1747 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Hammad, ona da Eyyüb, İbn Sirin'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Enes b. Malik'e, Rasulullah'ın (sav) sabah namazında kunut yapıp yapmadığı soruldu. 'Evet,' cevabını verdi. 'Rükûdan önce mi yoksa sonra mı?' diye tekrar soruldu. 'Sonra' dedi.
Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan, ona Zührî, ona da Said, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) sabah namazının ikinci rekatında başını rükûdan kaldırdığında şöyle derdi:
"Allah'ım, Velîd b.Velîd'i, Seleme b. Hişam'ı, Ayyaş b. Ebu Rebîa'yı ve Mekke'de mustaz'af olanları (ezilenleri) kurtar. Allah'ım, Mudar kabilesi üzerindeki baskını şiddetlendir. Onların (bu) yıllarını Yusuf’un (as) yılları gibi (kıtlık) gibi yap."
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdürrezzak, ona Ma‘mer, ona ez-Zührî, ona Sâlim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırdığında “Allah'ım, Falancaya ve Filâncaya et lanet et” diye münafıklardan bazı kişilere beddua etti. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” Ali İmrân, 128 ayetini indirdi"
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdusselam b. Mutahher Ebu Zafer, ona Musa b. Halef el-Ammi, ona Katade, ona da Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini nakletmiştir:
"Sabah namazından sonra güneş doğup da bir mızrak boyu çıkıncaya kadar Allah'ı zikreden bir toplulukla beraber oturmam bana İsmail'in (as) çocuklarından dördünü kölelikten kurtarmamdan daha sevimlidir. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar Allah'ı zikreden bir cemaatle beraber oturmam ise bana dört insanı kölelikten kurtarmamdan daha sevimlidir."