حدثنا إسماعيل بن أبان قال حدثنا عبد الحميد بن بهرام قال شهر بن حوشب حدثني بن عباس قال : بينما النبي صلى الله عليه وسلم بفناء بيته بمكة جالس إذ مر به عثمان بن مظعون فكشر إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال له النبي صلى الله عليه وسلم ألا تجلس قال بلى فجلس النبي صلى الله عليه وسلم مستقبله فبينما هو يحدثه إذ شخص النبي صلى الله عليه وسلم ببصره إلى السماء فقال أتاني رسول الله صلى الله عليه وسلم آنفا وأنت جالس قال فما قال لك قال إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون قال عثمان فذلك حين استقر الإيمان في قلبي وأحببت محمدا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165587, EM000893
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبان قال حدثنا عبد الحميد بن بهرام قال شهر بن حوشب حدثني بن عباس قال : بينما النبي صلى الله عليه وسلم بفناء بيته بمكة جالس إذ مر به عثمان بن مظعون فكشر إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال له النبي صلى الله عليه وسلم ألا تجلس قال بلى فجلس النبي صلى الله عليه وسلم مستقبله فبينما هو يحدثه إذ شخص النبي صلى الله عليه وسلم ببصره إلى السماء فقال أتاني رسول الله صلى الله عليه وسلم آنفا وأنت جالس قال فما قال لك قال إن الله يأمر بالعدل والإحسان وإيتاء ذي القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغي يعظكم لعلكم تذكرون قال عثمان فذلك حين استقر الإيمان في قلبي وأحببت محمدا
Tercemesi:
— îbni Abbas anlatarak şöyle demiştir: Peygamber Aleyhi ve Seltem) Mekke'de evinin etrafında otururken, o sırada Osman ibni Maz'un ona uğrayıp dişleri gözükecek kadar Peygamber Aleyhi vt Seîlem) 'e tebessüm etti, Peygamber (Sallailâhü Aleyhi ve ona şöyle buyurdu:
«— Oturmaz imsm?» Osman :
— Evet, dedi. Peygamber (Saîksîlahü Akyhi ve Seîîem) onun karşısında oturdu. Peygamber onunla konuşurken birden Peygamber OSaU
— Az önce, sen otururken Allah'ın elçisi Melek bana geldi.» Osman dedi ki:
— Elçi Melek size ne söyledi? Peygamber (Salîalkthü A leyhî ve Selîem):
— (Şu Âyet-i Korîme'yi getirdi)* buyurdu :
— Muhakkak ki Allah adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi evtıredi-yor. Zinadan, fenalıklardan ve isyan edin, insanlara zulüm etmekten de yasaklıyor. Sîze böylece öğüt veriyor ki, benimseyip tu tasınız.- (Nahlsüresi, Ayet:90)
Bu hâdise, iman kalbimde kararlaştığı ve Muhammed'i sevdiğim sırada olmuştur.509
Cenob-ı Hale bu âyet-i kerîmestyle insanlara üç şeyi emrediyor ve öç de onlara yasaklıyor ve sonunda da öğütlenmelerini en güzel bir şe-ifade buyuruyor. Yapılması istenen ve emredilen hususlar:
1— Allah Tealâ insanlara adaletle iş görmeyi emrediyor. Her şeyde ziyade ve noksan olmaksızın eşitlik kurmaya «Adalet» denir. Lügat yönünden kelimenin mânâsı budur. Din terimi olarak, her şeyi dinin emirlerine uygun olarak yerine getirmek, her hak sahibine hakkını vermek ve zulmü terk etmektir. O halde adalet, dinin temeli olup, cemiyetin ayakta durmasını sağlayan ana direğidir. Aile reisinden devlet reisine kadar herkes adaletle hareket etmek sorumluluğu altındadır.
