1750 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Ğassân Malik b. İsmail, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Amr b. Meymun, Ömer b. el-Hattâb’ın şöyle dediğini rivayet etti:
"Cahiliye dönemi insanları güneşin doğuşundan sonra Müzdelife’den (Mina'ya doğru) ayrılırlardı ve: 'Aydınlan ey Sebir dağı ki, biz de (bineklerimizi koşturarak) yola çıkalım' derlerdi. Rasulullah (sav) onlara muhalefet etti (onların bu uygulamasını terk etti). Güneş doğmadan önce, sabah namazını kılmış olanların vakti kadar bir zaman diliminde yola çıktı (Mina’ya yöneldi). Ravi (hadisin metninde şüpheye düşerek) şöyle de demiştir: 'Sabah namazı vaktine denk gelen bir zamanda (Müzdelife’den ayrıldı)."
Bize Yezîd b. Hârun, ona Müsennâ b. Sa'îd, ona Ebu Süfyân Talha b. Nâfi, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle anlattığını nakletti: Resul-i Ekrem (sav) bir gün elimi tutup (beni) evine götürdü ve “Hiç sabah yemeği” -veya “hiç akşam yemeği” -(Şüphe eden Talha’dır)- var mı?” diye sordu. (Câbir) sözüne şöyle devam etti: Bunun üzerine (eşi) Hz. Peygamber'e (sav) ekmek parçaları çıkarttı. O (sav) da “Hiç katık yok mu?” diye sordu. (Evdekiler) “Hayır, sadece biraz sirke var!” cevabını verdiler. O zaman Hz. Peygamber (sav) “Onu getirin. Sirke ne güzel katıktır!” buyurdu. Câbir, sözünün devamında şöyle dedi: Artık ben bunu Rasulullah’tan (sav) duyduğumdan beri sirkeyi sevmekteyim. Ebu Süfyân, şöyle dedi: Ben de bunu Câbir'den duyduğumdan beri onu (sirkeyi) sevmekteyim.