800 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona el-Leys, ona Safvan b. Süleym, ona Ebu Büsra el-Ğifarî, ona el-Bera b. Azib el-Ensârî şöyle rivayet etti:
"Ben Rasulullah (sav) ile birlikte on sekiz defa yolculuk yaptım. Güneş batıya kaydıktan sonra ve öğle vaktinden önce iki rekât namaz kılmayı terk ettiğini görmedim."
Açıklama: Bu iki rekât sünnetin, ne olduğu açık değildir. Bazıları öğlenin sünneti olduğunu söyler ve bununla seferde revâtib sünnetlerin kılınacağına istidlâl ederler. Bazıları onu, zevâlde kılınan nâfile namazı kabul ederler. Bazıları da şükür namazı der.
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona Cabir b. İsmail, ona da Ukayl (önceki) hadisi aynı senedle rivayet etmiş ve demiştir ki:
"Akşamı da geciktirir ve şafak kaybolunca yatsıyla birleştirerek kılardı."
Bize Kuteybe b. Said, ona el-Leys, ona Yazîd b. Ebu Habib, ona Ebu Tufeyl Amir b. Vasile, ona da Muaz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) Tebük gazvesinde iken güneş batıya kaymadan önce yola çıkarsa, öğleyi ikindiye kadar erteler, ikindi namazıyla birlikte kılardı. Eğer güneş batıya kaydıktan sonra yola çıkarsa ikindiyi öne alarak öğle namazıyla birlikte kılar, sonar yola düşerdi. Eğer akşamdan önce yola çıkacak olursa akşamı tehir eder yatsıyla beraber kılardı. Eğer akşam olduktan sonra yola çıkmak isterse yatsıyı (vaktinden) öne alarak akşamla birlikte kılardı."
Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi Kuteybe'den başka hiçbir kimse rivayet etmedi.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Adî b. Sabit, ona da el-Bera (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) ile birlikte bir yolculuğa çıkmıştık. Bize kıldırdığı yatsı namazının iki rekatının birincisinde ve’t-Tîni ve’z-zeytûni sûresini okudu."
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Salim, ona da babasının (İbn Ömer) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) yönü ne tarafa olursa olsun, deve üzerinde nafile ve vitir namazı kılardı, fakat deve sırtında farz namazı kılmazdı."
Bize el-Ka'neb, ona İsa b. Hafs b. Asım b. Ömer b. el-Hattab, ona da babası şöyle rivayet etmiştir:
"Ben Mekke yolunda İbn Ömer'le beraber bulundum. Bize iki rekât namaz kıldırdı, sonra döndü ve bazı kişilerin kıyamda olduklarını gördü. Bunlar ne yapıyorlar? diye sordu. Ben nafile namaz kılıyorlar dedim. O da ben nafile kılacak olsaydım, namazımı (dörde) tamamlardım. Ey kardeşimin oğlu! Gerçekten ben Rasulullah (sav) ile birlikte sefere katıldım. O, Allah ruhunu kabzedinceye kadar seferde iki rekâttan fazla kılmadı. Ebu Bekir'le birlikte bulundum, o da Allah ruhunu kabzedinceye kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Ömer'le de beraber bulundum, o da Allah ruhunu kabzedinceye kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Sonra Osman'la beraber bulundum, o da Allah Teâlâ ruhunu kabzedinceye kadar iki rekâttan fazla kılmadı. Cenâb-ı Hak da 'Allah'ın rasulünde sizin için pek güzel bir örnek vardır' buyurmuştur."
Bize Müsedded, ona Rib'i b. Abdullah b. el-Carud, ona Amr b. Ebu Haccac, ona el-Carud b. Ebu Sebre, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre;
"Rasulullah (sav) yola çıktığı zaman nafile namaz kılmak istediğinde devesini kıbleye yöneltip tekbir alırdı. Sonra bineği ne tarafa dönerse dönsün namazını kılardı."
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Amr b. Yahya el-Mâzinî, ona Ebu Hubab Said b. Yesar, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Ben Rasulullah'ı (sav) merkep üzerinde Hayber'e doğru namaz kılarken gördüm."
Bize Mahmud b. Halid, ona Muhammed b. Şuayb, ona en-Numan b. el-Münzir’in rivâyet ettiğine göre, Atâ b. Ebî Rabah Hz. Aişe'ye (r.anha);
"Hayvan sırtında namaz kılmaları için kadınlara da ruhsat verildi mi? diye sordu. Hz. Aişe de bu konuda kadınlara ne darlık halinde izin verildi ne de genişlik halinde cevabını verdi."
Ravi Muhammed (b. Şuayb), bunun farz namazlar hakkında olduğunu söyledi.