Giriş

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr -Ata'dan ilk duyduğu şey olarak-, ona Ata, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:

"Hz. Peygamber'in (sav) ihramlıyken hacamat yaptırdı."

(Süfyan der ki:) Ben Amr b. Dinar'ı şöyle derken işittim: Bu hadisi bana Tavus, İbn Abbas'tan nakletti. Amr bu hadisi ikisinden de (Ata ve Tavus) işitmiş olmalıdır.


    Öneri Formu
13052 B001835 Buhari, Cezau's-Sayd, 11

Bize Halid b. Mahled, ona Süleyman b. Bilal, ona Alkame b. Ebu Alkame, ona Abdurrahman el-A'rec, ona da İbn Buhayne (ra) şöyle demiştir:

"Hz. Peygamber (sav) Lahy-i Cemel denilen mevkide ihramlıyken başının ortasından hacamat yaptırmıştır."


    Öneri Formu
13053 B001836 Buhari, Cezau's-Sayd, 11

Bize Abdullah b. Yezid, ona Leys, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:

"Bir adam ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ihramlı halde iken bize hangi elbiseleri giymemizi emredersin?” dedi. Bunun üzerine Nebi (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, şalvarlar, sarıklar ve bornozlar giymeyiniz. Şu kadar var ki bir kimsenin eğer nalınları yoksa o zaman mest giyinsin. Mestlerin de topuklarından aşağısını kessin. Zaferan ve vers (alaçehre) değmiş hiçbir şey giymeyin. İhramlı kadın da peçe takmasın, eldiven de giymesin."

Musa b. Ukbe, İsmail b. İbrahim b. Ukbe, Cuveyriye ve İbn İshak “peçe ve eldivenler” hususunda (bu hadisi Nâfi‘den rivâyette) ona (Leys b. Sa‘d’a) mütâbaat etmişlerdir. Ayrıca Ubeydullah: “Ve vers (değmiş elbise…) demiş ve “ayrıca ihramlı kadın peçe takmaz, eldiven de giymez” diye rivâyet ederdi. Mâlik ise kendisine Nâfi'in, ona da İbn Ömer’in rivâyetinde “ihramlı kadın peçe takmaz” diye rivâyet etmiş ve ona (Mâlik’e), Leys b. Ebu Suleym de mütâbaat etmiştir.


    Öneri Formu
13055 B001838 Buhari, Cezau's-Sayd, 13

Bize Kuteybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Hakem, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir: İhramlı bir adamı, dişi devesi sırtından atarak boynunu kırmış ve onu öldürmüştü. Adamın cesedi Rasûluilah'a (sav) getirildi, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Onu yıkayın, kefenleyin, fakat başını örtmeyin ve ona koku da sürmeyin. Çünkü bu adam, (mahşerde) telbiye okur halde diriltilecektir."


    Öneri Formu
13056 B001839 Buhari, Cezau's-Sayd, 13

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Mansur, ona Mücahid, ona Tavus, ona da İbn Abbas'ın (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) Mekke'­yi fethettiği gün şöyle buyurdu:

"Artık hicret yoktur. Fakat cihat ve niyet vardır. Cihada davet edildiğinizde hemen icabet ediniz. Allah Mekke beldesini gökleri ve yeri yarattığı günden beri harem kılmıştır. Bu şehir, Allah'ın ha­rem kılması sebebiyle kıyamet gününe kadar harem kalacaktır. Benden önce burada savaş hiçbir kimse için helal olmamıştır. Benim için de gündüzün bir saati dışında helal olmamıştır. Bu belde Allah'ın harem kılması ile kıyamet gününe kadar ha­remdir. Buranın dikeni kesilmez. Av hayvanı ürkütülmez, buluntu malına sahibini arayacak olan kimseden başkası el uzatıp alamaz, yeşil otları koparılmaz." Hutbenin akabinde Abbas: Ey Allah'ın Rasulü! Izhır bitkisi bu ya­saktan müstesna olsun. Çünkü ızhır, Mekkeliler'in demircileri ve evleri için gereklidir! dedi. Peygamber de: "Izhır müstesnadır" bu­yurdu.


