Öneri Formu
Hadis Id, No:
1694, M002008
Hadis:
وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى كِلاَهُمَا عَنْ عَبْدِ الأَعْلَى - قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى وَهُوَ أَبُو هَمَّامٍ - حَدَّثَنَا دَاوُدُ عَنْ عَمْرِو بْنِ سَعِيدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ ضِمَادًا قَدِمَ مَكَّةَ وَكَانَ مِنْ أَزْدِ شَنُوءَةَ وَكَانَ يَرْقِى مِنْ هَذِهِ الرِّيحِ فَسَمِعَ سُفَهَاءَ مِنْ أَهْلِ مَكَّةَ يَقُولُونَ إِنَّ مُحَمَّدًا مَجْنُونٌ. فَقَالَ لَوْ أَنِّى رَأَيْتُ هَذَا الرَّجُلَ لَعَلَّ اللَّهَ يَشْفِيهِ عَلَى يَدَىَّ - قَالَ - فَلَقِيَهُ فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنِّى أَرْقِى مِنْ هَذِهِ الرِّيحِ وَإِنَّ اللَّهَ يَشْفِى عَلَى يَدِى مَنْ شَاءَ فَهَلْ لَكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "إِنَّ الْحَمْدَ لِلَّهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ مَنْ يَهْدِهِ اللَّهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ أَمَّا بَعْدُ." قَالَ فَقَالَ أَعِدْ عَلَىَّ كَلِمَاتِكَ هَؤُلاَءِ. فَأَعَادَهُنَّ عَلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَلاَثَ مَرَّاتٍ - قَالَ - فَقَالَ لَقَدْ سَمِعْتُ قَوْلَ الْكَهَنَةِ وَقَوْلَ السَّحَرَةِ وَقَوْلَ الشُّعَرَاءِ فَمَا سَمِعْتُ مِثْلَ كَلِمَاتِكَ هَؤُلاَءِ وَلَقَدْ بَلَغْنَ نَاعُوسَ الْبَحْرِ - قَالَ - فَقَالَ هَاتِ يَدَكَ أُبَايِعْكَ عَلَى الإِسْلاَمِ - قَالَ - فَبَايَعَهُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَعَلَى قَوْمِكَ." قَالَ وَعَلَى قَوْمِى - قَالَ - فَبَعَثَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَرِيَّةً فَمَرُّوا بِقَوْمِهِ فَقَالَ صَاحِبُ السَّرِيَّةِ لِلْجَيْشِ هَلْ أَصَبْتُمْ مِنْ هَؤُلاَءِ شَيْئًا فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَصَبْتُ مِنْهُمْ مِطْهَرَةً. فَقَالَ رُدُّوهَا فَإِنَّ هَؤُلاَءِ قَوْمُ ضِمَادٍ.
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Müsenna, o ikisine Abdula'lâ -İbnü'l-Müsenna dedi ki: Bana Abdula'lâ ki Ebu Hemmâmdır-, ona Davud, ona Amr b. Said, o da Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas'tan naklen rivayet etti ki: Dımâd Mekke'ye gelmiş. Kendisi Ezd-i Şenûe kabilesinden olup delilere okurmuş. Mekkeli bazı alçakların Muhammed delidir dediklerini işitmiş. Bunun üzerine (kendi kendine) şu zatı bir görsem!.. belki Allah ona benim elimde şifa nasip eder demiş. Sonra ona tesadüf ederek; ya Muhammed! Ben delilere okurum; hem Allah benim elimde dilediğine şifa ihsan eder. Okumamı ister misin? demiş. Rasulullah (sav) şu mukabelede bulunmuş: "Şüphesiz ki hamd Allaha mahsustur. Biz ona hamd eder; ondan yardım dileriz. Her kime Allah hidâyet verirse artık onu şaşırtacak kimse yoktur. Kimi şaşırtırsa onu da hidâyete erdirecek yoktur. Ben Allah'tan başka ilâh olmadığına, bir Allah olup şeriki bulunmadığına Muhammed'in de onun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederim." Bundan sonra Dımâd; şu sözlerini bana bir daha tekrarla! demiş. Rasulullah (sav) bunları ona üç defa tekrarlamış. Bunun üzerine Dımâd; vallahi ben kâhinlerin sözlerini de sihirbazların sözlerini de şairlerin sözlerini de dinledim ama senin şu sözlerin gibi hiçbir söz işitmedim. Bunlar gerçekten deryanın dibine vardı. Ver elini sana İslamiyet üzerine biat edeyim! diyerek ona biat etmiş. Rasulullah (sav); "kavmin için de mi?" buyurmuşlar. Dımâd; (evet) kavmim namına da demiş. Derken Rasulullah (sav) (bir tarafa) bir seriyye göndermiş. Bunlar Dımâd'ın kavmine uğramışlar. Seriyyenin kumandanı askerlerine; bunlardan bir şey aldınız mı? diye sormuş. Oradakilerden biri; ben onlardan bir matara aldım demiş. Kumandan; onu sahibine iade edin çünkü bunlar Dımâd'ın kavmidir mukabelesinde bulunmuş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cumu'a 2008, /335
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Hz. Peygamber, hitabeti
Nazar, nazar boncuğu, muska, fal, büyü, uğursuzluk
Tedavi, Hz. Peygamber döneminde Tedavi şekilleri,
Tedavi, Rukye, tedavi şekilleri