حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ ،حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ ، عَنْ أَبِي حَمْزَةَ ، رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ ، عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِي عَبْسٍ ، عَنْ حُذَيْفَةَ بْنِ الْيَمَانِ ، أَنَّهُ صَلَّى مَعَ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم مِنَ اللَّيْلِ ، قَالَ : فَلَمَّا دَخَلَ فِي الصَّلاةِ ، قَالَ : اللَّهُ أَكْبَرُ ذُو الْمَلَكُوتِ وَالْجَبَرُوتِ ، وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ ، قَالَ : ثُمَّ قَرَأَ الْبَقَرَةَ ، ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعَهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ ، وَكَانَ يَقُولُ : سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ، سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَكَانَ قِيَامُهُ نَحْوًا مِنْ رُكُوعِهِ ، وَكَانَ يَقُولُ : لِرَبِّيَ الْحَمْدُ ، لِرَبِّيَ الْحَمْدُ ثُمَّ سَجَدَ ، فَكَانَ سُجُودُهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ ، وَكَانَ يَقُولُ : سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ، سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَكَانَ مَا بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ نَحْوًا مِنَ السُّجُودِ ، وَكَانَ يَقُولُ : رَبِّ اغْفِرْ لِي ، رَبِّ اغْفِرْ لِي حَتَّى قَرَأَ الْبَقَرَةَ ، وَآلَ عِمْرَانَ ، وَالنِّسَاءَ ، وَالْمَائِدَةَ ، أَوِ الأَنْعَامَ ، شُعْبَةُ الَّذِي شَكَّ فِي الْمَائِدَةِ ، وَالأَنْعَامِ قال أبو عيسى : « وأبو حمزة اسمه : طلحة بن زيد ، وأبو حمزة الضبعي اسمه : نصر بن عمران » Öneri Formu Hadis Id, No: 159615, TŞ000275 Hadis: حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ ،حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ ، عَنْ أَبِي حَمْزَةَ ، رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ ، عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِي عَبْسٍ ، عَنْ حُذَيْفَةَ بْنِ الْيَمَانِ ، أَنَّهُ صَلَّى مَعَ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم مِنَ اللَّيْلِ ، قَالَ : فَلَمَّا دَخَلَ فِي الصَّلاةِ ، قَالَ : اللَّهُ أَكْبَرُ ذُو الْمَلَكُوتِ وَالْجَبَرُوتِ ، وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ ، قَالَ : ثُمَّ قَرَأَ الْبَقَرَةَ ، ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعَهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ ، وَكَانَ يَقُولُ : سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ، سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَكَانَ قِيَامُهُ نَحْوًا مِنْ رُكُوعِهِ ، وَكَانَ يَقُولُ : لِرَبِّيَ الْحَمْدُ ، لِرَبِّيَ الْحَمْدُ ثُمَّ سَجَدَ ، فَكَانَ سُجُودُهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ ، وَكَانَ يَقُولُ : سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ، سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَكَانَ مَا بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ نَحْوًا مِنَ السُّجُودِ ، وَكَانَ يَقُولُ : رَبِّ اغْفِرْ لِي ، رَبِّ اغْفِرْ لِي حَتَّى قَرَأَ الْبَقَرَةَ ، وَآلَ عِمْرَانَ ، وَالنِّسَاءَ ، وَالْمَائِدَةَ ، أَوِ الأَنْعَامَ ، شُعْبَةُ الَّذِي شَكَّ فِي الْمَائِدَةِ ، وَالأَنْعَامِ قال أبو عيسى : « وأبو حمزة اسمه : طلحة بن زيد ، وأبو حمزة الضبعي اسمه : نصر بن عمران » Tercemesi: Huzeyfe b. Yemân (r.a), bir gece Hazreti Peygamber (s.a.s)'le birlikte namaz kıldığını söyleyerek, Peygamber Efendimiz'in namaz kılışını şöyle anlatmaktadır: Namaza başlarken: "Allâhü ekber, zü'l-Melekûti ve'l-Ceberûti ve'l-Kibriyâi ve'l-'Azame" (En büyük Allah'dır. O, mülkün yegâne sahibidir, gayb âlemi kendi tasar ruf undadır, dilediği takdirde her şeyi bir anda kahretmeye muktedirdir, bütün yücelikler O'nda toplanmış olup her türlü noksanlıklardan uzaktır ve öyle bir azamete sahiptir ki sırrını kavramak mümkün değildir) tekbîri ile namaza girdiler. Fatiha-i Şerîfeyi de okudular. Rü-kûda, ayakta durduklarına (kıyam) yakın kaldılar ve "Sübhâne Rabbiye'l-'azîm, Sübhâne Rabbiye'l-'azîm..." teşbihini tekrarladılar. Sonra başlarını kaldırıp bellerini doğrulttular. Kıyamda kalışları da, rükûda kalışlarına yakındı. Kıyamda iken, "li-Rabbiye'l-hamd, li-Rabbiye'l-hamd..." (Rabbime sonsuz şükürler olsun, Rabbime sonsuz şükürler olsun..." niyazını tekrarladılar. Daha sonra secdeye vardılar. Secdede kalışları ise kıyamda duruşları kadar olmuştu. Secdede de, "Sübhâne Rabbiye'l-a'lâ, Siibhâne Rabbiye'l-a'lâ..." teşbihini söylediler. Başlarını secdeden kaldırdılar ve iki secde arasında da secdede kaldıkları kadar oturup, "Rabbiğfirlî, Rabbiğfirlî..." (Yârabbi beni bağışla, Yârabbi beni bağışla) diyerek niyazda bulundular. İşte bu minval üzere Bakara, Al-i İmrâıı, Nisa ve Mâide (veya En'âm) sûrelerini okudular". Tirmizî: "Dördüncü rek'atte okunan sûrenin Mâide mi, yoksa En'âm mı olduğu hususunda tereddüde düşen şahıs, hadîsin ulvîlerinden olan Şu'be'dir" der. Yâni o, bu tereddütlü ifâdenin hâdiseyi anlatan Huzeyfe b. Yemân'a değil, beşinci râviye âit olduğunu belirtmek istemiştir. Açıklama: Yazar, Kitap, Bölüm: Tirmizî, Şemail-i Muhammediyye, 275, /457 Senetler: () Konular: Hz. Peygamber, namaz kılış şekli Hz. Peygamber, namazlarda belirli sureleri okuması Hz. Peygamber, şemaili Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi İbadet, Hz. Peygamber'in gece ibadeti Namaz, Ruku' ve secdede söylenecek ve okunacak şeyler 159615 TŞ000275 Tirmizi, Şemail, 121 Tirmizî Şemail-i Muhammediyye 275, /457 Senedi ve Konuları Hz. Peygamber, namaz kılış şekli Hz. Peygamber, namazlarda belirli sureleri okuması Hz. Peygamber, şemaili Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi İbadet, Hz. Peygamber'in gece ibadeti Namaz, Ruku' ve secdede söylenecek ve okunacak şeyler