2— İhsanı emrediyor. Yapılan iyiliğe ziyadesiyle mukabelede bulunmak ve kötülük edeni affetmektir. Bir de Allah'ı görür gibi (ihlâsla ve haşyetle) ona ibadet edip, kendin için sevdiğini, insanlar için de sevmendir diye tarif edilmektedir. Bu da ahlâkın en güzel hallerinden biridir.
3— Akrabaya, yakınlara vermeyi emrediyor. Akrabayı ziyaret etmek ve onlara İyilikte bulunmak ve yardım etmek suretiyle sıla haklarını vermeyi Cenab-ı Hak bize emrediyor. Bu da akrabalık ve kardeşlik bağlarını kuvvetlendiren ve müslümanlar arasında sevgiye vesile olan İyi bir yardımlaşma ve sevişme hareketidir. Allah Tealâ üç şeyi de bize yasaklıyor:
1— Fuhşiyattan yasaklıyor. Söz ve işlerin çirkinine fuhşİyyat denir ki, zina, şarap, hırsızlık gibi çirkin işlerle her çeşit kötü sözler buna dahil olur. Bunlardan korunan insan, günah kirlerinden arınmış olur.
2— Münker olan şeyi işlemekten yasaklıyor. Akılların hoş görmediği şeylere Münker denir. İyi ve hoş karşılanmayan hareketlerden de sakınmayı Allgh Tealâ bize yasaklayarak kemal derecesine erme yolunu gösteriyor.
3— Azgınlık ve İsyanı yasaklıyor. Bağy, insanların haklarına tecavüz etmeye ve insanlara zulmetmeye denir. Düşmanlık ve zulüm hisleriyle cebren insanlara hakim olmak ve üstünlük eîde-etmek hareketidir. İnsanların haklarına tecavüz etmek ve onlara zulmetmek, sorumluluğu çok büyük olan günahlardandır. İslâm dini, adaleti emrettiği için adalete aykırı düşen her çeşit zulüm ve tecavüz hareketlerini yasaklamıştır. Adaleti yerine getirmek için zulüm ve tecavüz yollarını kapamak sarftır. Cemiyetin selâmet ve huzuru ancak böyle temin edilebilir.
Allah'ın kitabında hayır ve şerri bir arada toplayan yegâne âyet-i kerîmenin bu âyet olduğunu Buhârî ve diğer muhaddisler rivayet etmişlerdir. Âyet-i kerîme muhtelif güzel emirleri, çeşitli yasaklan ve netice olarak bunlara uymayı gerektiren öğüt ve tavsiyeleri ihtiva etmekte olduğundan müfessir Beyzavî diyor ki, Kur'an-ı Kerîm'de bu âyetten başka bir âyet olmasaydı, bu âyet, Kur'ân'ın her şeyi beyan ettiğine ve âlemlere rahmet ve hidayet olduğuna delil olarak kifayet ederdi. Ahlâkın bütün güzelliklerini toplamış olduğundan, her hutbe sonunda bu âyet-i kerîme okunur ki, insanlara derli-toplu bir nasihat ve uyarıcı bir öğüt olsun. '
Osman îbnİ Maz'un kimdir?:
Kureyşli olup, 13 erkek müslüman olduktan sonra İslâm'ı kabul eden İslâm öncülerindendir. Künyesi; Eb û ' s- S â ' i b 'dir. Annesinin adı Süh a y I e 'dir. Habeşistan'a oğlu Sâ'İb ile ilk hicret eden ashabdandır. Kureyş kabilesinden birçok zevatın İslâm'ı kabul etmiş oldukları haberini alınca Habeşistan'dan geri döndü ve Mekke'de müşrik Veli d ibni M u ğ î r e 'nin himayesi altına geçti. İbni H i ş a m , Siyer'İnde Osman İbni Maz'ûn'un müşrik V e I i d 'in himayesinden çıkışını şöyle anlatır: «Osman ibni Maz'ûn, Velid ibni Muğîre 'nin himayesinde iken Peygamber (SolhttâhM AteyM veSellem} "m ashabının çektikleri belâları görünce dedi ki :
— Ben sabah ve akşam emniyet içinde müşriklerden birinin himayesinde işime gidip dönerken, benim arkadaşlarım ve dindaşlarım, bana isabet etmeyen eziyet ve belâlarla karşılaşıyorlar; bu benim için çok büyük bir noksanlıktır. Sonra Velid ibni Muğîre'ye gidip ona şöyle dedi :
— Ey Velid! Sen ahdine vefa gösterdin (beni tecavüzlerden korudun). Şimdi ben himayeni geri çeviriyorum. Velid dedi ki :
— Bunun sebebi ne? Yoksa kavmimden bir kimse sana eziyet mi etti? Osman :
— Hayır, dedi, ben Allah'ın himayesine razı oluyorum; ondan başkasının beni korumasını istemiyorum.
