11694 Kayıt Bulundu.
"Ameller niyetlere göredir. Herkes niyetinin karşılığını alır. Her kim Allah'a ve Rasulü'ne hicret ederse, onun hicreti Allah'a ve Rasulü'nedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadın için hicret ederse, onun hicreti hicret etmiş olduğu şeyedir."
Açıklama: Acluni tarafından senetsiz olarak rivayet edilen bu hadisi, Buhari, Sahih'inde B000001; Ebu Davud, Sünen'inde D002201; Tayalisi, Müsned'inde TM000037 yer vermiş; diğer bir çok imam tarafından da sahih olarak değerlendirilmiştir.
İbrahim aleyhissalâtü vesselâm’ın, ateşe atıldığı sırada söylediği son söz şudur: "Hasbiyellahu ve ni’me’l-vekîl: Allah bana yeter; O, ne güzel vekildir!"
Açıklama: Hatîb el-Bağdâdî bu metni, zayıf bir isnadla Ebû Hureyre’den merfû olarak rivayet etmiş ve ‘garib bir hadis’ olarak tanımlamıştır. Bu rivayet, İbn Abbas’tan mevkuf (bizatihi kendi sözü) olarak nakledilmektedir. Buhari, Sahih'inde B004564; İbn Ebi Şeybe, Musannefinde MŞ36977, Nesai de, Sünen-i Kübra'sında NS011015 rivayet etmişlerdir.
Bize Abdullah b. Abdulvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Hafsa rivayet etti, Ebu Abdullah (Buhari) dedi ki: Yahut Hişam b. Hassan, ona Hafsa, ona Ümmü Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti:
Bizlere bir ölü için üç günden fazla yas tutmamız yasaklanmıştı. Koca için dört ay on gün (yas tutmamız) müstesnâ. Bu süre zarfında sürme çekmememiz, hoş koku sürünmememiz, asb (denilen Yemen) kumaşı dışında, boyanmış elbise giymememiz emr olunmuştu. Ayrıca birimiz ay halinden gusledip temizlendiği esnada bir nebze Ezfâr kustu kokusu kullanmamıza ruhsat verilmişti. Diğer taraftan, cenazelerin arkasından gitmemiz de bize yasaklanıyordu.
(Buhari) dedi ki: Bu hadisi (bize) Hişâm b. Hassan, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyân, ona Musa b. Ebu Âişe, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Hz. Aişe ve İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
Ebubekir (ra) Hz. Peygamber'i (sav) vefatından sonra öptü.
Bize Muhammed b. Sabık veya Fadl b. Yakub, ona Ebu Muaviye Şeyban , ona Firas, ona eş-Şa'bî, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir’in babası (Abdullah) Uhud günü şehid düşmüş ve geriye altı kız evladı ve bir de üzerinde borç bırakmıştı. (Cabir der ki:) Hurma kesim ve hasat zamanı gelince Rasulullah’a (sav) geldim ve ona “Ey Allah’ın Rasulü! Bilmektesin ki babam Uhud günü şehid düştü ve geriye büyük miktarda borç bıraktı. Ben alacaklıların seni görmelerini arzu ediyorum” dedi. Rasulullah (sav) “Git! Hurmaları topla, her cins hurmayı ayrı ayrı yerlere yığıp, ayrı ayrı harman et (sonra gelip bana haber ver)” buyurdu. Ben Rasulullah’ın dediklerini yaptıktan sonra kendini davet ettim. Alacaklılar Rasulullah'ı orada görünce, alacaklarını hemen bu saatte almak üzere beni sıkıştırdılar. Rasulullah (sav) onların yaptıkları ısrarı görünce, hurma harmanlarının en büyüğünün etrafında üç defa dönüp dolaştı, sonra onun yanına oturdu. Ardından bana “Alacaklıları çağır!” buyurdu. Sonra da alacaklarına karşılık onlara ölçüp ölçüp hurma vermeye devam etti. Nihayet Allah babamın borçlarını tamamen ödedi. Vallahi ben, Allah’ın, babamın borçlarını tamamen ödemesine karşılık kız kardeşlerime bir tek hurma olmadan dönüp gitmeye razı idim. Allah'a yemin ederim ki, hurma yığınlarının hepsi kurtuldu. Ben, Rasulullah'ın (sav) yanına oturduğu yığına bakıp duruyordum. Sanki ondan bir tek hurma eksilmemiş gibi idi."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik; (T) Bize İsmail, ona Mâlik, ona Nâfi' ona da Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Üç kişi (bir arada) bulunduğunda, (bunlardan) ikisi, üçüncüyü bırakıp da (kendi aralarında) gizlice konuşmasın."
Bize Yahya, ona Süfyân, ona Mansûr; (T) Bize Zâide, ona Mansûr, onlara Talha, ona da Enes; (T) Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bazen aileme döndüğümde yatağımın üzerine düşmüş bir hurma buluyorum. Ancak yemek için aldığımda zekat (malı) olmasından endişe edip onu bırakıveriyorum."
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdüssamed b. Abdülvâris arasında inkıta vardır.
Bana cevâmiu’l-kelim (sözün özü ya da az sözle çok anlam ifade yeteneği) verildi ve söz benin için özetlendi.
Açıklama: Bu metin, Buhari'de de yer alan meşhur rivayetin B007013 bir kısmına yapılan ziyade ile dikkat çekmektedir. Zira açıklama olarak gelen 'özet söz' ifadesi temel kaynaklarda yer almamaktadır. Müslim, bu hadisi Mesâcid'inde "Ben, cevâmiu’l-kelim ile " M001171 şeklinde rivayet etmiştir. Ancak Keşfu'l-Hafa ve Mekasidü'l-Hasene gibi sonraki dönem eserlerde, rivayetin ikinci kısmının yer aldığı görülmektedir.
Zeytinyağını katık edinin ve onu (bedeninize) sürün. Zira o, mübarek bir ağaçtan çıkmaktadır
Açıklama: Tirmizî bu hadisi el-İlel’inde rivayet etmiş ve hakkında 'Mürsel bir hadistir' demiştir. İbn Mâce ve Hâkim de bunu rivayet etmiş ve 'Buhârî ve Müslim’in şartlarına uygundur' kaydını düşmüştür. İbn Mace, Sünen'inde İM003319 ve Hâkim en-Nişaburî, el Müstedrek'te NM007319 riyavet etmiştir. Diğer rivayetler için bkz. İRM425 MK16698 T000962