وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى حَازِمِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ أَنَّهُ قَالَ سَاعَتَانِ يُفْتَحُ لَهُمَا أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَقَلَّ دَاعٍ تُرَدُّ عَلَيْهِ دَعْوَتُهُ حَضْرَةُ النِّدَاءِ لِلصَّلاَةِ وَالصَّفُّ فِى سَبِيلِ اللَّهِ . و سُئلَ مالك عن النداءِ يومَ الجمعة هل يكون قبلَ أن يَحلَّ الوقتُ فقال ﻻيكون إﻻّ بعد أنْ تَزولَ الشمسُ سُئلَ مالك ع ن تَثْنِيَةِ الأذانِ والإقامةِ و متى يجب القيامُ على الناس حين تُقامُ الصلاةُ فقال لم يَبْلُغْني في النداءِ والإقامةِ إﻻّ ما أدركتُ الناسَ عليه فأما الإقامةُ فإنها ﻻتُثَنَّى وذلك الذي لم يزل عليه أهلُ العلمِ بِبلدِنا وأما قيامُ الناسِ حين تُقامُ الصلاةُ فإنّي لم أسمعْ في ذلك بحدٍّ يُقامُ له إﻻ أنيِّ أَرى ذلك على قدْرِ طاقةِ الناسِ فإنّ منهم الثقيلَ والخفيفَ وﻻيَستطيعون أن يكونوا كرجلٍ واحدٍ سُئلَ مالك عن قومٍ حضورٍ أرادوا أن يَجْمَعوا المكتوبةَ فأرادوا أن يُقيموا وﻻ يئوَذِّنُوا قال مالك ذلك مجزئٌ عنهم وإنما يجب النداءُ في المساجدِ الجماعاتِ الّتي تُجمَعُ فيها الصلاةُ و سُئلَ مالكٌ عن تسليمِ المئوَذِّنِ على الإمام و دعاِئە إياه للصلاة و مَنْ أوّلُ مَنْ سُلِّمَ عليه فقال لم يَبْلُغْني أنّ التسليمَ كان في الزمانِ الأوّلِ قال يحيى و و سُئلَ مالك عن مئوذِّنٍ أَذّنَ لقومٍ ثمّ إنتظرَ هل يَأتيهِ أحدٌ فلم يَأْتِهِ أحدٌ فأقام الصلاةَ و صلّى وحدَهُ ثمّ جاء الناسُ بعد أن فَرَغَ أَيُعِيدُ الصلاةَ معهم قال ﻻيُعِيدُ الصلاةَ و مَن جاء بعد انصرافِهِ فلْيُصَلِّ لنفسِهِ وحدَه قال يحيى و سُئلَ مالك عن مئوذِّنٍ أَذّنَ لقومٍ ثمّ تَنَفَّلَ فأرادوا أن يُصَلُّوا بإقامةِ غيرِهِ فقال ﻻبأْس بذلك إقامتُهُ و إقامةُ غيرِهِ سَواءٌ قال يحيى قال مالك لم تَزل الصبحُ يُنادىَ لها قبل الفجرِ فأما غيرُها من الصلواتِ فإنا لم نرها يُنادى لها إﻻ بعد أنْ يَحِلَّ وقتُها.
Bana Malik, ona Ebu Hâzim b. Dinar, ona Sehl b. Sa‘d es-Sâidî şöyle demiştir:
"İki vakit vardır ki; bu vakitlerde semanın kapıları açılır ve pek az kimse hariç, her dua edenin duası kabul olur. Biri ezan okunma anı, diğeri ise Allah yolunda saf tutma (cihad) anıdır."
Malik’e, Cuma namazı günü ezan, vakit girmeden önce okunsa olur mu diye de soruldu, O da “ezan ancak güneşin zevale ermesinden sonra okunur” dedi.
Yine Malik’e ezan ile kametin (lafızlarının) çifter, çifter tekrar edilmesine ve namaz için kamet getirildiği vakit, ne zaman ayağa kalkmak gerektiğine dair de soru soruldu O da şöyle dedi: yetiştiğim (gördüğüm) uygulamalar dışında ezan ile kamet hakkında bana herhangi bir rivayet ulaşmamıştır. (Gördüğüm uygulamaya göre) kamet ise çifter çifter okunmaz. Bizim şehrimizde (Medine'de) ilim ehlinin uygulaya geldikleri hep budur. Namaz için kamet getirildiği vakit, insanların ne zaman kalkacaklarına gelince, ben bu hususta insanların kalkmaları için bir sınır bulunduğu ile ilgili bir şey işitmedim. Ancak benim görüşüme göre bu, insanların güç yetirebilmelerine göre göre değişir. Çünkü kimi insan şişman, kimisi de zayıftır. Hepsi tek bir adam gibi hareket etmeye güç yetiremez.
