَ خَطِّيًّا وَأَرَاحَ عَلَىَّ نَعَمًا ثَرِيًّا وَأَعْطَانِى مِنْ كُلِّ رَائِحَةٍ زَوْجًا . قَالَ كُلِى أُمَّ زَرْعٍ وَمِيرِى أَهْلَكِ فَلَوْ جَمَعْتُ كُلَّ شَىْءٍ أَعْطَانِى مَا بَلَغَ أَصْغَرَ آنِيَةِ أَبِى زَرْعٍ . قَالَتْ عَائِشَةُ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كُنْتُ لَكِ كَأَبِى زَرْعٍ لأُمِّ زَرْعٍ »] غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ عَيَايَاءُ طَبَاقَاءُ . وَلَمْ يَشُكَّ وَقَالَ قَلِيلاَتُ الْمَسَارِحِ . وَقَالَ وَصِفْرُ رِدَائِهَا وَخَيْرُ نِسَائِهَا وَعَقْرُ جَارَتِهَا . وَقَالَ وَلاَ تَنْقُثُ مِيرَتَنَا تَنْقِيثًا . وَقَالَ وَأَعْطَانِى مِنْ كُلِّ رائحَةٍ زَوْجًا .
Tercemesi:
Bana -bu hadisi- Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Musa b. İsmail, ona Said b. Seleme, ona Hişam b. Urve -şu isnadla-[, ona Abdullah b. Urve, ona da Urve b. Zübeyr, Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
Onbir kadın oturdular kocaları hakkındaki bilgilerden hiç bir şeyi gizlememe üzerine birbirlerine söz verdiler.
Birincisi (kocasını şöyle kötüledi): 'Benim kocam (sarp olan bir) dağın başındaki zayıf bir devenin eti gibidir. Düz değil ki çıkılsın, semiz değil ki götürülsün' dedi. (Yani kocasının sert ve huysuz olduğuna, ailenin de ondan bir fayda bulmadığını ima etti.)
İkincisi de (kocasını şöyle kötüledi): Kocamın bilgilerini ortaya çıkaramam. Ondan bahsetmeye bir başlarsam büyük-küçük hiç şey (geriye) bırakamayacağımdan korkarım.
Üçüncüsü de (kocasını şöyle zemmetti): Kocam (biçimsiz bir şekilde) uzun boyludur. Konuşursam boşanırım, sussam ortada kalırım (ne evli kalırım ne de boş).(Bununla kocasının kıt akıllı olduğuna işaret etti.)
Dördüncüsü (kocasını şöyle övdü): Kocam ne sıcak ne de soğuk olan tihâme gecesi gibidir. (Ondan) ne korkulur, ne de usanılır!
Beşincisi: Kocam (içeri) girince panter (gibi çok uyur); (dışarı) çıkınca (harpte) arslan kesilir. Bana emanet ettiği (evin işlerinin hesabından) bir şey sormaz.
Altıncısı: Kocam yediğini dürer (çok yer), içtiğinde (kaptakini) tamamen bitirir ve yatarsa sarınır. Kederi anlamak için elini sokmaz!
Yedincisi: Kocam tohumsuzdur (cinsel yaşamı yoktur). Yahut karanlıktır. (Ahmaklığından) İşleri üzerine yığılmıştır. Her dert onda mevcuttur. Baş yarık yahut uzuvlarında yara vardır. Yahut ikisini de sana bir araya toplayıversin!
Sekizincisi: Kocamın (beden veya elbise) kokusu zaferan, dokunuşu tavşan dokunuşu gibidir (iyi ahlaklıdır)!
Dokuzuncusu: Kocam direği yüksek (toplum içinde şerefli ve tanınan), (kılıcının) kını uzun (uzun boylu), külü çok (misafiri çok), evi meclise yakın (cömert) bir adamdır.
Onuncusu : Kocam Malik'tir. Amma ne Malik! Malik bundan çok daha iyidir. Onun çok çöken, az dolaşan develeri vardır (misafir gelince etinden ve sütünden yerler ve içerler). tef sesini işittiler mi helak olduklarını (kesileceklerini) anlarlar.
