Giriş

Bize Muhammed b. Selâm, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Amr b. Mürra, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas şöyle demiştir:

Rasulullah (sav) Safâ Tepe'sine çıktı ve "Yâ sabâhâh! (uyanın ey Kureyş)" diye seslendi. Kureyşliler onun yanına toplandılar. Hz. Peygamber (sav) onlara "Ben size düşman size sabah yada akşam baskın yapacak desem? Ne dersiniz? Bana inanır mısınız?" buyurdu. Onlar da “evet” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Öyleyse ben şiddetli bir azabın öncesinde sizleri uyaran kişiyim" buyurdu. Ebu Leheb “Yazık sana! Bizi buraya bunun için mi topladın!” dedi sonra kalkıp gitti. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah "Tebbet yedâ Ebî Lehebin ve tebb" suresini indirdi.


    Öneri Formu
33569 B004972 Buhari, Tefsir, (Leheb) 2

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyan es-Sevrî ona da Simak b. Harb'ın rivayet ettiğine göre Cabir b. Semure şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğup yükselinceye kadar yerinde bağdaş kurup otururdu."


    Öneri Formu
33884 D004850 Ebu Davud, Edeb, 26

Bize Ebu Velîd, ona Selm b. Zübeyr, ona Ebu Recâ, ona da İmran b. Hüseyn şöyle söylemiştir: Onlar, Nebi (sav) ile beraber bir seferde idiler, gece boyunca yol aldılar nihayet sabaha karşı gece molası verdiler de (uykusuz ve yorgunluktan) gözlerine hakim olamayıp güneş yükselinceye kadar uykuda kaldılar. İlk uyanan Ebu Bekir idi. Rasulullah (sav) kendisi uyanana dek uyandırılmazdı. Ömer de uyandı. Ebu Bekir Rasulullah'ın (sav) başının yanında oturdu ve Nebi (sav) uyanana kadar tekbir getirip sesini yükseltmeye başladı. (Tekrar yola koyulup) konakladı(lar) ve bize sabah namazını kıldırdı. Bu arada birisi, bizimle beraber namaz kılmayıp cemaatten ayrılmıştı. Rasulullah (sav) namazı bitirdiğinde "Ey filanca! Sen niçin bizimle beraber namaz kılmadın?" buyurdu. Adam cünüp olmuşum, dedi. Rasulullah (sav) ona toprakla teyemmüm etmesini emretti. Sonra (abdest alıp) namaz kıldı. (Su bulmamız için) yanındaki süvarilerden beni yola çıkardı. (Zira) çok susamıştık. Yürüdüğümüz sırada devesi üzerinde iki büyük kırba arasında ayaklarını sarkıtmış bir kadınla karşılaştık. Kadına, su nerede? dedik. Kadın (burada) su yok, dedi. (Peki) ailen ile suyun arasında ne kadar mesafe var? dedik. Bir gün ve bir gecelik yol, dedi. Haydi yürü! Rasulullah'a (sav), dedik. Kadın, Rasulullah (sav) da kim? dedi. Biz kadını kendi haline bırakmayıp onu Nebî’nin (sav) huzuruna getirdik. Kadın, Nebî'ye (sav) yetim çocukların sahibi olduğunu söylemesi dışında bize söylediklerinin benzerini söyledi. Rasulullah (sav) su kaplarının (indirilmesini) emretti ve su kaplarının aşağı tarafındaki iki ağzını mesh etti. Biz çok susamış kırk kişi kanıncaya kadar su içtik, yanımızdaki su kaplarının hepsini de doldurduk. Ancak hiçbir deveye su vermedik. Su kabı neredeyse doluluktan su sızdıracaktı. Daha sonra Rasulullah (sav) "Yanınızdakileri getirin" buyurdu. Kadın için bir kısım (yiyecek) kırıntısı ve hurmadan bir miktar toplandı. Sonunda kadın ailesinin yanına vardı ve 'Ben insanların en sihirbazı ile karşılaştım veya bu kimse iddia edildiği gibi Nebi'dir' dedi. Allah bu kadın sayesinde, o topluluğa hidayet nasip etti. Böylece kadın da kabilesi de Müslüman oldu.


    Öneri Formu
34052 B003571 Buhari, Menakıb, 25

Bize Ali b. Abdullah, ona Sufyân, ona Ebu Zinâd, ona A'rac, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:

Rasulullah (sav) sabah namazını kıl­dırdı, sonra yüzünü insanlara dönüp şöyle buyurdu: "(îsrâîl oğullarından) bir kimse bir öküzünü önüne katıp sürer giderken, birden öküze bindi ve ona değnekle vurdu. Bunun üzerine o hayvan 'biz bunun için yaratılmadık, bizler ancak tarla sür­mek için yaratıldık' dedi." İnsanlar “Subhânallah! konuşan bir sığır” diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Ben hayvanın böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu.
Rasulullah bu kıssayı naklettiği sırada Ebu Bekir ile Ömer orada yoktular.