Malik’e farz namazı cemaatle kılmak isteyen, bir arada bulunan bir topluluğun ezan okumadan kamet getirmek istemeleri durumu dair sorulmuş Malik de “Bu onlar için yeterlidir, çünkü ezan, namazın cemaatle kılındığı, cemaatin toplandığı mescitlerde vaciptir” demiştir.
İmam Mâlik’e, müezzinin, imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve selam verme adetini ilk kimin başlattığı, o da “Bana ulaşan bir bilgiye göre, ilk dönemlerde böyle bir selamlaşma (namaz için imamı çağırma ve selam verme âdeti) yoktu” demiştir.
Yahya der ki: Yine Malik’e “bir topluluğa ezan okuyup, sonra da namaza gelen olur mu acaba diye bekleyen, ama kimse gelmediği için kamet getirerek, tek başına namaz kılan kimse, namazını bitirdikten sonra cemaat gelmesi halinde, onlarla beraber namazını iade eder mi?” diye soruldu. Malik de “Namazını iade etmez, onun namazı bitirmesinden sonra gelen de yalnız başına kendi kendisine namaz kılsın” dedi.
Yahya der ki: Yine Malik’e “Bir müezzin bir cemaat için ezan okuduktan sonra, sünneti kılarken cemaat bir başkasının getirdiği kamet ile namaz kılmak isterlerse durum ne olur?” diye soruldu, o da “Bunda bir sakınca yoktur, onun (ezan okuyanın) kamet getirmesi ile başkasının kamet getirmesi arasında bir fark yoktur” dedi.
Yahya der ki: Malik dedi ki: Sabah namazı için her daim fecirden önce ezan okunagelmiştir. Onun dışındaki namazlar için, vakti girmeden önce ezan okunduğunu görmedik.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34768, MU000153
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى حَازِمِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ أَنَّهُ قَالَ سَاعَتَانِ يُفْتَحُ لَهُمَا أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَقَلَّ دَاعٍ تُرَدُّ عَلَيْهِ دَعْوَتُهُ حَضْرَةُ النِّدَاءِ لِلصَّلاَةِ وَالصَّفُّ فِى سَبِيلِ اللَّهِ . و سُئلَ مالك عن النداءِ يومَ الجمعة هل يكون قبلَ أن يَحلَّ الوقتُ فقال ﻻيكون إﻻّ بعد أنْ تَزولَ الشمسُ سُئلَ مالك ع ن تَثْنِيَةِ الأذانِ والإقامةِ و متى يجب القيامُ على الناس حين تُقامُ الصلاةُ فقال لم يَبْلُغْني في النداءِ والإقامةِ إﻻّ ما أدركتُ الناسَ عليه فأما الإقامةُ فإنها ﻻتُثَنَّى وذلك الذي لم يزل عليه أهلُ العلمِ بِبلدِنا وأما قيامُ الناسِ حين تُقامُ الصلاةُ فإنّي لم أسمعْ في ذلك بحدٍّ يُقامُ له إﻻ أنيِّ أَرى ذلك على قدْرِ طاقةِ الناسِ فإنّ منهم الثقيلَ والخفيفَ وﻻيَستطيعون أن يكونوا كرجلٍ واحدٍ سُئلَ مالك عن قومٍ حضورٍ أرادوا أن يَجْمَعوا المكتوبةَ فأرادوا أن يُقيموا وﻻ يئوَذِّنُوا قال مالك ذلك مجزئٌ عنهم وإنما يجب النداءُ في المساجدِ الجماعاتِ الّتي تُجمَعُ فيها الصلاةُ و سُئلَ مالكٌ عن تسليمِ المئوَذِّنِ على الإمام و دعاِئە إياه للصلاة و مَنْ أوّلُ مَنْ سُلِّمَ عليه فقال لم يَبْلُغْني أنّ التسليمَ كان في الزمانِ الأوّلِ قال يحيى و و سُئلَ مالك عن مئوذِّنٍ أَذّنَ لقومٍ ثمّ إنتظرَ هل يَأتيهِ أحدٌ فلم يَأْتِهِ أحدٌ فأقام الصلاةَ و صلّى وحدَهُ ثمّ جاء الناسُ بعد أن فَرَغَ أَيُعِيدُ الصلاةَ معهم قال ﻻيُعِيدُ الصلاةَ و مَن جاء بعد انصرافِهِ فلْيُصَلِّ لنفسِهِ وحدَه قال يحيى و سُئلَ مالك عن مئوذِّنٍ أَذّنَ لقومٍ ثمّ تَنَفَّلَ فأرادوا أن يُصَلُّوا بإقامةِ غيرِهِ فقال ﻻبأْس بذلك إقامتُهُ و إقامةُ غيرِهِ سَواءٌ قال يحيى قال مالك لم تَزل الصبحُ يُنادىَ لها قبل الفجرِ فأما غيرُها من الصلواتِ فإنا لم نرها يُنادى لها إﻻ بعد أنْ يَحِلَّ وقتُها.
