13 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr b. Şümeyl, ona Kehmes b. Hasan, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya’mer, ona Abdullah b. Ömer, ona da Ömer b. Hattab şöyle demiştir: "Bir gün Rasulullah’ın (sav) yanında iken yanımıza elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, üzerinde yolculuktan zerre iz görülmeyen ve bizden kimsenin de tanımadığı bir adam geliverdi. Rasulullah’ın yanına oturdu, dizlerini dizlerine dayadı, ellerini O’nun dizlerine koydu ve 'Ey Muhammed! Bana İslam’dan haber ver' dedi. Rasulullah (sav) 'Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekat vermen, Ramazan orucunu tutman, imkan bulabilirsen Kabe’yi haccetmen' buyurdu. O 'Doğru söyledin' dedi. Onun böyle sorup sonra da tasdik etmesi bizim garibimize gitti. Sonra 'Bana imandan haber ver dedi' Rasulullah (sav) 'Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, hayrı ve şerriyle kadere iman etmendir' buyurdu. O 'Doğru söyledin' dedi. Sonra 'Bana ihsandan haber ver' dedi. Rasulullah (sav) 'Kendisini görüyormuş gibi Allah’a ibadet etmendir. Zira sen O’nu görmesen de O seni görüyor' buyurdu. O 'Bana kıyametten haber ver' deyince Rasulullah (sav) 'Bu konuda sorulan sorandan daha fazla bilgili değil' buyurdu. O 'O zaman bana alametlerinden haber ver' dedi. Rasulullah (sav) 'Cariyenin efendisini doğurması ve yalınayak, yarı çıplak, ihtiyaç sahibi koyun çobanlarını binalar yapmada yarışır halde görmendir' buyurdu. Ömer der ki: Bir süre bekledim. Sonra Rasulullah (sav) bana 'Ey Ömer o soran kimdi biliyor musun?' buyurdu. Ben 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Bunun üzerine Rasulullah 'O Cebrail'di. Size dininizin esasını öğretmek için geldi' buyurdu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Alkame, ona Süleyman b. Büreyde, ona da (Yahya) b. Ya'mer şöyle haber vermiştir: Abdullah b. Ömer'e “Biz uzak beldelere yolculuk yapıyoruz ve orada kaderin olmadığını söyleyen insanlarla karşılaşıyoruz” dedim. Abdullah b. Ömer “Onlarla karşılaştığınızda onlara 'Abdullah b. Ömer sizden uzak, siz de ondan uzaksınız' deyin” diye üç kere tekrarladı, ardından şu hadisi nakletti. "Biz Hz. Peygamber'in (sav) yanındayken bir adam çıkageldi. -Abdullah b. Ömer adamın özelliklerini de anlattı.- Hz. Peygamber (sav) ona 'Yaklaş' dedi. Adam yaklaştı. Tekrar 'Yaklaş' dedi. Adam yaklaştı. Yine 'Yaklaş' dedi adam yine dizleri birbirine değecek kadar yaklaştı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir? veya bana imandan haber ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere iman etmendir' dedi. [Süfyan der ki: Sanırım 'kaderin hayrına ve şerrine' ifadesini de kullandı.] Adam 'İslam nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Namaz kılmak, zekat vermek, hacca gitmek, Ramazan orucu tutmak ve cünüplükten gusletmektir' buyurdu. Adam 'Söylediğin her şeyi doğru söyledin, doğru söyledin' dedi. Topluluk 'Biz daha önce Hz. Peygamber'e (sav) karşı bu kadar saygılı bir adam görmedik. Sanki Hz. Peygamber'e (sav) o öğretiyor' dedi. Sonra adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana ihsandan haber ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'a sanki onu görüyormuş gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da o seni görüyor' buyurdu. Biz 'Biz daha önce Hz. Peygamber'e (sav) karşı bu kadar saygılı bir adam görmedik' dedik Adam bunların hepsini 'Doğru söyledin, doğru söyledin' diyerek tasdik ediyordu. Adam 'Bana kıyametin vaktini haber ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda, sorulan sorandan daha bilgili değildir' dedi. Adam da 'Doğru söyledin' dedi. Biz yine 'Hz. Peygamber'e (sav) bu adamdan daha saygılı bir kişi görmedik' dedik. Adam sonra da ayrılıp gitti. [Süfyan der ki:] Hz. Peygamber (sav) 'Gidin adamı arayın' dedi. Ancak onu bulamadılar. Hz. Peygamber (sav) 'Bu gelen Cibrîl'dir, size dininizi öğretmek için geldi. Bana hangi surette gelse onu tanırdım — bu suret dışında' dedi."
