Öneri Formu
Hadis Id, No:
162947, MK003165
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنْبَاعِ رَوْحُ بن الْفَرَجِ الْمِصْرِيُّ ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بن خَالِدٍ الْحَرَّانِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا عَلِيُّ بن عَبْدِ الْعَزِيزِ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بن مَنْصُورٍ ، وَالْهَيْثَمُ بن خَارِجَةَ ، قَالُوا : حَدَّثَنَا شِهَابُ بن خِرَاشِ بن حَوْشَبٍ ، حَدَّثَنِي شُعَيْبُ بن زُرَيْقٍ الطَّائِيُّ ، قَالَ : جَلَسْتُ إِلَى رَجُلٍ لَهُ صُحْبَةٌ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، يُقَالُ لَهُ : الْحَكَمُ بن حَزْنٍ الْكُلْفِيُّ ، فَأَنْشَأَ يُحَدِّثُ ، قَالَ : وَفَدْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَابِعَ سَبْعَةٍ أَوْ تَاسِعَ تِسْعَةٍ ، فَاسْتُؤْذِنَ لَنَا ، فَدَخَلْنَا عَلَيْهِ ، فَقُلْنَا : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، زُرْنَاكَ لِتَدْعُوَ لَنَا بِخَيْرٍ ، فَدَعَا لَنَا بِخَيْرٍ ، وَأَمَرَ بنا فَأُنْزِلْنَا ، وَأَمَرَ لَنَا بِشَيْءٍ مِنْ تَمْرٍ ، وَالشَّأْنُ إِذْ ذَاكَ دُونٌ ، فَلَبِثْنَا بِهَا أَيَّامًا ، شَهِدْنَا بِهَا الْجُمُعَةَ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَامَ مُتَوَكِّئًا عَلَى قَوْسٍ أَوْ عَصًا ، فَحَمِدَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَثْنَى عَلَيْهِ كَلِمَاتٍ خَفِيفَاتٍ طَيِّبَاتٍ مُبَارَكَاتٍ ، ثُمَّ قَالَ : " أَيُّهَا النَّاسُ ، إِنَّكُمْ لَنْ تُطِيقُوا وَلَنْ تَفْعَلُوا كَمَا أُمِرْتُمْ بِهِ ، وَلَكِنْ سَدِّدُوا وَأَبْشِرُوا ".
Tercemesi:
Şuayb bin Zureyk et-Tâî anlatıyor:
Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in ashabından olan bir adamın (Hakem b. Hazn el-Külefî) yanında oturuyordum. O bize anlatmaya başladı ve dedi ki:
Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in yanına yedi kişi ya da dokuz kişi olarak geldim. Bizim için izin istendi ve içeri girdik. Ona şöyle dedik:
“Ey Allah’ın Resûlü! Sana geldik ki bize hayır duasında bulunasın.”
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) bizim için hayır duasında bulundu, bize kalacak bir yer ayarlattı ve bir miktar hurma verilmesini emretti. O dönemde durum sıkıntılıydı (yani geçim zor durumdaydı).