Hz. Peygamber (sav) yine şöyle buyurdu: "Bir adam koyun sürüsü içinde bulunduğu sırada birden kurt hücum ederek sürüden bir koyunu alıp götürdü. Çoban koyunun peşine düşüp onu kurttan kurtardı. Bunun üzerine kurt, o adama 'Sen bu koyunu benden kurtardın, Peki yırtıcı hay­vanların gününde, koyunun benden başka çobanı bulunmadığı o gün­de koyunu benden kim kurtaracak?' dedi." Bu kıssa üzerine insanlar yine “Subhânallah! konuşan bir kurt” dediler. Rasulullah (sav) "Ben kurdun böyle söylediğine inanıyorum, Ebu Bekir ile Ömer de inanıyorlar" buyurdu. Hâlbuki Ebu Bekir ile Ömer orada yoktu.

Bize Ali, ona Sufyân, ona ona Mis'ar, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre o da Hz. Peygamber'den (sav) bunun benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
33698 B003471 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 54

Bize Muhammed b. Ubeyd, ona İbn Sevr, ona Mamer, ona Katade şöyle söylemiştir:
Herhangi biriniz Ebu Dayğam yahut (Ebu) Damdam gibi olmaktan aciz midir? Ravi Muhammed b. Ubeyd, Ebu Dayğam mı? yoksa Ebu Damdam mı? şüphe etti. Bu kişi her sabah şöyle derdi:
"Ey Allah'ım, şerefime (tasallut eden) kullarını bağışladım."


    Öneri Formu
33920 D004886 Ebu Davud, Edeb, 36, +

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Züfer b. Sa'saa, ona babası (Sa'saa b. Malik), ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir:

Hz. Peygamber (sav) sabah namazını kılıp cemaate dönünce "içinizde bu gece rüya gören var mı?" diye sorar ve "benden sonra Nübüvvet kalmayacak, ancak sadık (doğru) rüyalar kalacak" buyururdu.


    Öneri Formu
34097 D005017 Ebu Davud, Edeb, 88

Bize Müsedded, ona Hüşeym, ona Ya'la b. Ata, ona Amr b. Âsım, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Hz. Ebu Bekir (ra), “Ey Allah'ın Rasulü! Bana öyle kelimeler öğret ki, sabah akşam onları söyleyeyim” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Sabahleyin, akşamleyin ve gece yatağa uzandığında şu duayı oku" buyurdu:

"Allah'ım ey göklerin ve yerin yaratıcısı, gayb ve şahit aleminin yaratıcısı, her şeyin rabbi ve meliki, şehadet ederim ki senden başka ilah yoktur. Nefsimin ve şeytanın şerrinden ve şeytanın şirkinden (ortak koşmaya sevk etmesinden) sana sığınırım."


    Öneri Formu
34147 D005067 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bize Ahmed b. Salih, ona Yahya b. Hassan ve İsmail, o ikisine Süleyman b. Bilal, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Abdullah, ona Anbese, ona Abdullah b. Ğannam el-Beyâzî'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Kim sabahladığında 'Allah’ım! Sabah üzerimde bulunan her türlü nimet yalnızca Sendendir. Senin hiçbir ortağın yoktur. O halde, hamd Sana mahsustur, şükür de Sanadır.' derse o günün şükrünü yerine getirmiş olur. Her kim bu sözün benzerini geceleyin söylerse o gecenin şükrünü yerine getirmiş olur."


    Öneri Formu
34153 D005073 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bize Yahya b. Musa el-Belhî, ona Veki'; (T)
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İbn Nümeyr, ona Ubade b. Müslim el-Fezârî, ona Cübeyr b. Ebu Süleymen b. Cübeyr b. Mutim, ona İbn Ömer şöyle söyledi: Rasulullah (sav) akşam ve sabah olduğunda şu duaları asla terk etmezdi:
"Allah'ım! Dünya ve ahirette senden afiyet isterim. Allah'ım! Dinim, dünyam, aile fertlerim ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah'ım! Ayıbımı ört."
Osman (rivayette şu ifadelerin de olduğunu) söyledi: "Allah'ım! Ayıplarımı ört, korkularımdan emin eyle. Allah'ım! Önümden, arkamdan, sağımdan solumdan ve üstümden gelecek her türlü tehlikeden beni koru. Altımdan gelecek belalarla helak olmaktan senin yüceliğine sığınırım."

Ebû Davud; Veki'ye göre (alttan helak olmak) sözüyle yer çöküntüsü veya yere batırılma kastedilmektedir demektedir.


    Öneri Formu
34154 D005074 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî; (T)
Bize Rabî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Leys, ona Said b. Beşir en-Neccârî, ona Muhammed b. Abdurrahman el-Beylemânî, ona babası, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kişi sabaha kavuştuğunda (Akşam vaktine eriştiğinizde ve sabah kalktığınızda, Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde her türlü övgü O'na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde de O'nu tesbih edin.) (Rum, 30/17-18) ayetlerini okursa, o günün gündüzünde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş sayılır. Kim de bu ayetleri akşamleyin okursa, gecesinde kaçırmış olduğu hayırları elde etmiş olur."
Rabî, hadisi Leys'ten 'an' lafzıyla rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
34156 D005076 Ebu Davud, Edeb, 100, 101