    Öneri Formu
13051 B001834 Buhari, Cezau's-Sayd, 10

Bize Ebu Muğire, ona Abdülkuddüs b. Haccac, ona el-Evzâî, ona Atâ b. Ebu Rabah, ona da İbn Abbas (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir:

"Peygamber (sav) Meymûne ile ihrâmlı iken evlenmiştir."


    Öneri Formu
13054 B001837 Buhari, Cezau's-Sayd, 12

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona İbrahim b. Abdullah b. Huneyn, ona da babası (Halid b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir:

Abdullah b. Abbas ile Misver b. Mahreme, Ebvâ'da fikir ayrılığına düştüler. Abdullah b. Abbas “ihramlı kişi başını yıkayabilir” dedi. Misver ise “ihramlı kişi başını yıkayamaz” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Abbas, beni Ebu Eyyüb el-Ensarî’ye gönderdi. Ben onu bir kuyunun iki direği arasında bir perde asmış bir halde yıkanırken buldum, selam verdim. O “kimsin” dedi. Ben de “Abdullah b. Huneyn'im. Abdullah b. Abbas, 'Rasulullah (sav) ihramlı iken başını nasıl yıkardı' diye sormak için beni sana gönderdi” dedim. Ebu Eyyub elini bezin üzerine koyarak başı bana görünecek kadar aşağı indirdi, sonra üzerine su döken birisine: “su dök”, dedi. O da başına su döktü, elleri ile başını (saçlarını) hareket ettirdi, ellerini ileri geri götürüp getirdi ve “ben Rasulullah’ı (sav) bu şekilde yıkarken gördüm” dedi.


    Öneri Formu
13057 B001840 Buhari, Cezau's-Sayd, 14

Bize Muhammed b. Sinân, ona Füleyh, ona Hilâl, ona da Atâ b. Yesâr şöyle demiştir:
Abdullah b. Amr b. Âs ile karşılaştım ve ona "Allah Rasûlü'nün (sav) Tevrat'ta geçen sıfatını bana bildirsen" dedim. Amr cevaben şöyle dedi: "Evet, vallahi Hz. Peygamber, (sav) Kur'ân'da geçen sıfatlarının bir kısmıyla Tevrat'ta da şöyle nitelendirilmiştir. 'Ey Peygamber, hiç şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjdeci, bir korkutucu ve ümmîlere bir koruyucu olarak gönderdik. Sen benim ku­lum ve peygamberimsin. Ben sana "Mütevekkil" adını verdim. Bu peygam­ber kötü huylu, katı kalpli, çarşılarda bağıra, çağıra konuşan biri değildir. O kötülüğe, kötülükle değil af ve bağışlama ile karşılık verir.. Eğri yola sapmış bu millet "lâ ilâhe illallah" diyerek doğru yola girmedikçe Allah onun canını almayacaktır. Allah kör gözleri, sağır kulakları, mühürlü kalpleri bu tevhîd kelimesiy­le açacaktır.'"

Abdulazîz b. Ebu Seleme, bu hadisi Hilâl ibn Ali’den rivayet etmiş ve bu rivayeti ile diğer râvî Fulayh’a mutâbaat etmiştir.

Bu hadisi yine bize Saîd, ona Hilâl, ona Atâ, ona da İbn Selâm rivayet etmiştir.


(Buhârî der ki:) Hadiste geçen "غُلْفٌ" kelimesi kılıf içinde olan her şey için kullanılır. (Kınında olan kılıç için) "سَيْفٌ أَغْلَفُ" ifadesi, kılıfı içinde olan yay için "قَوْسٌ غَلْفَاءُ" ve sünnet olmamış erkek için de "رَجُلٌ أَغْلَفُ" (Erkeklik organı kılıflı olan adam) ifadesi kullanılır.


    Öneri Formu
13058 B002125 Buhari, Büyu', 50


    Öneri Formu


    Öneri Formu