Orada birkaç gün kaldık. O günlerde Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte Cuma namazına katıldık. Resûlullah (s.a.v.) bir yay veya asa üzerine yaslanarak ayağa kalktı, Allah’a hamd etti, güzel, kısa ve bereketli sözler söyledi. Sonra şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Siz, size emredilen her şeyi yapmaya güç yetiremezsiniz ve hepsini yapamazsınız. Ancak doğru yolu izleyin, yaklaşmaya çalışın ve müjdelenin (yani umutlu olun)!”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Hakem b. Hazn el-Külfî 3165, 3/789
Senetler:
1. Hakem b. Hazn el-Külfî (Hakem b. Hazn)
2. Şuayb b. Ruzeyk Taifi (Şuayb b. Tuzeyk Taifi)
3. Şihab b. Hiraş eş-Şeybani (Şihab b. Hiraş b. Havşeb b. Yezid)
4. Amr b. Halid el-Harranî (Amr b. Halid b. Ferruh)
5. Ebu Zinbâ' Ravh b. Ferec el-Kattân (Ravh b. Ferec)
Konular:
Kulluk, Allah'tan ümidinizi kesmeyin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288640, MK003165-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنْبَاعِ رَوْحُ بن الْفَرَجِ الْمِصْرِيُّ ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بن خَالِدٍ الْحَرَّانِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا عَلِيُّ بن عَبْدِ الْعَزِيزِ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بن مَنْصُورٍ ، وَالْهَيْثَمُ بن خَارِجَةَ ، قَالُوا : حَدَّثَنَا شِهَابُ بن خِرَاشِ بن حَوْشَبٍ ، حَدَّثَنِي شُعَيْبُ بن زُرَيْقٍ الطَّائِيُّ ، قَالَ : جَلَسْتُ إِلَى رَجُلٍ لَهُ صُحْبَةٌ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، يُقَالُ لَهُ : الْحَكَمُ بن حَزْنٍ الْكُلْفِيُّ ، فَأَنْشَأَ يُحَدِّثُ ، قَالَ : وَفَدْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَابِعَ سَبْعَةٍ أَوْ تَاسِعَ تِسْعَةٍ ، فَاسْتُؤْذِنَ لَنَا ، فَدَخَلْنَا عَلَيْهِ ، فَقُلْنَا : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، زُرْنَاكَ لِتَدْعُوَ لَنَا بِخَيْرٍ ، فَدَعَا لَنَا بِخَيْرٍ ، وَأَمَرَ بنا فَأُنْزِلْنَا ، وَأَمَرَ لَنَا بِشَيْءٍ مِنْ تَمْرٍ ، وَالشَّأْنُ إِذْ ذَاكَ دُونٌ ، فَلَبِثْنَا بِهَا أَيَّامًا ، شَهِدْنَا بِهَا الْجُمُعَةَ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَامَ مُتَوَكِّئًا عَلَى قَوْسٍ أَوْ عَصًا ، فَحَمِدَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَثْنَى عَلَيْهِ كَلِمَاتٍ خَفِيفَاتٍ طَيِّبَاتٍ مُبَارَكَاتٍ ، ثُمَّ قَالَ : " أَيُّهَا النَّاسُ ، إِنَّكُمْ لَنْ تُطِيقُوا وَلَنْ تَفْعَلُوا كَمَا أُمِرْتُمْ بِهِ ، وَلَكِنْ سَدِّدُوا وَأَبْشِرُوا ".
Tercemesi:
Şuayb bin Zureyk et-Tâî anlatıyor:
Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in ashabından olan bir adamın (Hakem b. Hazn el-Külefî) yanında oturuyordum. O bize anlatmaya başladı ve dedi ki:
Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in yanına yedi kişi ya da dokuz kişi olarak geldim. Bizim için izin istendi ve içeri girdik. Ona şöyle dedik:
“Ey Allah’ın Resûlü! Sana geldik ki bize hayır duasında bulunasın.”
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) bizim için hayır duasında bulundu, bize kalacak bir yer ayarlattı ve bir miktar hurma verilmesini emretti. O dönemde durum sıkıntılıydı (yani geçim zor durumdaydı).
