11697 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi."
Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi."
Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.
Bize Habbân b. Musa, ona Ahmed b. Muhammed, Yunus b. Yezîd, ona Zuhrî, ona Sâlim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ben Rasulullah'ın (sav) ihramlı iken şöyle telbiye getirdiğini işittim: "Lebbeyk Allâhumme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve-n-ni'mete leke ve'l-mülk. Lâ şerike leke." Hz. Peygamber (sav) (telbiye getirirken) bundan daha fazla bir şey söylemiyordu.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah ve Hamza, onlara da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur. Eşyada uğursuzluk yoktur. (Eğer) Uğursuzluk (olsaydı), ancak şu üç şeyde olurdu: At, kadın ve mesken."
Açıklama: Bu rivayeti B005707 numaralı rivayetle değerlendirmekte fayda var. Burada kast edilen şey, sayılan şeylerde bunları oldurma ve yaratma potansiyelinin olmadığıdır. Bu kudret sadece Allah'a aittir.
Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulğâfir, ona da Ebu Saîd (ra) şöyle rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden öncekiler arasında yaşamış bir adam Allah çok miktarda mal ve evlat vermişti. Ölüm vakti yaklaşınca oğullarına “ben nasıl bir babaydım?” diye sordu. Onlar da “en hayırlı bir baba idin” dediler. Bu sefer o “benim Allah nezdinde kabule değer hiçbir amelim yok” –Katâde: “biriktirdiğim amelim yok” diye açıkladı-. “Eğer Allah’ın huzuruna gidecek olursa onu azaplandıracaktır, bu sebeple bir bakınız, ben öldükten sonra beni yakınız. Nihayet kömür haline gelecek olursam o zaman beni öğütünüz. Daha sonra şiddetli bir rüzgârın estiği bir zamanda rüzgâra karşı beni savurunuz” dedi ve bunu yapacaklarına dair onlardan sözler aldı, Rabbine yeminler ettirdi. Onlar da bunu yaptılar. Sonra Allah “ol” deyiverdi, o da derhal dimdik ayakta duran bir adam oluverdi. Sonra “ey kulum, seni bunu yapmaya sevkeden şey nedir?” dedi. O d “Senden korkum” – ya da “senden ürküp korkmam” - dedi. Allah da ona derhal rahmet ihsan buyurdu."
Ben hadisi Ebu Osman’a naklettim, o da “ben Selman’dan bu hadisi işttim” dedi ancak "Beni denizde savurun" ifadesini rivayetine ekledi ya da hadisi nasıl naklettiyse öylece zikretti.
Muaz da der ki: Bize Şu’be, ona Katâde, ona Ukbe, ona Ebu Saîd bu hadisi Nebi’den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulğâfir, ona da Ebu Saîd (ra) şöyle rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden öncekiler arasında yaşamış bir adam Allah çok miktarda mal ve evlat vermişti. Ölüm vakti yaklaşınca oğullarına “ben nasıl bir babaydım?” diye sordu. Onlar da “en hayırlı bir baba idin” dediler. Bu sefer o “benim Allah nezdinde kabule değer hiçbir amelim yok” –Katâde: “biriktirdiğim amelim yok” diye açıkladı-. “Eğer Allah’ın huzuruna gidecek olursa onu azaplandıracaktır, bu sebeple bir bakınız, ben öldükten sonra beni yakınız. Nihayet kömür haline gelecek olursam o zaman beni öğütünüz. Daha sonra şiddetli bir rüzgârın estiği bir zamanda rüzgâra karşı beni savurunuz” dedi ve bunu yapacaklarına dair onlardan sözler aldı, Rabbine yeminler ettirdi. Onlar da bunu yaptılar. Sonra Allah “ol” deyiverdi, o da derhal dimdik ayakta duran bir adam oluverdi. Sonra “ey kulum, seni bunu yapmaya sevkeden şey nedir?” dedi. O d “Senden korkum” – ya da “senden ürküp korkmam” - dedi. Allah da ona derhal rahmet ihsan buyurdu."
Ben hadisi Ebu Osman’a naklettim, o da “ben Selman’dan bu hadisi işttim” dedi ancak "Beni denizde savurun" ifadesini rivayetine ekledi ya da hadisi nasıl naklettiyse öylece zikretti.
Muaz da der ki: Bize Şu’be, ona Katâde, ona Ukbe, ona Ebu Saîd bu hadisi Nebi’den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Sadaka, ona Abde, ona Ubeydullah, ona Sâlim, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) Hayber günü evcil eşeklerin etinin yenmesini yasaklamıştır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) evcil eşeklerin etinin yenmesini yasaklamıştır."
İbn Mubârek, Ubeydullah'ın Nâfi'den rivayet ettiği hadiste Yahya'ya mutâbaat etmiştir. Ebu Usâme bu hadisi, Ubeydullah'tan, o da Sâlim'den rivayet etmiştir.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) evcil eşeklerin etinin yenmesini yasaklamıştır.
İbn Mubârek, Ubeydullah'ın Nâfi'den rivayet ettiği hadiste Yahya'ya mutâbaat etmiştir. Ebu Usâme bu hadisi, Ubeydullah'tan, o da Sâlim'den rivayet etmiştir.
Bize Übeydullah b. Musa, ona Hanzala, ona da Salim şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer yüze dövme yapılmasını çirkin görmüş ve “Peygamber (sav), yüze dövme yapılmasını yasakladı” demiştir.
Kuteybe, bize el-Ankazî, ona Hanzala “yüze vurulmasını yasakladı” şeklinde hadisi rivayet ederek Ubeydullah b. Musa'ya mutâbaat etmiştir