Tercemesi:
Bana Malik, ona Ebu Hâzim b. Dinar, ona Sehl b. Sa‘d es-Sâidî şöyle demiştir:
"İki vakit vardır ki; bu vakitlerde semanın kapıları açılır ve pek az kimse hariç, her dua edenin duası kabul olur. Biri ezan okunma anı, diğeri ise Allah yolunda saf tutma (cihad) anıdır."
Malik’e, Cuma namazı günü ezan, vakit girmeden önce okunsa olur mu diye de soruldu, O da “ezan ancak güneşin zevale ermesinden sonra okunur” dedi.
Yine Malik’e ezan ile kametin (lafızlarının) çifter, çifter tekrar edilmesine ve namaz için kamet getirildiği vakit, ne zaman ayağa kalkmak gerektiğine dair de soru soruldu O da şöyle dedi: yetiştiğim (gördüğüm) uygulamalar dışında ezan ile kamet hakkında bana herhangi bir rivayet ulaşmamıştır. (Gördüğüm uygulamaya göre) kamet ise çifter çifter okunmaz. Bizim şehrimizde (Medine'de) ilim ehlinin uygulaya geldikleri hep budur. Namaz için kamet getirildiği vakit, insanların ne zaman kalkacaklarına gelince, ben bu hususta insanların kalkmaları için bir sınır bulunduğu ile ilgili bir şey işitmedim. Ancak benim görüşüme göre bu, insanların güç yetirebilmelerine göre göre değişir. Çünkü kimi insan şişman, kimisi de zayıftır. Hepsi tek bir adam gibi hareket etmeye güç yetiremez.
Malik’e farz namazı cemaatle kılmak isteyen, bir arada bulunan bir topluluğun ezan okumadan kamet getirmek istemeleri durumu dair sorulmuş Malik de “Bu onlar için yeterlidir, çünkü ezan, namazın cemaatle kılındığı, cemaatin toplandığı mescitlerde vaciptir” demiştir.
İmam Mâlik’e, müezzinin, imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve selam verme adetini ilk kimin başlattığı, o da “Bana ulaşan bir bilgiye göre, ilk dönemlerde böyle bir selamlaşma (namaz için imamı çağırma ve selam verme âdeti) yoktu” demiştir.
Yahya der ki: Yine Malik’e “bir topluluğa ezan okuyup, sonra da namaza gelen olur mu acaba diye bekleyen, ama kimse gelmediği için kamet getirerek, tek başına namaz kılan kimse, namazını bitirdikten sonra cemaat gelmesi halinde, onlarla beraber namazını iade eder mi?” diye soruldu. Malik de “Namazını iade etmez, onun namazı bitirmesinden sonra gelen de yalnız başına kendi kendisine namaz kılsın” dedi.
Yahya der ki: Yine Malik’e “Bir müezzin bir cemaat için ezan okuduktan sonra, sünneti kılarken cemaat bir başkasının getirdiği kamet ile namaz kılmak isterlerse durum ne olur?” diye soruldu, o da “Bunda bir sakınca yoktur, onun (ezan okuyanın) kamet getirmesi ile başkasının kamet getirmesi arasında bir fark yoktur” dedi.
Yahya der ki: Malik dedi ki: Sabah namazı için her daim fecirden önce ezan okunagelmiştir. Onun dışındaki namazlar için, vakti girmeden önce ezan okunduğunu görmedik.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Salât 153, 1/23
Senetler:
()
Konular:
Dua, kabul saati
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,