Velid :
— O halde Mescid-i Haram'a git de orada ben meydanda seni himayeme aldığım gibi, sen de himayemi açık olarak bana reddet, dedi. Her ikisi Mescide gittiler. Velid şöyle dedi :
— Bu Osman, benim himayemi bana geri çevirmek üzere geldi. Osman da :
— Doğru söylüyor; onu güzel himaye eden vefakâr bir adam buldum, fakat ben AHah'dan başkasının himayesine girmeyi İstemiyorum; bunun için onun himayesini kendine reddediyorum, dedi. Sonra Osman dönüp oradan ayrıldı. Müşrik şairlerden Lebîd de Kureyş'li bir topluluğa şiir okuyordu. Osman da onlarla oturdu. Lebîd şu mealdeki şi'ri okuyordu :
Dikkat edin, Allah'dan başka her şey batıldır. Osman :
— Doğru söylüyorsun diye bu mısraı tasdik etti. Lebîd devamla :
Şüphesiz ki, her nimet zeval bulacaktır.
mısraını okuyunca, Osman : «Yalan söylüyorsun. Cennetin nimetleri zeval bulmaz,» dedi. Lebîd şöyle dedi :
— Ey Kureyş topluluğu! Sizin arkadaşınız bundan önce eziyet edilir değildi. Bu ne hal, ne zaman aranıza girdi? Topluluktan bir adam dedi ki :
— Bu adam, o peygamberle bulunan sefihlerden bîr sefİhdir (hafif akıllıdır), bizim dinimizi terk etmişlerdir. Onun sözünden ötürü duygulanma.
Osman ise, adamın sözünü geri çevirdi. Öyle kî, aralarında iş büyüdü. O adam, Osman'ın karşısına çıkıp gözüne vurarak gözünü çıkardı. Velid de yakından manzaraya şahİd bulunuyordu. Osman'a şöyle dedi :
— Ey kardeşim oğlu! Seni koruyacak bir teminat altında olsaydın da gözün kurtulmuş bulunsaydı ya? Osman cevap verdi :
— Hayır, bilâkis sağlam olan gözüm, Allah yolunda diğer gözümün uğradığı musibete muhtaç bulunmaktadır; ve ben, senden daha muktedir ve üstün olan varlığın (Allah'ın) himayesindeyim.»
Osman ibni Maz'ûn daha cahiüyet zamanında (İslâm'ı kabul etmeden önce) şarap İçmeyi kendisine yasaklamış ve şöyle demişti :
— «Aklımı gideren ve benden daha aşağı kimseleri bana güldüren ve mahremimi bana nîkâhlamaya kadar götürecek olan bir şeyi asla içmem.»
İslâm'ı kabul ettikten sonra şarabı haram kılan âyet-i kerîmenin nazil olduğu haberi kendisine verilince :
— «Helak olası, gözüm onu bekliyordu,» demiştir.
