23 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona İbrahim b. Süveyd, ona Muttalib’in azatlısı Amr b. Ebu Amr, ona da Vâlibe’nin azatlısı Said b. Cübeyr el-Kûfî şöyle demiştir: İbn Abbas (r.anhumâ) Arefe gününde Nebi (sav) ile Arafat’tan ayrıldı. Nebi (sav) arka taraflarında develerin hızlıca sürülmek maksadı ile onlara vurulduğunu ve bağırıp çağırış seslerini işitince onlara kamçısıyla işaret ederek: "Ey insanlar! sükûnetle hareket edin. Hiç şüphesiz iyilik, süratle elde edilmez" buyurdu. "Evdaû" hızlıca sürdüler; "Hilâlekum" (Tevbe, 9/47) aranıza girmek, sızmak; "Feccarnâ hilâlehumâ" İkisinin arasında (bir ırmak) fışkırttık (Kehf, 18/33) anlamlarına gelmektedir.
İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.
Allah, evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri yaptı ve sizin için davar derilerinden gerek göç gününüzde, gerekse konaklama gününüzde, kolayca taşıyacağınız evler; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar (faydalanacağınız) bir ev eşyası ve bir ticaret malı meydana getirdi.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) Ahzab günü, toprak taşıdığını gördüm. Toprak, karnının beyazlığını kapatmıştı. Bir yandan da şöyle söylüyordu: "Yâ Rabbi! Sen olmasan ne hidayete erer, ne infakta bulunur, ne de namaz kılardık. Düşmanlar karşılaştığımızda üzerimize huzur ve dinginlik indir, ayaklarımızı sabit kıl. Bunlar bize zulmettiler. Fitne çıkarmak istediklerinde biz fitneyi reddettik."