Giriş

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona Ata b. Yezîd el-Leysî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:

"Rasulullah (sav) iki giyim tarzını ve iki tür alışverişi yasakladı. Yasakladığı iki giyim tarzı: İştimalu's-sammâ (kişinin elbisesini, iki omuzundan biri üzerine koyması ve diğer omuzunun açık kalıp üzerinde herhangi bir örtünün bulunmamasını) ve altında iç çamaşırı olmadığı halde tek parça elbiseye bürünmüş bir şekilde ayaklarını dikerek kalçası üzerine oturmasıdır. İki alış veriş şekli ise mülâmese (elbiseyi incelemeden sadece sadece dokunması) ve münâbeze (alıcı ya da satıcıdan birinin, elbiseyi, incelemeden diğerine doğru atması) yoluyla gerçekleşen alışveriştir."

Bu hadisi Zuhrî'den rivayet etmede (Sufyân b. Uyeyne'ye), Ma'mer, Muhammed b. Ebu Hafsa ve Abdullah b. Budeyl mutâbaat etmiştir.


Açıklama: İştimalu's-sammâ tarifi için B005820 numaralı hadise bakınız. Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Büdeyl arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287507 B006284-4 Buhari, İsti'zan, 42

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona Ata b. Yezîd el-Leysî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:

"Rasulullah (sav) iki giyim tarzını ve iki tür alışverişi yasakladı. Yasakladığı iki giyim tarzı: İştimalu's-sammâ (kişinin elbisesini, iki omuzundan biri üzerine koyması ve diğer omuzunun açık kalıp üzerinde herhangi bir örtünün bulunmaması) ve altında iç çamaşırı olmadığı halde tek parça elbiseye bürünmüş bir şekilde ayaklarını dikerek kalçası üzerine oturmasıdır. İki alış veriş şekli ise mülâmese (elbiseyi incelemeden sadece sadece dokunması) ve münâbeze (alıcı ya da satıcıdan birinin, elbiseyi, incelemeden diğerine doğru atması) yoluyla gerçekleşen alışveriştir."

Bu hadisi Zuhrî'den rivayet etmede (Sufyân b. Uyeyne'ye), Ma'mer, Muhammed b. Ebu Hafsa ve Abdullah b. Budeyl mutâbaat etmiştir.


Açıklama: İştimalu's-sammâ tarifi için B005820 numaralı hadise bakınız. Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Ebu Hafsa arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287508 B006284-3 Buhari, İsti'zan, 42

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona Ata b. Yezîd el-Leysî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:

"Rasulullah (sav) iki giyim tarzını ve iki tür alışverişi yasakladı. Yasakladığı iki giyim tarzı: İştimalu's-sammâ (kişinin elbisesini, iki omuzundan biri üzerine koyması ve diğer omuzunun açık kalıp üzerinde herhangi bir örtünün bulunmaması) ve altında iç çamaşırı olmadığı halde tek parça elbiseye bürünmüş bir şekilde ayaklarını dikerek kalçası üzerine oturmasıdır. İki alış veriş şekli ise mülâmese (elbiseyi incelemeden sadece sadece dokunması) ve münâbeze (alıcı ya da satıcıdan birinin, elbiseyi, incelemeden diğerine doğru atması) yoluyla gerçekleşen alışveriştir."

Bu hadisi Zuhrî'den rivayet etmede (Sufyân b. Uyeyne'ye), Ma'mer, Muhammed b. Ebu Hafsa ve Abdullah b. Budeyl mutâbaat etmiştir.


Açıklama: İştimalu's-sammâ tarifi için B005820 numaralı hadise bakınız. Rivayet muallaktır; Buhari ile Ma'mer b. Raşid arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287509 B006284-2 Buhari, İsti'zan, 42

Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Malik (b. Enes), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Abdullah el-Eğar ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, o ikisine de Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Şanı mübarek ve yüce Allah her gece, gecenin son üçte birinde, (rahmeti ile) dünya semasına iner ve şöyle der: Yok mu bana dua eden, duasını kabul edeyim. Yok mu benden isteyen, ona vereyim. Yok mu bağışlanma dileyen, onu bağışlayayım."


    Öneri Formu
287510 B006321-2 Buhari, Daavât, 14

Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Mansur, ona Müseyyeb b. Râfi, ona Muğira b. Şube'nin azadlısı Verrâd şöyle söylemiştir. Muğira, Muaviye b. Ebu Süfyan'a yazdığı mektupta şunu yazdı:

"Rasulullah (sav) her namazın sonunda selam verdiği zaman şu duayı söylerdi: Lâ ilahe illâllahu vehdehu la şerike leh. Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdu ve hüve ala külli şeyin kadîr. Allâhumme la mânia limâ a'tayte velâ mu'tiye limâ mena'te, ve lâ yenfeu ze'l-ceddi minke'l-cedd."

"Allah'­tan başka hiçbir ilah yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamd O'nadır. Her şeye kudreti yeten de O'dur. Ey Rabbim! Senin verdiğine engel olabilecek yoktur. Vermediğini verebilecek de yoktur. Hiçbir zenginin zenginliği, Senin katında ona bir fayda sağlayamaz."

Bu hadisi Şu'be Mansur'dan, o da Müseyyeb b. Râfi'den işitmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Şu'be b. Haccac arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287511 B006330-2 Buhari, Daavât, 18

Bize Abdüsselâm b. Mutahhir, ona Amr b. Ali, ona Ma'n b. Muhammed el-Ğifârî, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allah, ömrünü uzatıp 60 seneye ulaştırdığı kişinin bahanesini kabul etmez."