Ashabın ileri gelenlerinden ibadete düşkün gayretli bir zat İdi. Erkeklerde hadım olmanın caiz olmadığına delil teşkil eden hâdise bununla ilgili olup, şöyle cereyan etmişti. Osman İbni Maz'un, Peygamber
— Ey Allah'ın Resulü! Siz savaşlarda bulunuyoruz, (ailemizden aylarca uzak katıyoruz); bekârlık bize zor geliyor. Hadım olmak için bana İzin verir misiniz, hadım olayım? dedi. Peygamber (Saüaîldhii Aleyhi ve SeÜem} şöyle buyurdu :
— Hayır, ey ibni Mas'un, ancak sen oruca devam et ki, oruç şehveti keser.»
Bundan anlaşılıyor ki, husyeleri çıkartmak suretiyle şehvete karşı tedbir olmak veya nesli kesmek coİz değildir.
Bedir savaşından döndükten sonra Medine'de vefat etmiş ve muhacirlerden Medine'de İlk ölen olmuştu. Vefatı hicretin ikinci yılına tesadüf eder. Gasledilip kefenlendikten sonra, Peygamber (SaMttak® Aleyhi ve Selkm) İki gözleri arasından onu öpmüş ve gömüldükten sonra şöyle buyurmuştur :
— Bu Osman ilmi Masun bize ne güzel bir selefdir (bizden öne geçmiştir).»
Hz. Peygamberin oğlu İbrahim bunun arkasından vefat edince de, onun hakkında şöyle buyurdu :
«Hayırlı selefimiz Osman ibüi Maz'un'a kavuş (ey İbrahim)!
Osman'ın mezarı örtülünce de Hz. Peygamber baş ucuna bir taş koya
«— Bu, bizden öne geçen hayrm kabridir.» buyurdu.
İbn Âbbos Hazretlerinden rivayet edildiğine göre, şöyle buyurmuştur:
— Osman ibni Maz'un vefat edince karısı dedi kî :
— Cennet sana afiyet olsun, ey Osman İbni Maz'un!.. Peygamber (Sallatlahü Aleyhi ve Seîîem) bu sözden dolayı hanımına gazap bakışı île bakıp şöyle buyurdu :
«Bunu nereden biliyorsun?»
Osman'ın hanımı :
— Ey Allah'ın Resulü, senin arkadaşındır ve askerindir, dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu.
— Ben Allah'ın Resulüyüm ve bana ne yapılacağını bilmiyorum.» (Müminlerin hepsi hayırla yad edilir ve haklarında delil varid olan, Cennetle müjdelenmiş on sahabî gibi, kimselerden başkası için kesin olarak cennetliktir hükmü verilemez, Cennetlik oldukları umulur. Bu kimse muhakkak cennetliktir diye inanç beslenmez.)
Osman'ın ölümüne insanlar çok acıdılar. Daha sonra Hz. Peygamber'İn kızı Zeyneb vefat edince, Resûlüllah (Saîîaîlahü Aleyhi ve Selltm) şöyle buyurdu :
«— Hayırlı selefimiz olan Osman ibni Maz'un'a kavuş.»
Bunun üzerine hanımlar ağladılar. Hz. Ömer hanımları susturmaya başladı. Peygamber (Saîiallakü Aleyhi ve Selîem) ise:
«— Müsaade et, ya Ömer!» dedi ve sonra şöyle buyurdu :
«— Ey hanımlar! Şeytan feryadından sakınınız. Gözden gelen yaş (ağlamak), Allah Tealâ'dandır ve merhamettendir. Elle oW (çırpınma, döğünme) ve dil ile olan (bağırıp çağırma) Şeytandandır.»
İbni Abbas'dan edilen rivayet burada sona eriyor.
Muhacirlerden Bakî' mezarlığına Hk gömülen de Osman ibni Maz'ûn'dur. (Rattiyaltahü ank).510
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 893, /691
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, vahiy geldiğindeki halleri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Namaz, namaz fahşa/çirkin işlerden kişiyi uzaklaştırır
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, İslama girişleri
Siyer, hicret, öncesinde Mekke ve hatıralar