Onbirincisi: Kocam Ebu Zer'dir. Amma ne Ebu Zer! Zinetten kulaklarımı (fazlalığından) şakırdattı. Beni şişmanlattı. Beni sevindirdi. Benim de gönlüm ferah oldu. Beni dağın kenarında sayıca az bir koyun sürüsü sahibinde buldu da at kişnemesine ve deve sesine sahip harman döğen, tınas savuran hir aileye kattı. İşte onun yanında konuşuyor, sözüm reddedilmiyor; uyuyor sabahlıyorum (hizmetçiler benim yerime çalışıyor); içiyor ve kanıyorum. Ebu Zer'in annesi de ne Ebu Zer annesi! Ambarları büyük, evi geniş.,. Ebu Zer'in oğlu da n Ebu Zer'in oğlu! Yatağı soyulmuş hurma lifi gibi (erkek için makbul gören zayıf kilodadır ve kınından çekilmiş kılıç gibidir.). Kendisini bir kuzunun budu doyurur (az yer). Ebu Zer'in kızı da ne Ebu Zer kızı! Anasına, babasına itaatkar. Elbisesinin içini dolduran (kilolu) ve (güzelliği ve iffetiyle) kumasını çatlatan. Ebu Zer'in cariyesi de ne Ebu Zer cariyesi! Bizim konuşmalarımızı (ortalığa) yaymaz. Azığımızı döküp, saçmaz. Evimizi de çer-çöp bulunan kuş yuvasına çevirmez (her zaman tertemiz ve tertipli olur).
Ümmü Zer dedi ki: Tulumlarımızda süt çalkalanırken Ebu Zer çıktı (gitti). Ve bir kadına rastladı ki, yanında pars gibi iki çocuğu var. Böğrünün altındaki iki nar tanesiyle (göğüsleriyle) oynuyorlar. Hemen beni boşayıp onu nikahladı. Ben de ondan sonra eşraftan bir adama kocaya vardım ki, yürüyüşlü bir ata biner. Eline Hattî mızrak alır. Evime birçok develer getirir. Bana her hayvandan bir çift verdi:
Ümmü Zer Ye! Akrabana da ver! dedi. Ama onun bana verdiği her şeyi toplasam Ebu Zer'in kaplarının en küçüğünü dahi doldurmaz, dedi.
Aişe şöyle dedi: Rasulullah (sav) bana: 'Ben senin için Ummü Zer'a nisbette Ebû Zer' gibiyim.' buyurdu.]
Yalnız o : 'Kısır, ahmaklığında' işleri üzerine- yığılmıştır' dedi, şekketmedi. Şunları da söylemiştir : 'Az dolaşırlar', 'Çarşafı boş, zamanı kadınlarının en hayırlısı ve kumasını çatlatandır', 'azığımızı saçıp savurmaz', 'Bana her kesilecek hayvandan bir çift verdi.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6306, /1021
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Abdullah b. Urve el-Kuraşi (Abdullah b. Urve b. Zübeyir b. Avvam)
4. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
5. Said b. Seleme es-Sedusi (Said b. Seleme b. Ebu Hüsam)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
7. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا دَعَا الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ إِلَى فِرَاشِهِ فَأَبَتْ أَنْ تَجِىءَ لَعَنَتْهَا الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى تُصْبِحَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15016, B005193
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا دَعَا الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ إِلَى فِرَاشِهِ فَأَبَتْ أَنْ تَجِىءَ لَعَنَتْهَا الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى تُصْبِحَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adî (Muhammed b. İbrahim), ona Şube (b. Haccâc), ona (Süleyman b. Mihrân) el-A'meş, ona Ebu Hazim (Selman Mevla Azze), ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Erkek, karısını yatağına davet ettiğinde kadın gelmekten kaçınırsa, sabahlayıncaya kadar melekler ona (kadına) lanet ederler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nikah 85, 2/352
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15037, B005206
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ سَلاَمٍ أَخْبَرَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - ( وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا ) قَالَتْ هِىَ الْمَرْأَةُ تَكُونُ عِنْدَ الرَّجُلِ ، لاَ يَسْتَكْثِرُ مِنْهَا فَيُرِيدُ طَلاَقَهَا ، وَيَتَزَوَّجُ غَيْرَهَا ، تَقُولُ لَهُ أَمْسِكْنِى وَلاَ تُطَلِّقْنِى ، ثُمَّ تَزَوَّجْ غَيْرِى ، فَأَنْتَ فِى حِلٍّ مِنَ النَّفَقَةِ عَلَىَّ وَالْقِسْمَةِ لِى ، فَذَلِكَ قَوْلُهُ تَعَالَى ( فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يَصَّالَحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ ) .
