1718 Kayıt Bulundu.
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ile Musa b. Abdurrahman el-Meşrûkî, onlara Ebû Üsâme, Ebû Hayyân'dan rivâyet etti. ed-Devrakî, (tahdis sigasını kullanarak) bize Ebû Hayyân rivâyet etti, dedi. (Y) Yine bize Abde b. Abdullah el-Huzâî, ona Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre (ra), bir sabah namazında Rasûlullah'ın (sav) Bilâl'e (ra) şöyle dediğini rivâyet etti:
"- Ya Bilâl! İslâm'da yapmış olduğun ve sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisidir? Çünkü ben bu gece cennette, önümde senin ayak seslerini duydum." Bilâl şöyle dedi:
"- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da yaptığım ve bana en çok fayda vereceğini ümit ettiğim amelim şu olabilir: Ben gece veya gündüz tam olarak temizlenip abdest aldığım her seferde, mutlaka o abdestle rabbimin benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ile Musa b. Abdurrahman el-Meşrûkî, onlara Ebû Üsâme, Ebû Hayyân'dan rivâyet etti. ed-Devrakî, (tahdis sigasını kullanarak) bize Ebû Hayyân rivâyet etti, dedi. (Y) Yine bize Abde b. Abdullah el-Huzâî, ona Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre (ra), bir sabah namazında Rasûlullah'ın (sav) Bilâl'e (ra) şöyle dediğini rivâyet etti:
"- Ya Bilâl! İslâm'da yapmış olduğun ve sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisidir? Çünkü ben bu gece cennette, önümde senin ayak seslerini duydum." Bilâl şöyle dedi:
"- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da yaptığım ve bana en çok fayda vereceğini ümit ettiğim amelim şu olabilir: Ben gece veya gündüz tam olarak temizlenip abdest aldığım her seferde, mutlaka o abdestle rabbimin benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Rızık (temini) ve ihtiyaçların talebinde sabah erken davranın. Çünkü günün ilk saatleri bereket ve kazançtır.
Açıklama: Başka varyantı bulunmamaktadır.
Bize Ali b. Sehl er-Remlî, ona Velid (b. Müslim), ona İbn Cabir, ona Said b. Abdulaziz ve Abdullah b. Alâ, o ikisine de Mekhul, Rebi' b. Süleyman'ın rivayetinin (önceki hadisin) bir benzerini Ubade'den (b. Samit) (ra) nakletmiştir.
"(Bu hadisi Mekhul'den nakledenler) dediler ki, Mekhul akşam, yatsı ve sabah namazında her rekâtta gizli (içinden sessiz) olarak Fatiha okurdu. (Bir defasında) Mekhul, imam sesli okuduğu vakitte, Fatiha okurken, sustuğu anlarda sen de (Fatiha'yı) gizlice oku. Eğer susmazsa ondan önce veya onunla veya sonra oku. Hiçbir zaman onu okumayı terk etme dedi."
