Öneri Formu
Hadis Id, No:
70824, HM022352
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءِ بْنِ الْوَلِيدِ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِي إِدْرِيسَ الْعَبْدِيِّ أَوْ الْخَوْلَانِيِّ قَالَ
جَلَسْتُ مَجْلِسًا فِيهِ عِشْرُونَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَإِذَا فِيهِمْ شَابٌّ حَدِيثُ السِّنِّ حَسَنُ الْوَجْهِ أَدْعَجُ الْعَيْنَيْنِ أَغَرُّ الثَّنَايَا فَإِذَا اخْتَلَفُوا فِي شَيْءٍ فَقَالَ قَوْلًا انْتَهَوْا إِلَى قَوْلِهِ فَإِذَا هُوَ مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ فَلَمَّا كَانَ مِنْ الْغَدِ جِئْتُ فَإِذَا هُوَ يُصَلِّي إِلَى سَارِيَةٍ قَالَ فَحَذَفَ مِنْ صَلَاتِهِ ثُمَّ احْتَبَى فَسَكَتَ قَالَ فَقُلْتُ وَاللَّهِ إِنِّي لَأُحِبُّكَ مِنْ جَلَالِ اللَّهِ قَالَ أَاللَّهِ قَالَ قُلْتُ أَاللَّهِ قَالَ فَإِنَّ مِنْ الْمُتَحَابِّينَ فِي اللَّهِ فِيمَا أَحْسَبُ أَنَّهُ قَالَ فِي ظِلِّ اللَّهِ يَوْمَ لَا ظِلَّ إِلَّا ظِلُّهُ ثُمَّ لَيْسَ فِي بَقِيَّتِهِ شَكٌّ يَعْنِي فِي بَقِيَّةِ الْحَدِيثِ يُوضَعُ لَهُمْ كَرَاسٍ مِنْ نُورٍ يَغْبِطُهُمْ بِمَجْلِسِهِمْ مِنْ الرَّبِّ عَزَّ وَجَلَّ النَّبِيُّونَ وَالصِّدِّيقُونَ وَالشُّهَدَاءُ قَالَ فَحَدَّثْتُهُ عُبَادَةَ بْنَ الصَّامِتِ فَقَالَ لَا أُحَدِّثُكَ إِلَّا مَا سَمِعْتُ عَنْ لِسَانِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَقَّتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ وَحَقَّتْ لِلْمُتَبَاذِلِينَ فِيَّ وَحَقَّتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَصَادِقِينَ فِيَّ وَالْمُتَوَاصِلِينَ شَكَّ شُعْبَةُ فِي الْمُتَوَاصِلِينَ أَوْ الْمُتَزَاوِرِينَ
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ya'lâ b. Atâ b. Velid b. Ebu Abdurrahman, ona Ebu İdris el-Abdî veya el-Havlânî şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullahın (sav) ashabından yirmi kişinin olduğu bir mecliste bulundum. Bir de baktım ki onların arasında yaşı küçük, yüzü güzel, gözleri sürmeli, dişleri parlak bir genç vardı. İnsanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona sorarlar; o ne derse ona göre hareket ederlerdi. Bir de baktım ki bu genç, Muaz b. Cebel imiş.
Ertesi gün erkenden yine gittim, ancak bir de ne göreyim genç benden erken gelmiş direğe doğru namaz kılıyor. Namazını tamamladı, elbisesine sarıldı (ihtiba yaptı) sonra sustu. Ben de kendisine, 'Vallahi, ben seni Allah (ac) için seviyorum', dedim. 'Allah için mi?' dedi. Ben de 'Allah için' dedim. Bunun üzerine 'Allah için birbirlerini sevenler -zannedersem- Allah'ın gölgesinden başka hiç bir gölgenin olmadığı bir günde Allah'ın gölgesinde olacaklardır' dedi. Hadisin geri kalanında bir şüphe ve tereddüt yoktur. Onlar için Allah'ın dilemesiyle nebilerin, sıddıkların ve şehitlerin de gıpta edeceği nurdan koltuklar hazırlanır.
Bunu Ubade b. Samit'e anlattım. O da, 'ben ancak Rasulullah'ın (sav) dilinden duyduğum şeyi sana haber vereyim' diyerek şunu rivayet etti:
'Allah (ac) buyurdu ki: Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim için samimi dostluk kuranlara, benim için birbirleri ile iletişim (sıla) kuranlara -Şu'be 'iletişim kuranlar ile ziyaret edenler' lafzında şüphe etti- muhabbetim/sevgim vacip olur.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaz b. Cebel 22352, 7/345
Senetler:
()
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Kıyamet, ahvali
Sevgi, Allah için sevmek
Sevgi, Allah'ın sevgisini kazanmanın yolları
Sevgi, kişi sevdiğiyle beraberdir
Sosyalleşme, temel prensipler