Ravi der ki: "Rasulullah (sav), bir gün özel bir meclis kurmuştu. O esnada Cebrâil (as) geldi, Hz. Peygamber'in (sav) önüne oturdu ve ellerini Rasulullah’ın (sav) dizlerinin üzerine koyarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana İslâm'ın ne olduğunu haber ver' dedi. Rasulullah (sav) 'İslâm; yüzünü Allah’a teslim etmen ve 'Lâ ilâhe illâllâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve enne Muhammeden abduhû ve rasûluh - Allah’tan başka ilah yoktur, O’nun ortağı yoktur. Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.’ diye şehâdette bulunmandır' buyurdu. Cebrâil 'Eğer bunu yaparsam Müslüman olmuş olur muyum?' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet, bunları yaparsan İslâm’a girmiş olursun' buyurdu. 'Cebrâil tekrar 'Ey Allah’ın Rasulü! İmanın ne olduğunu bana anlat' dedi. Rasulullah (sav) 'İmân; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere iman etmendir. Ölümün hak olduğuna, öldükten sonra dirilişe, cennet ve cehennemin varlığına, hesap gününe, mizana (amellerin tartılacağına) ve kaderin hayır ve şer yönüyle tamamına iman etmendir' buyurdu. Cebrâil 'Eğer bunu yaparsam Mümin olur muyum?' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet, bunu yaparsan iman etmiş olursun' buyurdu. Cebrâil 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana ihsanın ne olduğunu anlat' dedi. Rasulullah (sav) 'İhsan; Allah’a, O’nu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmesen de şüphesiz O seni görmektedir' buyurdu. Cebrâil 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyâmet ne zaman kopacak?' dedi. Rasulullah (sav) 'Subhânallah! (Bu) beş gaybî bilgidendir ki onları Allah’tan başka kimse bilemez' buyurdu ve 'Şüphesiz Allah, kıyamet saatinin ilmini kendinde tutar. Yağmuru O indirir. Rahimlerde olanı O bilir. Hiçbir nefis yarın ne kazanacağını bilemez. Hiçbir can nerede öleceğini bilmez. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.' [Lokmân, 31/34] ayetini okudu. Sonra 'Ama istersen sana kıyametin bazı alâmetlerini haber vereyim' buyurdu. Cebrâil 'Evet, ey Allah’ın Rasulü, anlat' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Cariyenin, efendisini doğurduğunu gördüğünde, koyun sahiplerinin (çobanların) yüksek binalar yapmakta birbirleriyle yarıştığını gördüğünde, baldırı çıplak, karnı aç ve muhtaç kimselerin toplumun önderleri olduğunu gördüğünde (bil ki kıyamet yaklaşmıştır). Cebrâil 'Ey Allah’ın Rasulü! Bu koyun sahipleri, yalın ayaklı, aç ve muhtaç insanlar kimlerdir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de 'Onlar Bedevilerdir' buyurdu."
Bize Humeydi, ona Süfyan, ona Salim b. Ebu Hafsa, ona Münzir es-Sevrî, ona da Muhammed b. Ali b. Hanefiyye'nin: "İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir" hükmü, hem iyi hem de facir insanları kapsar, dediği rivayet edilmiştir."
Açıklama: Sahih bir hadistir. Ali b. Zeyd b. Cüd'an'ın zayıflığı sebebiyle zayıf bir isnaddır. Mutabii vardır.
Açıklama: Bildirildiğine göre ''النَّاسُ'' kelimesi ile fetihle birlikte müslüman olan Mekkeliler kastedilmiştir. Amr ise, fetihten önce bile-isteye muhacir olarak Medine'ye gelmiştir (Tuhfetü'l-ahvezî, X, 231).