Giriş

Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Fudayl b. Gazvân, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna geldi. Hz. Peygamber (sav) hanımlarına o adama verecek yemek olup olmadığını sordurdu. Ancak "Yanımızda sudan başka bir şey yoktur" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) yanında bulunan kişilere "Bu adamı kim misafir edecek?" diye sordu. Ensâr'dan bir adam kalkıp "Ben ederim" dedi ve onu evine eşinin yanına götürdü. "Rasulullah'ın (sav) misafirine ikram et" dedi. Kadın "Evimizde sadece çocukların azığı kaldı" deyince adam, "Yemeğini hazırla, kandili yak, akşam yemeği istediklerinde çocukları uyut. Kadın Yemeği hazırladı, kandili yaktı ve çocuklarını uyuttu. Sonra kandili düzeltir gibi yapıp söndürdü. Misafirin önünde yiyormuş gibi yaptılar. Aç gecelediler. Sabah olunca ev sahibi Rasulullah'a (sav) gitti. Rasulullah (sav) "Bu gece Allah (cc), yaptığınız güzel iş için güldü veya bu Onun (cc) hoşuna gitti" buyurdu. Allah (cc) bu hadise üzerine "Onlar kendileri ihtiyaç halinde olsalar bile başkalarını kendilerine tercih ederler. Nefislerinin cimriliğinden sakınanlar var ya işte kurtuluşa erenler onlardır." (Haşr, 9/59)


    Öneri Formu
34925 B003798 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 10

Bize Malik, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın mevlası Sümey, ona Ebu Salih es-Semman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

"Şayet insanlar ezan okumak ile ilk saftaki fazileti bilselerdi bunlara ulaşmak için kura çekmekten başka yol olmasaydı, mutlaka kura çekerlerdi. Namazı ilk vaktinde kılmanın faziletini bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa namaza giderlerdi."


    Öneri Formu
34762 MU000149 Muvatta, Salât, 1

Bana Malik, ona Ebu Hâzim b. Dinar, ona Sehl b. Sa‘d es-Sâidî şöyle demiştir:

"İki vakit vardır ki; bu vakitlerde semanın kapıları açılır ve pek az kimse hariç, her dua edenin duası kabul olur. Biri ezan okunma anı, diğeri ise Allah yolunda saf tutma (cihad) anıdır."

Malik’e, Cuma namazı günü ezan, vakit girmeden önce okunsa olur mu diye de soruldu, O da “ezan ancak güneşin zevale ermesinden sonra okunur” dedi.

Yine Malik’e ezan ile kametin (lafızlarının) çifter, çifter tekrar edilmesine ve namaz için kamet getirildiği vakit, ne zaman ayağa kalkmak gerektiğine dair de soru soruldu O da şöyle dedi: yetiştiğim (gördüğüm) uygulamalar dışında ezan ile kamet hakkında bana herhangi bir rivayet ulaşmamıştır. (Gördüğüm uygulamaya göre) kamet ise çifter çifter okunmaz. Bizim şehrimizde (Medine'de) ilim ehlinin uygulaya geldikleri hep budur. Namaz için kamet getirildiği vakit, insanların ne zaman kalkacaklarına gelince, ben bu hususta insanların kalkmaları için bir sınır bulunduğu ile ilgili bir şey işitmedim. Ancak benim görüşüme göre bu, insanların güç yetirebilmelerine göre göre değişir. Çünkü kimi insan şişman, kimisi de zayıftır. Hepsi tek bir adam gibi hareket etmeye güç yetiremez.

Malik’e farz namazı cemaatle kılmak isteyen, bir arada bulunan bir topluluğun ezan okumadan kamet getirmek istemeleri durumu dair sorulmuş Malik de “Bu onlar için yeterlidir, çünkü ezan, namazın cemaatle kılındığı, cemaatin toplandığı mescitlerde vaciptir” demiştir.

İmam Mâlik’e, müezzinin, imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve selam verme adetini ilk kimin başlattığı, o da “Bana ulaşan bir bilgiye göre, ilk dönemlerde böyle bir selamlaşma (namaz için imamı çağırma ve selam verme âdeti) yoktu” demiştir.

Yahya der ki: Yine Malik’e “bir topluluğa ezan okuyup, sonra da namaza gelen olur mu acaba diye bekleyen, ama kimse gelmediği için kamet getirerek, tek başına namaz kılan kimse, namazını bitirdikten sonra cemaat gelmesi halinde, onlarla beraber namazını iade eder mi?” diye soruldu. Malik de “Namazını iade etmez, onun namazı bitirmesinden sonra gelen de yalnız başına kendi kendisine namaz kılsın” dedi.

Yahya der ki: Yine Malik’e “Bir müezzin bir cemaat için ezan okuduktan sonra, sünneti kılarken cemaat bir başkasının getirdiği kamet ile namaz kılmak isterlerse durum ne olur?” diye soruldu, o da “Bunda bir sakınca yoktur, onun (ezan okuyanın) kamet getirmesi ile başkasının kamet getirmesi arasında bir fark yoktur” dedi.

Yahya der ki: Malik dedi ki: Sabah namazı için her daim fecirden önce ezan okunagelmiştir. Onun dışındaki namazlar için, vakti girmeden önce ezan okunduğunu görmedik.


    Öneri Formu
34768 MU000153 Muvatta, Salât, 1

Bize İsmail b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim) ona dedesi (İbrahim b. Abdurrahman b. Avf) şöyle demiştir:

Muhacirler Medine'ye geldikleri zaman Rasulullah (sav), Abdurrahman b. Avf ile Sa'd b. Rabî kardeş yaptı. Sa'd, Abdurrahman'a “ben mal yönünden Ensâr'ın en zenginiyim. Malımı ikiye böleyim. Benim iki eşim var. Bak, hangisi hoşuna giderse onun ismini bana söyle, ben onu boşayayım ve iddeti bitince onunla sen evlen” dedi. Abdurrahman da Sa'd'a “Allah aileni ve malını sana mübarek eylesin, çarşınız nerde?” dedi. Bunun üzerine ona Kaynuka oğulları çarşısını gösterdiler. Abdurrahman, çarşıdan her dönüşünde, beraberinde fazladan kazandığı yoğurt kurusu ve yağ ile döndü ve her sabah ticaret için o çarşıya gitmeye devam etti. Sonra bir gün (gerdeğe giren­lere mahsus) safran sürmüş olarak, Hz. Peygamber'i (sav) ziyarete geldi. Peygamber (sav) "Bu halin nedir?" diye sordu. Abdurrahman “evlendim” dedi. Peygamber (sav) "eşine ne kadar mehir verdin?" dedi. Abdurrahman “altından bir çekirdek yahut bir çekirdek ağırlı­ğında altın verdim” dedi.

İbrahim (altının miktar konusunda) şüpheye düşmüştür.


    Öneri Formu
34855 B003780 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 3


    Öneri Formu
34770 MU000154 Muvatta, Salât, 1


    Öneri Formu
34838 MU000158 Muvatta, Salât, 2


    Öneri Formu
34871 MU000182 Muvatta, Salât, 7


    Öneri Formu
34872 MU000183 Muvatta, Salât, 7


    Öneri Formu
34873 MU000184 Muvatta, Salât, 7


    Öneri Formu
34874 MU000185 Muvatta, Salât, 7