11735 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (ra) şöyle söylemiştir:
Rasulullah'ın (sav) sünneti size yetmez mi? Sizden biriniz hac etmekten alıkonulursa Beytulla'ı tavaf eder. Safa ile Merve arasında sa'y yapar, sonra da ertesi sene hac yapıncaya kadar ihramdan çıkar ve her şey onun için helal olur. Ya kurban keser yahut kesecek kurban bulamazsa oruç tutar.
Abdullah, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer tarikiyle buna benzer bir hadis nakledilmiştir.
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Ebu Bedr Şucâ b. Velid, ona Ömer b. Muhammed el-Umerî, ona Nâfi, ona Abdullah ve Salim, onlara da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:
Biz Nebi (sav) ile birlikte Umre yapmak üzere çıkmıştık. Kureyş kâfirleri bizim Beytullah’a ulaşmamıza engel oldu. Bundan dolayı Rasulullah (sav) kurbanlık develerini kesti ve başını tıraş etti (böylece ihramdan çıktı).
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Yakub b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) bir bürde (hırka) getirmişti. -Sehl, yanındakilere dönerek "bürde nedir bilir misiniz" diye sordu. kendisine "evet yeni dokunmuş ve kenarları kesilmemiş kumaştır" cevabı verildi.- Kadın "Ey Allah'ın Rasûlü, bu hırkayı size giydirmek üzere kendim elimle dokudum" dedi. Hz. Peygamber (sav) ihtiyaç duyarak o hırkayı aldı, ardından onu gömlek olarak giyinip yanımıza geldi. Topluluktan bir kimse"Ey Allah'ın rasûlü, o hırkayı bana giydirseniz ya" dedi. Hz. Peygamber (sav) "olur" diyerek meclisin bitiminde odasına gitti, hırkayı çıkarıp o adama yolladı. Bunun üzerine mecliste bulunan topluluk "güzel bir iş yapmadın, Hz. Peygamber'in isteyen hiç bir kimseyi eli boş göndermediğini bildiğin halde O'ndan bu hırkayı istedin" diye adama serzenişte bulundular. Adam da "Vallahi ben o hırkayı, öleceğim günde benim kefenim olsun diye istedim" dedi.
Sehl der ki: Gerçekten de o hırka o adamın kefeni oldu.
Bize Kuteybe, ona Abdülaziz, ona da Ebu Hâzim, Sehl b. Sa'd'ın -kendisine minber hakkında soru soranlara- şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) falan kadına -Sehl kadının adını belirtmiştir-: "Senin o marangoz kölene emir ver de, bana, insanlara hitap edeceğim vakit üzerine oturabileceğim tahta(dan bir minber) yapsın" diye bir haber gönderdi.
Bunun üzerine kadın, o kölesine emretti. Köle de ormandaki ılgın ağacından tahtalar hazırlayıp kadına getirdi. Kadın bunları Hz. Peygamber'e (sav) yolladı. Hz. peygamber (sav) de onların kurulmasını emretti ve kurulduktan sonra minber üzerine oturdu.
Bize Hallâd b. Yahya, ona Abdülvâhid b. Eymen, ona babası (Eymen b. Ubeyd), ona da Câbir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) "ey Allah’ın Rasulü, benim marangoz bir kölem var, (istersen) sana üzerine oturabileceğin bir şey yaptırayım?" dedi. Rasulullah (sav) "Dilersen (yaptır)" buyurdu. Râvî der ki: Bunun üzerine kadın Hz. Peygamber (sav) için minber yaptırdı. Cuma günü olunca Peygamber( sav) kendisi için yapılan minbere oturdu. Bunun üzerine, daha önce yanında (dayanarak) hutbe okuduğu hurma kütüğü öyle bir feryat etti ki neredeyse ortadan ikiye ayrılacaktı. Hz. Peygamber minberden indi, onu tuttu ve kucakladı. O sırada kütük teskin edilen bir çocuk gibi içini çekerek inliyordu. Nihayet sakinleşip sustuktan sonra Hz. Peygamber (sav) "O, işittiği zikirden dolayı ağladı" buyurdu.