Tercemesi:
Bize (Muhammed) b. Selam, ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona Hişam (b. Urve), ona da babası (Urve b. Zübeyr), Aişe’nin (r.anha) "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa..." (Nisâ, 4/128) ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti:
"Bu, öyle bir kadındır ki bir adamla evlidir; (kocası) artık onunla bu işi uzatmak istemez; boşanmayı ve başka bir kadınla evlenmeyi ister. Kadın da kocasına: Beni nikahında tut, beni boşama, sonra benden başka biriyle de evlen. Ayrıca bana vereceğin nafakadan ve benim için eşlerin arasında yapacağın (geceyi birlikte geçirmek için) sıralamadan da muafsın! der. İşte Yüce Allah'ın 'Uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır.'(Nisâ, 4/128) buyruğu bunun içindir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nikah 95, 2/354
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25429, B002694
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - ( وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا ) قَالَتْ هُوَ الرَّجُلُ يَرَى مِنِ امْرَأَتِهِ مَا لاَ يُعْجِبُهُ ، كِبَرًا أَوْ غَيْرَهُ ، فَيُرِيدُ فِرَاقَهَا فَتَقُولُ أَمْسِكْنِى ، وَاقْسِمْ لِى مَا شِئْتَ . قَالَتْ فَلاَ بَأْسَ إِذَا تَرَاضَيَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Züber), Aişe'nin (r.anha) "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa..." (Nisâ, 4/128) ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti:
Bu öyle bir adamdır ki, karısından hoşlanmayacağı yaşlılık veya bunun dışında olumsuz bir durum görür de o kadından ayrılmak ister. Bunun üzerine karısı: Beni nikahında tut, benimle alakalı (nafaka ve diğer şeylerden) istediğin şekilde paylaşım yapabilirsin, der. Aişe (r.anha): Kadın ile kocası bu şekilde karşılıklı rıza gösterirlerse, bunda bir beis yoktur,' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Sulh 4, 1/728
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Aile, Eşlerarası Problemlerin Giderilmesi
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ هِنْدَ قَالَتْ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّ أَبَا سُفْيَانَ رَجُلٌ شَحِيحٌ ، فَأَحْتَاجُ أَنْ آخُذَ مِنْ مَالِهِ . قَالَ « خُذِى مَا يَكْفِيكِ وَوَلَدَكِ بِالْمَعْرُوفِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27986, B007180
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ هِنْدَ قَالَتْ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّ أَبَا سُفْيَانَ رَجُلٌ شَحِيحٌ ، فَأَحْتَاجُ أَنْ آخُذَ مِنْ مَالِهِ . قَالَ « خُذِى مَا يَكْفِيكِ وَوَلَدَكِ بِالْمَعْرُوفِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Hişam (b. Urve), ona babası (Urve b. Zübeyr), Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
(Ebu Süfyan'ın hanımı) Hind bt. Utbe (r.anha), Peygamber'e (sav):
'Ebu Süfyan (ra) kesinlikle çok cimri bir adamdır, o kadar ki onun malından (gizlice) almaya ihtiyaç duyduğum oluyor(; bu uygun olur mu?)' dedi.
Hz. Peygamber de (sav) ona:
'Sana ve çocuklarına yetecek kadar miktarı al!' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ahkâm 28, 2/706
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Aile, Eşler, Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Örf, hareket ölçüsü olarak kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276868, N003453-2
Hadis:
أَخْبَرَنِى مُحَمَّدُ بْنُ جَبَلَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُوسَى بْنِ أَعْيَنَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ رَاشِدٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ - قَالَ وَهُوَ أَحَدُ الثَّلاَثَةِ الَّذِينَ تِيبَ عَلَيْهِمْ - يُحَدِّثُ قَالَ أَرْسَلَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَإِلَى صَاحِبَىَّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْمُرُكُمْ أَنْ تَعْتَزِلُوا نِسَاءَكُمْ . فَقُلْتُ لِلرَّسُولِ أُطَلِّقُ امْرَأَتِى أَمْ مَاذَا أَفْعَلُ قَالَ لاَ بَلْ تَعْتَزِلُهَا فَلاَ تَقْرَبْهَا . فَقُلْتُ لاِمْرَأَتِى الْحَقِى بِأَهْلِكِ فَكُونِى فِيهِمْ فَلَحِقَتْ بِهِمْ .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 18, /2312
Senetler:
1. Ka'b b. Malik el-Ensarî (Ka'b b. Malik b. Ebu Ka'b b. Kayn b. Ka'b)
2. Abdullah b. Ka'b el-Ensarî (Abdullah b. Ka'b b. Malik b. Amr b. Kayn)
