Giriş

Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz.


    Öneri Formu
57960 KK48/9 Fetih, 48, 9

Biz, vaktiyle "bahçe sahipleri" ne belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.


    Öneri Formu
58845 KK68/17 Kalem, 68, 17


    Öneri Formu
60233 HM006681 İbn Hanbel, II, 180

Bir sabah kendilerine, yakalarını bir daha bırakmayacak olan bir azap gelip çattı.


    Öneri Formu
58572 KK54/38 Kamer, 54, 38

Sabah olurken birbirlerine seslendiler.


    Öneri Formu
58857 KK68/21 Kalem, 68, 21

Gökyüzüne ve târıka (sabah yıldızına) yemin ederim.


    Öneri Formu
59333 KK86/1 Târık, 86, 1

Sabah akşam Rabbinin ismini yâdet.


    Öneri Formu
59452 KK76/25 İnsan, 76, 25

(Ansızın) sabah baskını yapanlara,


    Öneri Formu
59544 KK100/3 Âdiyât, 100, 3

Bize Hâşim ve Affân, ona Süleyman, ona da Sabit şöyle demiştir:

"Enes b. Mâlik’in yanında idik. Enes ailesi arasında bir yazı yazdı ve 'Ey Kurrâ topluluğu, şahit olun' dedi. Sabit der ki: Bu bana biraz hoş gelmedi ve 'Ey Ebu Hamza! Keşke onların (Kurraların) isimlerini tek tek zikretseydin' dedim. Enes 'Size ‘kurrâ’ dememde ne sakınca var? İstersen size, kardeşlerinizden bahsedeyim ki biz Rasulullah (sav) zamanında onlara 'kurrâ' derdik' dedi ve sonra şöyle anlattı:"

"Onlar yetmiş kişiydi. Gece olduğunda Medine’deki bir muallimin yanına gider, sabaha kadar Kur'an dersi yapar, sabah olunca içlerinden gücü yeten su getirir, odun toplar, maddi imkânı olanlar da bir araya gelip bir koyun satın alır, uygun şekilde hazırlar Rasulullah'ın (sav) hanesinin kapılarına asılı hale getirirlerdi. (evlerine ulaştırırlardı). Hubeyb şehit olduğunda, Rasulullah (sav) onları (Kur'an öğretmek üzere) gönderdi. Onlar da Süleym oğullarından bir kabileye vardılar. (Ancak yolda önleri kesildi.) İçlerinde benim dayım Harâm da vardı. Harâm kabile reislerine 'Beni bırakın da şu topluluğa, bizim onları hedef almadığımızı, niyetimizin başka olduğunu, haber vereyim onlar da yolumuzu açsınlar' dedi. Affân rivayetinde (فَيُخْلُونَ وَجْهَنَا) demiştir. Sonra Harâm, (topluluğun önün kesenlere seslenerek) 'Bizim size karşı bir kastımız yoktur, yolumuzu açın' dedi. Ancak içlerinden biri mızrakla Harâm’a sapladı ve mızrak göğsünden girip çıktı. Harâm o anda 'Allahu Ekber! Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki ben kazandım' dedi. Sonra düşman topluca üzerlerine saldırdı ve o yetmiş kişiden hiç kimse sağ kalmadı."

"Enes der ki: Rasulullah (sav) onların uğradığı musibete o kadar üzüldü ki başka hiç bir şeye bu kadar üzüldüğünü görmedim. Sabah namazında ellerini kaldırarak onlara beddua etti. Daha sonra Ebu Talha bana 'Harâm’ı öldüren hakkında bilgin var mı?' dedi. Ben de 'Ona ne olacak? Allah onun hakkından gelmiştir' dedim. Ebu Talha 'Dur, hemen acele etme, çünkü o Müslüman oldu' dedi."

Affân’ın rivayetinde 'Rasulullah (sav) ellerini kaldırarak onlara beddua etti' demiştir. Ebu Nadr ise rivayetinde 'Ellerini kaldırdı' demiştir.


    Öneri Formu
60377 HM012429 İbn Hanbel, III, 137


Açıklama: Sahih li ğayrihî'dir. Bu isnad İbn Lehi'a ve Huyey b. Abdillah'ın (el-Me'âfirî) za'fından dolayı zayıftır.

    Öneri Formu
59786 HM006619 İbn Hanbel, II, 174