Orada birkaç gün kaldık. O günlerde Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte Cuma namazına katıldık. Resûlullah (s.a.v.) bir yay veya asa üzerine yaslanarak ayağa kalktı, Allah’a hamd etti, güzel, kısa ve bereketli sözler söyledi. Sonra şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Siz, size emredilen her şeyi yapmaya güç yetiremezsiniz ve hepsini yapamazsınız. Ancak doğru yolu izleyin, yaklaşmaya çalışın ve müjdelenin (yani umutlu olun)!”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Hakem b. Hazn el-Külfî 3165, 3/789
Senetler:
1. Hakem b. Hazn el-Külfî (Hakem b. Hazn)
2. Şuayb b. Ruzeyk Taifi (Şuayb b. Tuzeyk Taifi)
3. Şihab b. Hiraş eş-Şeybani (Şihab b. Hiraş b. Havşeb b. Yezid)
4. Ebu Muhammed Heysem b. Harice el-Horasanî (Heysem b. Harice)
5. Ali b. Abdülaziz el-Begavi (Ali b. Abdülaziz b. el-Merzubani b. Sabur b. Şahan b. Şah)
Konular:
Kulluk, Allah'tan ümidinizi kesmeyin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288641, MK003165-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنْبَاعِ رَوْحُ بن الْفَرَجِ الْمِصْرِيُّ ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بن خَالِدٍ الْحَرَّانِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا عَلِيُّ بن عَبْدِ الْعَزِيزِ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بن مَنْصُورٍ ، وَالْهَيْثَمُ بن خَارِجَةَ ، قَالُوا : حَدَّثَنَا شِهَابُ بن خِرَاشِ بن حَوْشَبٍ ، حَدَّثَنِي شُعَيْبُ بن زُرَيْقٍ الطَّائِيُّ ، قَالَ : جَلَسْتُ إِلَى رَجُلٍ لَهُ صُحْبَةٌ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، يُقَالُ لَهُ : الْحَكَمُ بن حَزْنٍ الْكُلْفِيُّ ، فَأَنْشَأَ يُحَدِّثُ ، قَالَ : وَفَدْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَابِعَ سَبْعَةٍ أَوْ تَاسِعَ تِسْعَةٍ ، فَاسْتُؤْذِنَ لَنَا ، فَدَخَلْنَا عَلَيْهِ ، فَقُلْنَا : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، زُرْنَاكَ لِتَدْعُوَ لَنَا بِخَيْرٍ ، فَدَعَا لَنَا بِخَيْرٍ ، وَأَمَرَ بنا فَأُنْزِلْنَا ، وَأَمَرَ لَنَا بِشَيْءٍ مِنْ تَمْرٍ ، وَالشَّأْنُ إِذْ ذَاكَ دُونٌ ، فَلَبِثْنَا بِهَا أَيَّامًا ، شَهِدْنَا بِهَا الْجُمُعَةَ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، فَقَامَ مُتَوَكِّئًا عَلَى قَوْسٍ أَوْ عَصًا ، فَحَمِدَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَثْنَى عَلَيْهِ كَلِمَاتٍ خَفِيفَاتٍ طَيِّبَاتٍ مُبَارَكَاتٍ ، ثُمَّ قَالَ : " أَيُّهَا النَّاسُ ، إِنَّكُمْ لَنْ تُطِيقُوا وَلَنْ تَفْعَلُوا كَمَا أُمِرْتُمْ بِهِ ، وَلَكِنْ سَدِّدُوا وَأَبْشِرُوا ".
Tercemesi:
Şuayb bin Zureyk et-Tâî anlatıyor:
Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in ashabından olan bir adamın (Hakem b. Hazn el-Külefî) yanında oturuyordum. O bize anlatmaya başladı ve dedi ki:
Ben, Resûlullah (s.a.v.)’in yanına yedi kişi ya da dokuz kişi olarak geldim. Bizim için izin istendi ve içeri girdik. Ona şöyle dedik:
“Ey Allah’ın Resûlü! Sana geldik ki bize hayır duasında bulunasın.”
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) bizim için hayır duasında bulundu, bize kalacak bir yer ayarlattı ve bir miktar hurma verilmesini emretti. O dönemde durum sıkıntılıydı (yani geçim zor durumdaydı).
Orada birkaç gün kaldık. O günlerde Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte Cuma namazına katıldık. Resûlullah (s.a.v.) bir yay veya asa üzerine yaslanarak ayağa kalktı, Allah’a hamd etti, güzel, kısa ve bereketli sözler söyledi. Sonra şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Siz, size emredilen her şeyi yapmaya güç yetiremezsiniz ve hepsini yapamazsınız. Ancak doğru yolu izleyin, yaklaşmaya çalışın ve müjdelenin (yani umutlu olun)!”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Hakem b. Hazn el-Külfî 3165, 3/789
Senetler:
1. Hakem b. Hazn el-Külfî (Hakem b. Hazn)
2. Şuayb b. Ruzeyk Taifi (Şuayb b. Tuzeyk Taifi)
3. Şihab b. Hiraş eş-Şeybani (Şihab b. Hiraş b. Havşeb b. Yezid)
4. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
5. Ali b. Abdülaziz el-Begavi (Ali b. Abdülaziz b. el-Merzubani b. Sabur b. Şahan b. Şah)
Konular:
Kulluk, Allah'tan ümidinizi kesmeyin