11694 Kayıt Bulundu.
Bize Habbân b. Musa, ona Ahmed b. Muhammed, Yunus b. Yezîd, ona Zuhrî, ona Sâlim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:
Ben Rasulullah'ın (sav) ihramlı iken şöyle telbiye getirdiğini işittim: "Lebbeyk Allâhumme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve-n-ni'mete leke ve'l-mülk. Lâ şerike leke." Hz. Peygamber (sav) (telbiye getirirken) bundan daha fazla bir şey söylemiyordu.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim, ona İbn Ömer, ona da Ömer şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bana "Allah, babalarınız adına yemin etmenizi yasaklamıştır" buyurdu. Ömer der ki: Vallahi ben bunu Peygamber'den (sav) işittiğimden beri, ne yemin maksadıyla, ne de bir başkasından aktarma şeklinde baba adına yemin etmedim.
Mucâhid der ki: "Ev eseretin min ilmin.. " (Ahkâf, 4), bir ilim naklederek anlamına gelmektedir.
Bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde, Ukayl, Zubeydî ve İshak el-Kelbî, Yunus'a mutâbaat etmiştir.
Bu hadisi İbn Uyeyne ve Ma'mer, onlara Zuhrî, ona Sâlim, ona İbn Ömer, ona da Ömer, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim, ona İbn Ömer, ona da Ömer şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bana "Allah, babalarınız adına yemin etmenizi yasaklamıştır" buyurdu. Ömer der ki: Vallahi ben bunu Peygamber'den (sav) işittiğimden beri, ne yemin maksadıyla, ne de bir başkasından aktarma şeklinde baba adına yemin etmedim.
Mucâhid der ki: "Ev eseretin min ilmin.. " (Ahkâf, 4), bir ilim naklederek anlamına gelmektedir.
Bu hadisin Zuhrî'den rivayetinde, Ukayl, Zubeydî ve İshak el-Kelbî, Yunus'a mutâbaat etmiştir.
Bu hadisi İbn Uyeyne ve Ma'mer, onlara Zuhrî, ona Sâlim, ona İbn Ömer, ona da Ömer, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah ve Hamza, onlara da Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Hastalıkta bulaşıcılık kudreti yoktur. Eşyada uğursuzluk yoktur. (Eğer) Uğursuzluk (olsaydı), ancak şu üç şeyde olurdu: At, kadın ve mesken."
Açıklama: Bu rivayeti B005707 numaralı rivayetle değerlendirmekte fayda var. Burada kast edilen şey, sayılan şeylerde bunları oldurma ve yaratma potansiyelinin olmadığıdır. Bu kudret sadece Allah'a aittir.
Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulğâfir, ona da Ebu Saîd (ra) şöyle rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden öncekiler arasında yaşamış bir adam Allah çok miktarda mal ve evlat vermişti. Ölüm vakti yaklaşınca oğullarına “ben nasıl bir babaydım?” diye sordu. Onlar da “en hayırlı bir baba idin” dediler. Bu sefer o “benim Allah nezdinde kabule değer hiçbir amelim yok” –Katâde: “biriktirdiğim amelim yok” diye açıkladı-. “Eğer Allah’ın huzuruna gidecek olursa onu azaplandıracaktır, bu sebeple bir bakınız, ben öldükten sonra beni yakınız. Nihayet kömür haline gelecek olursam o zaman beni öğütünüz. Daha sonra şiddetli bir rüzgârın estiği bir zamanda rüzgâra karşı beni savurunuz” dedi ve bunu yapacaklarına dair onlardan sözler aldı, Rabbine yeminler ettirdi. Onlar da bunu yaptılar. Sonra Allah “ol” deyiverdi, o da derhal dimdik ayakta duran bir adam oluverdi. Sonra “ey kulum, seni bunu yapmaya sevkeden şey nedir?” dedi. O d “Senden korkum” – ya da “senden ürküp korkmam” - dedi. Allah da ona derhal rahmet ihsan buyurdu."
Ben hadisi Ebu Osman’a naklettim, o da “ben Selman’dan bu hadisi işttim” dedi ancak "Beni denizde savurun" ifadesini rivayetine ekledi ya da hadisi nasıl naklettiyse öylece zikretti.
Muaz da der ki: Bize Şu’be, ona Katâde, ona Ukbe, ona Ebu Saîd bu hadisi Nebi’den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası, ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulğâfir, ona da Ebu Saîd (ra) şöyle rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden öncekiler arasında yaşamış bir adam Allah çok miktarda mal ve evlat vermişti. Ölüm vakti yaklaşınca oğullarına “ben nasıl bir babaydım?” diye sordu. Onlar da “en hayırlı bir baba idin” dediler. Bu sefer o “benim Allah nezdinde kabule değer hiçbir amelim yok” –Katâde: “biriktirdiğim amelim yok” diye açıkladı-. “Eğer Allah’ın huzuruna gidecek olursa onu azaplandıracaktır, bu sebeple bir bakınız, ben öldükten sonra beni yakınız. Nihayet kömür haline gelecek olursam o zaman beni öğütünüz. Daha sonra şiddetli bir rüzgârın estiği bir zamanda rüzgâra karşı beni savurunuz” dedi ve bunu yapacaklarına dair onlardan sözler aldı, Rabbine yeminler ettirdi. Onlar da bunu yaptılar. Sonra Allah “ol” deyiverdi, o da derhal dimdik ayakta duran bir adam oluverdi. Sonra “ey kulum, seni bunu yapmaya sevkeden şey nedir?” dedi. O d “Senden korkum” – ya da “senden ürküp korkmam” - dedi. Allah da ona derhal rahmet ihsan buyurdu."
Ben hadisi Ebu Osman’a naklettim, o da “ben Selman’dan bu hadisi işttim” dedi ancak "Beni denizde savurun" ifadesini rivayetine ekledi ya da hadisi nasıl naklettiyse öylece zikretti.
Muaz da der ki: Bize Şu’be, ona Katâde, ona Ukbe, ona Ebu Saîd bu hadisi Nebi’den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Sadaka, ona Abde, ona Ubeydullah, ona Sâlim, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) Hayber günü evcil eşeklerin etinin yenmesini yasaklamıştır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) evcil eşeklerin etinin yenmesini yasaklamıştır."
İbn Mubârek, Ubeydullah'ın Nâfi'den rivayet ettiği hadiste Yahya'ya mutâbaat etmiştir. Ebu Usâme bu hadisi, Ubeydullah'tan, o da Sâlim'den rivayet etmiştir.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) evcil eşeklerin etinin yenmesini yasaklamıştır.
İbn Mubârek, Ubeydullah'ın Nâfi'den rivayet ettiği hadiste Yahya'ya mutâbaat etmiştir. Ebu Usâme bu hadisi, Ubeydullah'tan, o da Sâlim'den rivayet etmiştir.
Bize Übeydullah b. Musa, ona Hanzala, ona da Salim şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer yüze dövme yapılmasını çirkin görmüş ve “Peygamber (sav), yüze dövme yapılmasını yasakladı” demiştir.
Kuteybe, bize el-Ankazî, ona Hanzala “yüze vurulmasını yasakladı” şeklinde hadisi rivayet ederek Ubeydullah b. Musa'ya mutâbaat etmiştir