25 Kayıt Bulundu.
Bize Hennâd, ona Abde, ona Muhammed b. Amr, ona babası vasıtasıyla dedesi şöyle rivayet etmiştir: Ashab-ı kirâmdan Bilal b. el-Hâris el-Müzenî'yi şöyle derken işittim: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyururken bizzat duydum: "Sizden biri bazen Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle kendisiyle karşılaşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bazen de Allah’ın kızacağı öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar." Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-sahîh bir hadistir. Muhammed b. Amr'dan pek çok kişi bu hadisi rivayet etmiş ve Muhammed b. Amr, babası-dedesi-Bilal b. el-Hâris senedini kullanmışlardır. Bu hadisi Mâlik, Muhammed b. Amr, babası, Bilal b. Haris tarikıyla rivayet etmiş, dedesini zikretmemiştir.
Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır.
Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilme veya diğer bölüğe ulaşıp mevzi tutma durumu dışında, kim öyle bir günde onlara arka çevirirse muhakkak ki o, Allah'ın gazabını hak etmiş olarak döner. Onun yeri de cehennemdir. Orası, varılacak ne kötü yerdir!
Ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız o size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.
Açıklama: İkrime b. Ammâr, sadûk hasenü'l-hadistir.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasendir.
(132-134) Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah'a karşı gelmek)ten sakının.
(Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!).