3. Abdurrahman b. Abdullah el-Ensarî (Abdurrahaman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Süleyman İshak b. Raşid er-Rakkî (İshak b. Raşid)
6. Musa b. A'yen el-Cezeri (Musa b. A'yen)
7. Muhammed b. Musa el-Cezeri (Muhammed b. Musa b. A'yen)
8. Ebu Abdullah Muhammed b. Yahya el-Kelbî (Muhammed b. Yahya b. Muhammed b. Kesir)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18453, T003040
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ مُعَاذٍ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : خَشِيَتْ سَوْدَةُ أَنْ يُطَلِّقَهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ لاَ تُطَلِّقْنِى وَأَمْسِكْنِى وَاجْعَلْ يَوْمِى لِعَائِشَةَ فَفَعَلَ فَنَزَلَتْ ( فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا وَالصُّلْحُ خَيْرٌ ) . فَمَا اصْطَلَحَا عَلَيْهِ مِنْ شَىْءٍ فَهُوَ جَائِزٌ كَأَنَّهُ مِنْ قَوْلِ ابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Ebu Davud et-Tayâlisî (Süleyman b. Davud), ona Süleyman b. Muaz, ona Simak (b. Harb), ona İkrime (Mevla İbn Abbas), ona da (Abdullah) b. Abbas şöyle demiştir: Sevde, Rasulullah'ın (sav) kendisini boşamasından korkarak, beni boşama nikahın altında tut benim günümü de Aişe'ye tahsis et, dedi. Rasulullah da (sav) bunu yaptı. Bunun üzerine şu ayet indi: "Eğer bir kadın kocasının kötü muamelesinden yahut yüz çevirmesinden endişe ederse aralarında bir uzlaşmaya varmalarında onlara günah yoktur ve sulh hayırlıdır. Nefisler de cimriliğe meyillidir. Eğer güzel davranır ve Allah’a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır." Her hangi bir konuda karı-koca anlaşırlarsa bu caizdir. Bu (son) söz İbn Abbas'ın sözü olabilir.
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen garibtir.
Açıklama:
Ayet: Nisa suresi 128.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 4, 5/249
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
4. Süleyman b. Karm et-Temîmî (Süleyman b. Karm b. Muaz)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Evlilik, eşler arasında adalet
Hz. Peygamber, hanımları
Hz. Peygamber, hanımları, Sevde
Kur'an, Nüzul sebebleri
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُؤَمَّلٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ قَالَ أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم امْرَأَةٌ مَعَهَا صَبِيَّانِ لَهَا قَدْ حَمَلَتْ أَحَدَهُمَا وَهِىَ تَقُودُ الآخَرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « حَامِلاَتٌ وَالِدَاتٌ رَحِيمَاتٌ لَوْلاَ مُصَلِّيَاتُهُنَّ الْجَنَّةَ » .مَا يَأْتِينَ إِلَى أَزْوَاجِهِنَّ دَخَلَ مُصَلِّيَاتُهُنَّ الْجَنَّةَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18789, İM002013
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُؤَمَّلٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ قَالَ أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم امْرَأَةٌ مَعَهَا صَبِيَّانِ لَهَا قَدْ حَمَلَتْ أَحَدَهُمَا وَهِىَ تَقُودُ الآخَرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « حَامِلاَتٌ وَالِدَاتٌ رَحِيمَاتٌ لَوْلاَ مُصَلِّيَاتُهُنَّ الْجَنَّةَ » .مَا يَأْتِينَ إِلَى أَزْوَاجِهِنَّ دَخَلَ مُصَلِّيَاتُهُنَّ الْجَنَّةَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Müemmel (b. İsmail), ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona da Salim b. Ebu Ca'd, Ebu Ümame (Sudey b. Aclân)'ın (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
Bir kadın, iki çocuğu ile beraber Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Kadın bir çocuğunu taşımakta, diğerini de elinden tutup götürmekteydi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:'(Kadınlar çocuklarını hamileyken karınlarında) taşıyan ve doğuran çok merhametli kimselerdir. Kocalarına ettikleri eziyetler olmazsa bunların namaz kılanları cennete girer.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Nikah 62, /321
Senetler:
1. Ebu Ümame Sudey b. Aclân el-Bahilî (Sudey b. Aclân b. Vehb)
2. Salim b. Ebu Ca'd el-Eşceî (Salim b. Rafi')
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdurrahman Müemmel b. İsmail el-Adevi (Müemmel b. İsmail)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Kadın, değeri ve konumu
Nankörlük, kadının kocasına karşı nankörlüğü