Giriş

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir:

"Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi."

Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.


    Öneri Formu
287518 B006443-2 Buhari, Rikâk, 13

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir:

"Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi."

Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.


    Öneri Formu
287519 B006443-3 Buhari, Rikâk, 13

Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir:

"Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi."

Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.


    Öneri Formu
287520 B006443-4 Buhari, Rikâk, 13

Bize Kuteybe b. Said, ona Cerîr, ona Mansur, ona Müseyyeb b. Râfi, ona Muğira b. Şube'nin azadlısı Verrâd şöyle söylemiştir. Muğira, Muaviye b. Ebu Süfyan'a yazdığı mektupta şunu yazdı:

"Rasulullah (sav) her namazın sonunda selam verdiği zaman şu duayı söylerdi: Lâ ilahe illâllahu vehdehu la şerike leh. Lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdu ve hüve ala külli şeyin kadîr. Allâhumme la mânia limâ a'tayte velâ mu'tiye limâ mena'te, ve lâ yenfeu ze'l-ceddi minke'l-cedd."

"Allah'­tan başka hiçbir ilah yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamd O'nadır. Her şeye kudreti yeten de O'dur. Ey Rabbim! Senin verdiğine engel olabilecek yoktur. Vermediğini verebilecek de yoktur. Hiçbir zenginin zenginliği, Senin katında ona bir fayda sağlayamaz."

Bu hadisi Şu'be Mansur'dan, o da Müseyyeb b. Râfi'den işitmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Şu'be b. Haccac arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287511 B006330-2 Buhari, Daavât, 18

Bize Abdüsselâm b. Mutahhir, ona Amr b. Ali, ona Ma'n b. Muhammed el-Ğifârî, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allah, ömrünü uzatıp 60 seneye ulaştırdığı kişinin bahanesini kabul etmez."

Ebu Hâzim ve İbn Aclân, bu hadisin el-Makburî'den rivayetinde (Ma'n'a) mütabaatta bulunmuşlardır.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Seleme b. Dînar arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287516 B006419-2 Buhari, Rikâk, 5

Bize Abdüsselâm b. Mutahhir, ona Amr b. Ali, ona Ma'n b. Muhammed el-Ğifârî, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Allah, ömrünü uzatıp 60 seneye ulaştırdığı kişinin bahanesini kabul etmez."

Ebu Hâzim ve İbn Aclân, bu hadisin el-Makburî'den rivayetinde (Ma'n'a) mütabaatta bulunmuşlardır.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Aclân arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287517 B006419-3 Buhari, Rikâk, 5

Bize İbrahim b. Münzir, ona Enes b. Iyâd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) Âişe şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Sonra O Rabbine dua etti, ardından bana "bildin mi? Allah bana talep ettiğim konu hakkında bana bilgi verdi" buyurdu. Âişe “O bilgi nedir ey Allah'ın Rasulü” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine 'bu kişinin hastalığı nedir?' diye sordu. O da 'sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Bu sefer 'kim sihir yapmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Lebîd b. A'sam' diye cevap verdi. O kişi 'bu sihir ne ile yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri de 'bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile' diye cevap verdi. Adam 'nerede yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Zervân'da, Züreyk oğulları yurdunda Zervân Kuyusunda' diye cevap verdi."

Hz. Âişe der ki: Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp Âişe'ye geldi ve "Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başları gibidir" buyurdu. Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) geldi ve kuyunun durumunu bana anlattı.Bunun üzerine ben “Sen o sihri kuyudan çıkarsaydın ya?” dedim. Rasulullah (sav) "Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim" buyurdu.

