Giriş


    Öneri Formu
27363 D003869 Ebu Davud, Tıb, 10

Bize Ebu Velid et-Tayalisî, ona Şube, ona el-A'meş, ona Ebû Salih ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Birinizin içinin irin ile dolu olması, şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır." [Ebu Ali (el-Lü'lü'î) dedi ki: Ebu Ubeyd'in şöyle dediği nakledilir: (Hadisin) açıklaması (şudur): (Burada yerilen şey) kişinin kalbinin kendisini Kur'an'dan ve Allah'ı zikirden alıkoyacak derecede şiirle dolu olmasıdır. (Ama kişinin içinde) baskın olan Kur'an ve ilim olunca bize göre böyle bir kişinin içi şiirle dolu demek değildir. "Muhakkak ki sözlerin bazıları sihir (gibi) dir." Sanki (bu hadisin) manası şudur: Bir kimse (bazen) konuşmasını bir başkasını övme derecesine çıkarır ve söylediği de doğru olur. Böylece insanların kalpleri sözüne yönelir (inanır). Sonra (bu adam) daha önce övmüş olduğu kimseyi kötüler, (yine) söylediği doğrudur. Böylece insanların kalpleri bu diğer sözüne yönelir (inanır). (İşte bu kişi) Sanki bu şekilde dinleyenleri büyülemiştir.]


Açıklama: Hz. Aişe (r.anha) hadiste yerilen şiirin Hz. Peygamber'in (sav) hicvedildiği şiir olduğuna dikkat çekmiştir (bk. Zerkeşî, el-İcâbe li-îrâdi me'stedrekethü Âʾişe ale’sahâbe [Beyrut, 1970], 122).

    Öneri Formu
34089 D005009 Ebu Davud, Edeb, 87

Bize Ebu Nadr, ona İkrime, ona İyâs b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir: Hayber günü amcam teke tek çarpışmak için Yahudi Merhab’ın karşına çıktı. Merhab "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Amcam da "Hayber bilir ki ben tepeden tırnağa silahını kuşanmış düşmanın içine dalan gözü pek bir kahramanım" dedi. Sonra birbirlerine karşılıklı iki darbe vurdular. Merhab’ın kılıcı Âmir’in kalkanına isabet etti. Âmir de ona alttan hamle yaptı ama kılıcı ters dönüp kendi atardamarını kesti ve böylece kendisini öldürmüş oldu. Seleme b. Ekvâ der ki: Hz. Peygamber’in sahabesinden "Âmir’in ameli boşa gitti. Kendi kendini öldürdü" diyen birtakım insanlarla karşılaştım, ağlayarak Hz. Peygamber’e (sav) geldim ve "ey Allah’ın Rasulü! Âmir’in ameli boşa gitmiş" dedim. "Bunu kim söyledi" dedi. "Ashâbından insanlar!" dedim. "Bunu diyen yanılmıştır! Aksine ona iki sevap vardır!" buyurdu. Âmir Hayber seferine çıktığında aralarında Hz. Peygamber’in bulunduğu sahabe gurubunda bir yandan süvarileri yönlendiriyor bir yandan da savaş ezgileri söylüyor ve şöyle diyordu: "Vallahi! Allah olmasaydı ne doğru yolda olurduk, ne de sadaka verip namaz kılardık. Bize zulmedenler fitne çıkarmak istediklerinde biz onlara karşı koyduk. Biz Sen'in ikram ve ihsanına muhtacız. Düşmanla karşılaşırsak ayaklarımızı sabit kıl! Üzerimize huzur ve sükunet indir." Allah Rasulü (sav) "Kim o?" buyurdu. Âmir de "Âmir, ey Allah’ın Rasulü!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Rabbin seni bağışlasın" buyurdu. Allah Rasulü (sav) biri için özellikle istiğfarda bulundu mu o, şehit düşerdi! Ömer b. Hattâb bu duayı işitince "Ey Allah'ın Rasulü! Keşke Âmir'den biraz daha istifaede etseydik!" dedi. Seleme der ki: Sonra Allah Rasulü (sav) "bugün sancağı Allah ve Rasulü'nü seven ya da Allah ve Rasulü'nün sevdiği birisine vereceğim" diyerek beni, Ali'ye gönderdi. Ali'nin yanına geldim. gözünden derdi olduğu halde onu Allah Rasulü'ne (sav) getirdim. Nebî (sav) onun gözüne tükürüğü sürdü. Sonra sancağı kendisine verdi. Merhab meydana çıkıp "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Ali de, "Ben, anamın Haydar ismini verdiği kişiyim! Hallaç pamuğu gibi yere serip geçtiğim düşmanın dehşet ve irkinti ile baktığı ormanların aslanı gibiyim!" dedi. Ardından Merhab'ın başına bir darbe indirdi de onu öldürdü ve onun eliyle fetih, nasip oldu.


Açıklama: Müslim'in şartlarına göre isnadı sahihtir.

    Öneri Formu
65505 HM016653 İbn Hanbel, IV, 51

Bize yakub (b. İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona babası (İbrahim b. Sa'd ez-Zührî), ona İbn İshak, Hârise oğullarının kardeşi Abdullah b. Sehl b. Abdurrahman b. Sehl, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir. Yahudi Merhab silahını kuşanmış bir şekilde Savaş ezgileri söyleyerek (Yahudilerin) kalesinden çıktı. "Hayber bilir ki ben tepeden tırnağa silahını kuşanmış, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım. Kah mızrağımı saplarım, kah kılıcımı çalarım. Aslanların öfkesi kızışmağa başladığında benim kızgın öfkemin yanına yaklaşılmaz" diyerek "kim benim karşıma çıkacak?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Buna karşı kim çıkacak?" diye sordu. Muhammed b. Mesleme "Onun karşına ben çıkarım ey Allah'ın Elçisi! Vallahi ben öç almak istiyorum. Bunlar dün benim kardeşimi öldürdü." dedi. Hz. Peygamber "Onun karşına çık" dedi. ardından "(Merhab'a) karşı ona yardım et Allah'ım" diye dua etti. İki rakip birbirine yaklaştığında aralarına Uşer ağaçlarından yaşlı bir ağaç girdi. İkisi de birbirinden korunmak için ağacı kalkan olarak kullandı. Her biri diğerinin sığındığı dalı kılıcıyla kesti. Nihayet her iki rakip de açığa çıktı, ağaç da aralarında ayakta dikilen bir adam gibi dalsız budaksız kaldı. Sonra Merhab Muhammed'e hamle yapıp kılıç çaldı. (Muhammed) kalkanı ile bu hamleden korundu. (Merhab'ın) Kılıcı (Muhammed'in) kalkanına denk geldi ve saplanıp kaldı. Muhammed b. Mesleme ona kılıç çaldı ve öldürdü.


    Öneri Formu
62896 HM015201 İbn Hanbel, III, 385


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَإِنَّ مِنَ الْبَيَانِ سِحْرًا

    Öneri Formu
34091 D005011 Ebu Davud, Edeb, 87


    Öneri Formu
7182 B001008 Buhari, İstiska, 3


    Öneri Formu
34090 D005010 Ebu Davud, Edeb, 87


    Öneri Formu
34092 D005012 Ebu Davud, Edeb, 87


    Öneri Formu
34094 D005014 Ebu Davud, Edeb, 87


    Öneri Formu
89381 MA020505 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 265