8 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. en-Nadr b. Ebu'n-Nadr, ona Ebu'n-Nadr Haşim b. el-Kasım, ona Ubeydullah el-Eşcaî, ona Süfyan es-Sevrî, ona Ubeyd el-Müktib, ona Fudayl, ona eş-Şa'bî, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) huzurunda oturuyorduk. Bir ara Hz. Peygamber gülümsedi; "neden güldüğümü anladınız mı" diye sordu. En iyisini Allah ve Rasulü bilir dedik. "Kulun Rabbine olan sözlerinden güldüm” dedi ve şöyle izah etti: "Kul, Rabbine; ey Rabbim; sen beni zulümden korumadın mı diye sorar. Cenâb-ı Hak da evet der. Kul; öyleyse ben bugün, kendim için kendimden başka birinin şahitliğini istemiyorum” deyince, Allah; bugün sana tek şahit olarak nefsin, çok şahit olarak da kirâmen kâtibîn melekleri yeter buyurur. Bunun üzerine insanın ağzı mühürlenir ve uzuvlarına; konuş diye emredilir. Onlar da yaptıklarını anlatırlar. Sonra insana konuşma imkânı verilir. Bunun üzerine adam, uzuvlarına; lanet olsun size! Defolun! Ben sizin için mücadele ediyordum der."
O gün dilleri,elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir.
Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.
Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O'na döndürülüyorsunuz, derler.
Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.
O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.