Bize Hibban b. Musâ, Abdullah, Ma'mer b. Raşid, Zuhrî, ona Salim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırıp “Semiallâhu li-men hamideh. Rabbena leke'l-hamd” dedikten sonra “Allah'ım, Falancaya, Falâncaya ve Filâncaya et lanet et” diye beddua etti. Bunun üzerine Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” Ali İmrân, 128 ayetini indirdi"
Bu hadîsi İshâk b. Râşid el-Harrânî de ez-Zuhrî'den rivayet etti.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer (T) Bize Ebu Küreyb ve İshak b. İbrahim, ona Ebu Muâviye, her ikisine el-A'meş, ona Ebu Zıbyân, ona Üsame b. Zeyd rivayet etmiştir. Bu İbn Ebu Şeybe'nin hadisidir. Üsame şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Cüheyne kabilesinin Hurakat boyuna sabah baskını yaptık. Bir adam yakaladım. 'Allah'tan başka ilah yoktur' dedi. Ama ben onu öldürdüm. Ama gönlüme bir şüphe düşmüştü. Bunu Hz. Peygamber'e (sav) anlattım. Rasulullah (sav) bana "O kişi 'Allah'tan başka ilah yoktur' dedi ve sen onu öldürdün mü?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın resulü! Bunu silahtan korktuğu için söyledi" dedim. Hz. Peygamber (sav) "Kalbini yarıp baktın mı da böyle söylediğini biliyorsun?!" buyurdu. Bu sözü bana o kadar çok söyledi ki, 'keşke o gün Müslüman olsaydım' dedim. Sa'd "Vallahi Zü'l-butayn şiş karınlı (Üsame) bir müslümanı öldürmeden ben de asla öldüremem" dedi. Başka bir adam "Yüce Allah "Fitne ortadan kalkana ve din tamamen Allah'a ait olana kadar onlarla savaşın" (Enfâl, 8/39) buyurmadı mı?!" diye sordu. Sa'd şöyle karşılık verdi: "Biz fitne ortadan kalkana kadar savaştık, sen ve arkadaşların ise fitne çıkana kadar savaştınız."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Halid el-Ahmer (T) Bize Ebu Küreyb ve İshak b. İbrahim, ona Ebu Muâviye, her ikisine el-A'meş, ona Ebu Zıbyân, ona Üsame b. Zeyd rivayet etmiştir. Bu İbn Ebu Şeybe'nin hadisidir. Üsame şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bizi bir seriyye ile göndermişti. Cüheyne kabilesinin Hurakat boyuna sabah baskını yaptık. Bir adam yakaladım. 'Allah'tan başka ilah yoktur' dedi. Ama ben onu öldürdüm. Ama gönlüme bir şüphe düşmüştü. Bunu Hz. Peygamber'e (sav) anlattım. Rasulullah (sav) bana "O kişi 'Allah'tan başka ilah yoktur' dedi ve sen onu öldürdün mü?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın resulü! Bunu silahtan korktuğu için söyledi" dedim. Hz. Peygamber (sav) "Kalbini yarıp baktın mı da böyle söylediğini biliyorsun?!" buyurdu. Bu sözü bana o kadar çok söyledi ki, 'keşke o gün Müslüman olsaydım' dedim. Sa'd "Vallahi Zü'l-butayn şiş karınlı (Üsame) bir müslümanı öldürmeden ben de asla öldüremem" dedi. Başka bir adam "Yüce Allah "Fitne ortadan kalkana ve din tamamen Allah'a ait olana kadar onlarla savaşın" (Enfâl, 8/39) buyurmadı mı?!" diye sordu. Sa'd şöyle karşılık verdi: "Biz fitne ortadan kalkana kadar savaştık, sen ve arkadaşların ise fitne çıkana kadar savaştınız."
Açıklama: İlgili kaynakta senet bulunmamaktadır. Başka varyantı bulunmamaktadır.
Açıklama: İbn Asâkir bunu Târîhu Dımeşk’te Ka’bu’l-Ahbâr’ın kendi sözü olarak şu lafızla rivayet etmektedir: “Her sabah mutlaka iki melek inip içlerinden biri ‘Ey hayrı isteyen kişi! Haydi başla!’ diye, diğeri de ‘Ey şerri isteyen kişi! Vazgeç bundan!’ diye seslenirler. Diğer iki melekten biri de ‘Allah’ım! (Malını) infak edene hemen yenisini ver’ diye, diğeri de ‘Allah’ım! Cimrilik edenin malını acilen yok et’ diye seslenirler.”, Buhari, Sahîh-i Buhârî'de B001442, Müslim, Sahîh-i Müslim'de M002336, Nesai, Sünen-i Kübra'da NS11928, Nesai, Sünen-i Kübra'da NS11929, Beyhaki, Sünen-i Kebir'de BS007892, Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de HM008040, Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de HM022064, Abdurrezzak b. Hemmam, Musannef-i Abdurrezzak'ta MA019652, Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te NM008893 ve Nesai, Sünen-i Kübra'da NS009134 farklı bir içerikle rivayet etmiştir.