İsa b. Yunus ve Leys, Hişâm'dan, o babasından, o da Aişe'den bu hadisi aktarmış ve Âişe der ki: Peygamber'e sihir yapılmıştı. O da tekrar tekrar dua etti ifadesini hadise eklemiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsa b. Yunus arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
287513 B006391-2 Buhari, Daavât, 57

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona aralarında Saîd b. Müseyyeb ve Urve b. Zübeyir'in bulunduğu ilim ehlinden kişiler, onlara da Âişe (r.anha) şöyle demiştir:

Rasulullah (sav) sağlıklı olduğu zamanlarda birçok defa "Hiçbir peygamberin ruhu, cennetteki durağını gör­üp sonra da (ölüm ile hayat arasında) muhayyer bırakılmadıkça ruhu alınmaz" buyururdu. Ölüm vakti geldiği zaman Hz. Peygamber'in başı benim dizimin üstünde bulunduğu sırada, üzerine bir müddet baygınlık geldi. Sonra ayıldı da gözünü evin tavanına doğru dikti. ve "Allah'ım beni Refîku'l-a'lâ'ya kat" diye dua etti. Bunun üzerine ben “artık Rasûlullah şimdi bizi tercih etmiyor” dedim ve sağlıklı iken söylediği bu sözü o zaman anladım.

Âişe der ki: Peygamber'in (sav) söylediği en son kelime "Allahümme er-Refîku'l-a'lâ" duası oldu.


    Öneri Formu
287512 B006348-2 Buhari, Daavât, 29

Bize İbrahim b. Münzir, ona Enes b. Iyâd, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) Âişe şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Sonra O Rabbine dua etti, ardından bana "bildin mi? Allah bana talep ettiğim konu hakkında bana bilgi verdi" buyurdu. Âişe “O bilgi nedir ey Allah'ın Rasulü” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine 'bu kişinin hastalığı nedir?' diye sordu. O da 'sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Bu sefer 'kim sihir yapmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Lebîd b. A'sam' diye cevap verdi. O kişi 'bu sihir ne ile yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri de 'bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile' diye cevap verdi. Adam 'nerede yapılmıştır?' diye sordu. Diğeri 'Zervân'da, Züreyk oğulları yurdunda Zervân Kuyusunda' diye cevap verdi."

Hz. Âişe der ki: Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp Âişe'ye geldi ve "Vallahi kuyunun suyu, içinde kına bekletilmiş gibi kıpkırmızı, kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları şeytanların başları gibidir" buyurdu. Âişe der ki: Hz. Peygamber (sav) geldi ve kuyunun durumunu bana anlattı.Bunun üzerine ben “Sen o sihri kuyudan çıkarsaydın ya?” dedim. Rasulullah (sav) "Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim" buyurdu.

İsa b. Yunus ve Leys, Hişâm'dan, o babasından, o da Aişe'den bu hadisi aktarmış ve “Âişe der ki: Peygamber'e sihir yapılmıştı. O da tekrar tekrar dua etti” ifadesini hadise eklemiştir.


    Öneri Formu
287514 B006391-3 Buhari, Daavât, 57

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülmelik b. Sabbâh, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Ebu Burde, ona da babası (Ebu Mûsâ el-Eş'arî)'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle dua ederdi:

"Rabbi'ğfir lî hatîetî ve cehli ve israfı fî emri kullihî ve mâ ente alemu bihi minni. Allâhumme'ğfir lî hatâyâye ve amdi ve cehli ve hezlî ve kullu zâlike indî. Allâhumme'ğfir lî mâ kaddemtu ve mâ ahhartu ve mâ esrartu ve mâ a'lentu. Ente'l-Mukaddim ve ente'l-Muahhır. Ve ente alâ külli şey'in kadîr.

"Rabb'im, benim günahımı, bilgisizliğimi, her işimdeki is­rafımı ve benden daha iyi bilmekte olduğun kusurlarımı bağışla. Allah'ım, benim hatalarımı, kasden ya da farkına varmadan işlediklerimi, şakalarımı, kısacası bende bulunan tüm günahlarımı bağışla. Allah'ım, önceden yaptığım ya da daha sonra yapacağım, gizlediğim ya da açı­ğa vurduğum bütün günahlarımı Sen bağışla. Öne geçiren de Sensin, arkaya bırakan da. Sen her şeye gücü yetensin."

Ubeydullah b. Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Ebu İshâk, ona Ebu Burde, ona da babası (Ebû Musa), Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
287515 B006398-2 Buhari, Daavât, 60