Öneri Formu
Hadis Id, No:
957, M004100
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - وَاللَّفْظُ لِعُثْمَانَ - قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مُغِيرَةَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَتَلاَحَقَ بِى وَتَحْتِى نَاضِحٌ لِى قَدْ أَعْيَا وَلاَ يَكَادُ يَسِيرُ قَالَ فَقَالَ لِى "مَا لِبَعِيرِكَ." قَالَ قُلْتُ عَلِيلٌ - قَالَ - فَتَخَلَّفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَزَجَرَهُ وَدَعَا لَهُ فَمَازَالَ بَيْنَ يَدَىِ الإِبِلِ قُدَّامَهَا يَسِيرُ. قَالَ فَقَالَ لِى "كَيْفَ تَرَى بَعِيرَكَ." قَالَ قُلْتُ بِخَيْرٍ قَدْ أَصَابَتْهُ بَرَكَتُكَ. قَالَ "أَفَتَبِيعُنِيهِ." فَاسْتَحْيَيْتُ وَلَمْ يَكُنْ لَنَا نَاضِحٌ غَيْرُهُ قَالَ فَقُلْتُ نَعَمْ. فَبِعْتُهُ إِيَّاهُ عَلَى أَنَّ لِى فَقَارَ ظَهْرِهِ حَتَّى أَبْلُغَ الْمَدِينَةَ - قَالَ - فَقُلْتُ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى عَرُوسٌ فَاسْتَأْذَنْتُهُ فَأَذِنَ لِى فَتَقَدَّمْتُ النَّاسَ إِلَى الْمَدِينَةِ حَتَّى انْتَهَيْتُ فَلَقِيَنِى خَالِى فَسَأَلَنِى عَنِ الْبَعِيرِ فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا صَنَعْتُ فِيهِ فَلاَمَنِى فِيهِ - قَالَ - وَقَدْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِى حِينَ اسْتَأْذَنْتُهُ "مَا تَزَوَّجْتَ أَبِكْرًا أَمْ ثَيِّبًا." فَقُلْتُ لَهُ تَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا. قَالَ "أَفَلاَ تَزَوَّجْتَ بِكْرًا تُلاَعِبُكَ وَتُلاَعِبُهَا." فَقُلْتُ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُوُفِّىَ وَالِدِى - أَوِ اسْتُشْهِدَ - وَلِى أَخَوَاتٌ صِغَارٌ فَكَرِهْتُ أَنْ أَتَزَوَّجَ إِلَيْهِنَّ مِثْلَهُنَّ فَلاَ تُؤَدِّبُهُنَّ وَلاَ تَقُومُ عَلَيْهِنَّ فَتَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا لِتَقُومَ عَلَيْهِنَّ وَتُؤَدِّبَهُنَّ - قَالَ - فَلَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ غَدَوْتُ إِلَيْهِ بِالْبَعِيرِ فَأَعْطَانِى ثَمَنَهُ وَرَدَّهُ عَلَىَّ.
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, o ikisine Cerir, ona Muğira, ona Şa'bî', ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayette bulundu: Rasulullah'la (sav) birlikte gazada bulundum. Altımda nerdeyse yürüyemez hale gelmiş hasta bir sucu devem olduğu halde bana yetiştiler ve bana; "devene ne oldu" diye sordular. Hastadır; dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ilerleyerek hayvanı sürdü ve ona dua etti. Bundan sonra hayvan bütün develerin önünde gitmeye başladı. Rasulullah (sav) bana; "deveni nasıl görüyorsun" diye sordu. Afiyette (görüyorum), ona senin bereketin isabet etti dedim. "Onu bana satar mısın" buyurdu. Ben utandım. Ondan başka su taşıyan devemiz yoktu. Ama evet dedim ve Medine'ye varıncaya kadar sırtı benim olmak şartıyla deveyi kendilerine sattım. Ona; ya Rasulullah! Ben damadım diyerek kendilerinden izin istedim. Bana izin verdiler. Bunun üzerine Medine'ye müteveccihen oradan ilerledim. Nihayet Medine'ye vardım. Beni dayım (Cedd b. Kays) karşıladı ve deveyi sordu. Onun hakkında ne yaptığımı kendisine haber verince beni ayıpladı. Rasulullah (sav), kendisinden izin istediğim vakit; "ne aldın, bakire mi, dul mu" diye sormuştu. Ben kendilerine dul aldım cevabını verdim. "Birbirinizle oynaşacağınız bir bakire ile evlenseydin ya" buyurdu. Ya Rasulullah! Babam vefat etti (yahut şehit oldu). Küçük küçük kız kardeşlerim var. Onların emsaliy]e evlenip de (karımın) onları terbiye edemeyeceğimden, onlara bakamayacağından korktum da onlara baksın ve terbiye etsin diye dul ile evlendim dedim. Resûlüllah (sav) Medine'ye gelince deveyi kendilerine götürdüm. Bana parasını verdiler, deveyi de iade buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Müsâkât ve'l-Müzâra 4100, /664
Senetler:
()
Konular:
Evlilik, dul ile
Hz. Peygamber, duaları