Öneri Formu
Hadis Id, No:
7628, D000930
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى ح
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - الْمَعْنَى - عَنْ حَجَّاجٍ الصَّوَّافِ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ الْحَكَمِ السُّلَمِىِّ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَطَسَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقُلْتُ يَرْحَمُكَ اللَّهُ فَرَمَانِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ فَقُلْتُ وَاثُكْلَ أُمِّيَاهُ مَا شَأْنُكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ فَجَعَلُوا يَضْرِبُونَ بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ فَعَرَفْتُ أَنَّهُمْ يُصَمِّتُونِى - فَقَالَ عُثْمَانُ - فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُسَكِّتُونِى لَكِنِّى سَكَتُّ قَالَ فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - بِأَبِى وَأُمِّى - مَا ضَرَبَنِى وَلاَ كَهَرَنِى وَلاَ سَبَّنِى ثُمَّ قَالَ "إِنَّ هَذِهِ الصَّلاَةَ لاَ يَحِلُّ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ هَذَا إِنَّمَا هُوَ التَّسْبِيحُ وَالتَّكْبِيرُ وَقِرَاءَةُ الْقُرْآنِ." أَوْ كَمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا قَوْمٌ حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَقَدْ جَاءَنَا اللَّهُ بِالإِسْلاَمِ وَمِنَّا رِجَالٌ يَأْتُونَ الْكُهَّانَ . قَالَ "فَلاَ تَأْتِهِمْ." قَالَ قُلْتُ وَمِنَّا رِجَالٌ يَتَطَيَّرُونَ . قَالَ "ذَاكَ شَىْءٌ يَجِدُونَهُ فِى صُدُورِهِمْ فَلاَ يَصُدُّهُمْ." قُلْتُ وَمِنَّا رِجَالٌ يَخُطُّونَ . قَالَ "كَانَ نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ يَخُطُّ فَمَنْ وَافَقَ خَطَّهُ فَذَاكَ." قَالَ قُلْتُ جَارِيَةٌ لِى كَانَتْ تَرْعَى غُنَيْمَاتٍ قِبَلَ أُحُدٍ وَالْجَوَّانِيَّةِ إِذِ اطَّلَعْتُ عَلَيْهَا إِطْلاَعَةً فَإِذَا الذِّئْبُ قَدْ ذَهَبَ بِشَاةٍ مِنْهَا وَأَنَا مِنْ بَنِى آدَمَ آسَفُ كَمَا يَأْسَفُونَ لَكِنِّى صَكَكْتُهَا صَكَّةً فَعَظَّمَ ذَاكَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ أَفَلاَ أُعْتِقُهَا قَالَ "ائْتِنِى بِهَا." قَالَ فَجِئْتُهُ بِهَا فَقَالَ " "أَيْنَ اللَّهُ." قَالَتْ فِى السَّمَاءِ . قَالَ "مَنْ أَنَا." قَالَتْ أَنْتَ رَسُولُ اللَّهِ . قَالَ "أَعْتِقْهَا فَإِنَّهَا مُؤْمِنَةٌ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya; (T)
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona (aynı mana ile) İsmail b. İbrahim, onlara (Yahya ve İsmail'e) Haccac es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Ata b. Yesar, ona da Muaviye b. el-Hakem es-Sülemi şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile namaz kılarken cemaatten bir adam aksırdı ben de yerhamükallah/Allah sana rahmet etsin deyiverdim. Bunun üzerine cemaat gözlerini bana dikti. Ben; Vay başıma gelenler! Nedir bu haliniz bana niye öyle bakıyorsunuz deyince ellerini baldırlarına vurmaya başladılar. Anladım ki beni susturmaya çalışıyorlar. (Ravilerden Osman devamla şöyle dedi:) Onların beni susturmaya çalıştığını görünce sustum kaldım. Rasulullah (sav) namazını bitirince -anam babam O'na feda olsun- bana ne vurdu ne beni azarladı ne de bana kötü söz söyledi. O (sav) şöyle buyurdu: "Namazda insan kelamı etmek helal değildir. Namaz tesbih, tekbir ve Kur'an kıraatidir." Yahut da Rasulullah (sav) buna benzer bir şeyler söyledi. Bunun üzerine ben ey Allah'ın Rasulü