Ebu Hâzim ve İbn Aclân, bu hadisin el-Makburî'den rivayetinde (Ma'n'a) mütabaatta bulunmuşlardır.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Seleme b. Dînar arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287516 B006419-2 Buhari, Rikâk, 5

Bize İbrahim b. Münzir, ona Enes b. Iyâd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) Âişe şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Sonra O Rabbine dua etti, ardından bana "bildin mi? Allah bana talep ettiğim konu hakkında bana bilgi verdi" buyurdu. Âişe “O bilgi nedir ey Allah'ın Rasulü” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine 'bu kişinin hastalığı nedir?' diye sordu. O da 'sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Bu sefer 'kim sihir yapmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Lebîd b. A'sam' diye cevap verdi. O kişi 'bu sihir ne ile yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri de 'bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile' diye cevap verdi. Adam 'nerede yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Zervân'da, Züreyk oğulları yurdunda Zervân Kuyusunda' diye cevap verdi."

Hz. Âişe der ki: Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp Âişe'ye geldi ve "Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başları gibidir" buyurdu. Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) geldi ve kuyunun durumunu bana anlattı.Bunun üzerine ben “Sen o sihri kuyudan çıkarsaydın ya?” dedim. Rasulullah (sav) "Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim" buyurdu.

İsa b. Yunus ve Leys, Hişâm'dan, o babasından, o da Aişe'den bu hadisi aktarmış ve Âişe der ki: Peygamber'e sihir yapılmıştı. O da tekrar tekrar dua etti ifadesini hadise eklemiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsa b. Yunus arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287513 B006391-2 Buhari, Daavât, 57

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona aralarında Saîd b. Müseyyeb ve Urve b. Zübeyir'in bulunduğu ilim ehlinden kişiler, onlara da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:

Rasulullah (sav) sağlıklı olduğu zamanlarda birçok defa "Hiçbir peygamberin ruhu, cennetteki durağını gör­üp sonra da (ölüm ile hayat arasında) muhayyer bırakılmadıkça ruhu alınmaz" buyururdu. Ölüm vakti geldiği zaman Hz. Peygamber'in başı benim dizimin üstünde bulunduğu sırada, üzerine bir müddet baygınlık geldi. Sonra ayıldı da gözünü evin tavanına doğru dikti. ve "Allah'ım beni Refîku'l-a'lâ'ya kat" diye dua etti. Bunun üzerine ben “artık Rasûlullah şimdi bizi tercih etmiyor” dedim ve sağlıklı iken söylediği bu sözü o zaman anladım.

Âişe der ki: Peygamber'in (sav) söylediği en son kelime "Allahümme er-Refîku'l-a'lâ" duası oldu.


    Öneri Formu
287512 B006348-2 Buhari, Daavât, 29

Bize İbrahim b. Münzir, ona Enes b. Iyâd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) Âişe şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Sonra O Rabbine dua etti, ardından bana "bildin mi? Allah bana talep ettiğim konu hakkında bana bilgi verdi" buyurdu. Âişe “O bilgi nedir ey Allah'ın Rasulü” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine 'bu kişinin hastalığı nedir?' diye sordu. O da 'sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Bu sefer 'kim sihir yapmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Lebîd b. A'sam' diye cevap verdi. O kişi 'bu sihir ne ile yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri de 'bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile' diye cevap verdi. Adam 'nerede yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Zervân'da, Züreyk oğulları yurdunda Zervân Kuyusunda' diye cevap verdi."

Hz. Âişe der ki: Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp Âişe'ye geldi ve "Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başları gibidir" buyurdu. Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) geldi ve kuyunun durumunu bana anlattı.Bunun üzerine ben “Sen o sihri kuyudan çıkarsaydın ya?” dedim. Rasulullah (sav) "Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim" buyurdu.

İsa b. Yunus ve Leys, Hişâm'dan, o babasından, o da Aişe'den bu hadisi aktarmış ve “Âişe der ki: Peygamber'e sihir yapılmıştı. O da tekrar tekrar dua etti” ifadesini hadise eklemiştir.


    Öneri Formu
287514 B006391-3 Buhari, Daavât, 57

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülmelik b. Sabbâh, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Ebu Burde, ona da babası (Ebu Mûsâ el-Eş'arî)'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle dua ederdi:

"Rabbi'ğfir lî hatîetî ve cehli ve israfı fî emri kullihî ve mâ ente alemu bihi minni. Allâhumme'ğfir lî hatâyâye ve amdi ve cehli ve hezlî ve kullu zâlike indî. Allâhumme'ğfir lî mâ kaddemtu ve mâ ahhartu ve mâ esrartu ve mâ a'lentu. Ente'l-Mukaddim ve ente'l-Muahhır. Ve ente alâ külli şey'in kadîr.

"Rabb'im, benim günahımı, bilgisizliğimi, her işimdeki is­rafımı ve benden daha iyi bilmekte olduğun kusurlarımı bağışla. Allah'ım, benim hatalarımı, kasden ya da farkına varmadan işlediklerimi, şakalarımı, kısacası bende bulunan tüm günahlarımı bağışla. Allah'ım, önceden yaptığım ya da daha sonra yapacağım, gizlediğim ya da açı­ğa vurduğum bütün günahlarımı Sen bağışla. Öne geçiren de Sensin, arkaya bırakan da. Sen her şeye gücü yetensin."

Ubeydullah b. Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Ebu İshâk, ona Ebu Burde, ona da babası (Ebû Musa), Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287515 B006398-2 Buhari, Daavât, 60