1736 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Muğire b. Abdurrahman, ona Ebu Zinad, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) son rükûdan başını kaldırdığı zaman şöyle demiştir: "Allah'ım! Ayyaş b. Ebu Rebîa'yı kurtar. Allah'ım! Seleme b. Hişam'ı kurtar. Allah'ım! Velid b. Velid'i kurtar. Allah'ım! Güçsüz ve zayıf olan müminleri kurtar! Allah'ım! Mudar (kafirleri) üstüne baskını daha da arttır. Allah'ım! Bu yılları onlar için Yusuf Peygamber'in yılları gibi kıtlık yılları yap!" Sonra da Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ğıfâr kabilesine gelince Allah onlara mağfiret etsin. Eslem kabilesi ile de Allah selam içinde olsun"
İbn Ebu Zinâd, babası Ebu Zinâd'dan rivayetle “bu duanın hepsi sabah namazındaydı” demiştir.
(İbn Ömer dedi ki) Bana kız kardeşim Hafsa şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) fecir doğduktan sonra kısa iki rekat namaz kılardı. İbn Ömer dedi ki; 'Sabah namazından önceki vakit benim Hz. Peygamber'in (sav) yanına giremediğim bir vakitti.'
İbn Ebu Zinâd dedi ki, ona Musa ibn Ukbe, ona da Nâfi'nin naklettiğine göre 'Yatsıdan sonraki iki rekatı ailesiyle kılardı.'
Bu hadisi Nâfi'den rivayet etmede Kesir b. Ferkad ile Eyyub es-Sahtiyânî, Ubeydullah'a mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Ebu Zinad arasında inkita vardır.
(İbn Ömer dedi ki) Bana kız kardeşim Hafsa şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) fecir doğduktan sonra kısa iki rekat namaz kılardı. İbn Ömer dedi ki; 'Sabah namazından önceki vakit benim Hz. Peygamber'in (sav) yanına giremediğim bir vakitti.'
İbn Ebu Zinâd dedi ki, ona Musa ibn Ukbe, ona da Nâfi'nin naklettiğine göre 'Yatsıdan sonraki iki rekatı ailesiyle kılardı.'
Bu hadisi Nâfi'den rivayet etmede Kesir b. Ferkad ile Eyyub es-Sahtiyânî, Ubeydullah'a mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Kesir b. Ferkad arasında inkita vardır.
(İbn Ömer dedi ki) Bana kız kardeşim Hafsa şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) fecir doğduktan sonra kısa iki rekat namaz kılardı. İbn Ömer dedi ki; 'Sabah namazından önceki vakit benim Hz. Peygamber'in (sav) yanına giremediğim bir vakitti.'
İbn Ebu Zinâd dedi ki, ona Musa ibn Ukbe, ona da Nâfi'nin naklettiğine göre 'Yatsıdan sonraki iki rekatı ailesiyle kılardı.'
Bu hadisi Nâfi'den rivayet etmede Kesir b. Ferkad ile Eyyub es-Sahtiyânî, Ubeydullah'a mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Eyyub es-Sahtiyânî arasında inkita vardır.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu.
Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu.
Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) hayattayken güneş tutuldu. Nebi (sav) hemen mescide çıktı. İnsanlar O'nun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) Allahu Ekber diyerek tekbir getirdi, ardından uzun uzun Kur'an okudu. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû yaptı. Sonra Semiallahu li men hamideh deyip doğruldu. Secdeye gitmedi ve uzun bir kıraat yaptı. Bu kıraati ilk kıraatten daha kısaydı. Sonra Allahu Ekber deyip uzun bir rükû daha yaptı. Bu ikinci rükûu ilkinden daha kısaydı. Sonra Semiallahu li men hamideh, Rabbena ve leke'l-hamd dedi. Sonra secde yaptı. Bu secdeden sonra sonuncu rekatı da ilki gibi kıldı. Böylece Hz. Peygamber (sav) dört secde içinde dört rükûu tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra Rasulullah (sav) hutbe vermek üzere ayağa kalktı ve layık olduğu sıfatlarla Allah'ı sena etti (övdü). Bundan sonra da "Güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar hiç kimsenin ölümü ve hayatından dolayı tutulmazlar. Siz bunların tutulmalarını gördüğünüzde hemen namaza durun" buyurdu.
Kesîr b. Abbas dedi ki: Abdullah b. Abbas (ra) 'Güneşin tutulduğu gün' hadisini, Urve'nin Aişe'den rivayet ettiği hadis gibi rivayet ederdi. ez-Zührî dedi ki: Ben Urve'ye: Senin kardeşin Abdullah b. Zübeyr Medine'de güneş tutulduğu gün sabah namazı gibi namaz kıldı; iki rekattan fazla kılmadı, dedim. Urve: Evet, öyle yaptı. Sünnete uygun olmadı, dedi
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. İbrahim arasında inkita vardır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Amr b. Merzuk arasında inkita vardır.