biz çok az bir zaman öncesine kadar cahiliyeyi yaşayan insanlardık. Allah bize İslam'ı getirdi. Ama bizden birçoğu hala kâhinlere gidiyor, dedim. Rasulullah (sav); "sen sakın onlara gitme," buyurdu. Ben içimizde uğursuzluğa inananlar var dedim. Rasulullah (sav); "bu onların evhamı (yahut onlara şeytanın bir vesvesesi). Onları işlerinden alıkoymasın," buyurdu. Ben içimizden bazıları çizgiler çiziyorlar, dedim. Rasulullah (sav); "Nebilerden birisi de çizerdi. Kimin çizdiği, ona denk düşerse isabet etmiştir," buyurdu. Ben bir cariyem Uhut ve Cevâniye taraflarında kuzularımı güderdi. Bir gün onun yanına gittim. Bir de ne göreyim? Bir kurt sürüden bir koyunu götürmüş. Neticede ben de bir insanım ve herkes gibi üzülürüm. Lakin ben (üzülmekle kalmadım) cariyeme bir de tokat attım, dedim. Rasulullah (sav) (bunu diğerleri gibi sakin karşılamadı) bundan dolayı bana tepki gösterdi. Bunun üzerine ben o cariyeyi azad edivereyim mi? diye sordum. Rasulullah (sav); "onu bana getir," buyurdu. Ben de onu getirdim. Rasulullah (sav) ona; "Allah nerede," diye sordu. O; Gökte dedi. Rasulullah (sav) "Ben kimim" dedi. O sen Allah'ın Rasulüsün deyince Rasulullah (sav): "Onu azad et. Çünkü o mümin bir kadındır," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 172, /216
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Muhammed b. Osman b. Ebu Şeybe (Muhammed b. Osman b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Eğitim, eğitim-öğretim metodu
Kahin, Kehanet, kahine gitmek veya inanmak
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz esnasında hapşırmak
Namaz, namazda iken yapılan hareketler
Uğur-uğursuzluk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271876, D000930-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى ح
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - الْمَعْنَى - عَنْ حَجَّاجٍ الصَّوَّافِ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ الْحَكَمِ السُّلَمِىِّ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَطَسَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقُلْتُ يَرْحَمُكَ اللَّهُ فَرَمَانِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ فَقُلْتُ وَاثُكْلَ أُمِّيَاهُ مَا شَأْنُكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ فَجَعَلُوا يَضْرِبُونَ بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ فَعَرَفْتُ أَنَّهُمْ يُصَمِّتُونِى - فَقَالَ عُثْمَانُ - فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُسَكِّتُونِى لَكِنِّى سَكَتُّ قَالَ فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - بِأَبِى وَأُمِّى - مَا ضَرَبَنِى وَلاَ كَهَرَنِى وَلاَ سَبَّنِى ثُمَّ قَالَ "إِنَّ هَذِهِ الصَّلاَةَ لاَ يَحِلُّ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ هَذَا إِنَّمَا هُوَ التَّسْبِيحُ وَالتَّكْبِيرُ وَقِرَاءَةُ الْقُرْآنِ." أَوْ كَمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا قَوْمٌ حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَقَدْ جَاءَنَا اللَّهُ بِالإِسْلاَمِ وَمِنَّا رِجَالٌ يَأْتُونَ الْكُهَّانَ . قَالَ "فَلاَ تَأْتِهِمْ." قَالَ قُلْتُ وَمِنَّا رِجَالٌ يَتَطَيَّرُونَ . قَالَ "ذَاكَ شَىْءٌ يَجِدُونَهُ فِى صُدُورِهِمْ فَلاَ يَصُدُّهُمْ." قُلْتُ وَمِنَّا رِجَالٌ يَخُطُّونَ . قَالَ "كَانَ نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ يَخُطُّ فَمَنْ وَافَقَ خَطَّهُ فَذَاكَ." قَالَ قُلْتُ جَارِيَةٌ لِى كَانَتْ تَرْعَى غُنَيْمَاتٍ قِبَلَ أُحُدٍ وَالْجَوَّانِيَّةِ إِذِ اطَّلَعْتُ عَلَيْهَا إِطْلاَعَةً فَإِذَا الذِّئْبُ قَدْ ذَهَبَ بِشَاةٍ مِنْهَا وَأَنَا مِنْ بَنِى آدَمَ آسَفُ كَمَا يَأْسَفُونَ لَكِنِّى صَكَكْتُهَا صَكَّةً فَعَظَّمَ ذَاكَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ أَفَلاَ أُعْتِقُهَا قَالَ "ائْتِنِى بِهَا." قَالَ فَجِئْتُهُ بِهَا فَقَالَ " "أَيْنَ اللَّهُ." قَالَتْ فِى السَّمَاءِ . قَالَ "مَنْ أَنَا." قَالَتْ أَنْتَ رَسُولُ اللَّهِ . قَالَ "أَعْتِقْهَا فَإِنَّهَا مُؤْمِنَةٌ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya; (T)
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona (aynı mana ile) İsmail b. İbrahim, onlara (Yahya ve İsmail'e) Haccac es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Ata b. Yesar, ona da Muaviye b. el-Hakem es-Sülemi şöyle demiştir: Rasulullah (sav) ile namaz kılarken cemaatten bir adam aksırdı ben de yerhamükallah/Allah sana rahmet etsin deyiverdim. Bunun üzerine cemaat gözlerini bana dikti. Ben; Vay başıma gelenler! Nedir bu haliniz bana niye öyle bakıyorsunuz deyince ellerini baldırlarına vurmaya başladılar. Anladım ki beni susturmaya çalışıyorlar. (Ravilerden Osman devamla şöyle dedi:) Onların beni susturmaya çalıştığını görünce sustum kaldım. Rasulullah (sav) namazını bitirince -anam babam O'na feda olsun- bana ne vurdu ne beni azarladı ne de bana kötü söz söyledi. O (sav) şöyle buyurdu: "Namazda insan kelamı etmek helal değildir. Namaz tesbih, tekbir ve Kur'an kıraatidir." Yahut da Rasulullah (sav) buna benzer bir şeyler söyledi. Bunun üzerine ben ey Allah'ın Rasulü biz çok az bir zaman öncesine kadar cahiliyeyi yaşayan insanlardık. Allah bize İslam'ı getirdi. Ama bizden birçoğu hala kâhinlere gidiyor, dedim. Rasulullah (sav); "sen sakın onlara gitme," buyurdu. Ben içimizde uğursuzluğa inananlar var dedim. Rasulullah (sav); "bu onların evhamı (yahut onlara şeytanın bir vesvesesi). Onları işlerinden alıkoymasın," buyurdu. Ben içimizden bazıları çizgiler çiziyorlar, dedim. Rasulullah (sav); "Nebilerden birisi de çizerdi. Kimin çizdiği, ona denk düşerse isabet etmiştir," buyurdu. Ben bir cariyem Uhut ve Cevâniye taraflarında kuzularımı güderdi. Bir gün onun yanına gittim. Bir de ne göreyim? Bir kurt sürüden bir koyunu götürmüş. Neticede ben de bir insanım ve herkes gibi üzülürüm. Lakin ben (üzülmekle kalmadım) cariyeme bir de tokat attım, dedim. Rasulullah (sav) (bunu diğerleri gibi sakin karşılamadı) bundan dolayı bana tepki gösterdi. Bunun üzerine ben o cariyeyi azad edivereyim mi? diye sordum. Rasulullah (sav); "onu bana getir," buyurdu. Ben de onu getirdim. Rasulullah (sav) ona; "Allah nerede," diye sordu. O; Gökte dedi. Rasulullah (sav) "Ben kimim" dedi. O sen Allah'ın Rasulüsün deyince Rasulullah (sav): "Onu azad et. Çünkü o mümin bir kadındır," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 172, /216
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Eğitim, eğitim-öğretim metodu
Kahin, Kehanet, kahine gitmek veya inanmak
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
KTB, NAMAZ,
Namaz, namaz esnasında hapşırmak
Namaz, namazda iken yapılan hareketler
Uğur-uğursuzluk