11735 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Hz. Peygamber'in eşi Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
"Allah onu vefat ettirinceye kadar Peygamber (sav) Ramazan ayının son on gününde itikafa girerdi. Onun ardından eşleri de (aynı şekilde) itikafa girmişlerdir."
Bize Müsedded (b. Müserhed), ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah (b. Ömer), ona (Ebu Abdullah) Nafi, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle rivayet etmiştir:
"Ömer (b. Hattâb), Rasulullah'a (sav) 'Ben cahiliye dönemindeyken Mescid-i Haram'da bir gece itikafa girmeyi adamıştım. (Ne yapmalıyım?)' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Adağını yerine getir' buyurdu."
Bize İsmail, ona Malik, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris et-Teymî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasullullah (sav) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girerdi. Yine bir sene Ramazan ayının yirmi birinci gecesi oluncaya kadar itikafta kaldı. O gecenin sabahında itikaftan çıktı ve şöyle buyurdu:
“Kim benimle itikaf yapmışsa, son on günde de itikaf yapsın. Çünkü bu gece (Kadir gecesi) bana gösterildi. Sonra da bana unutturuldu. Ben (rüyada) kendimi o gecenin sabahında bir su ve çamur içine secde eder halde gördüm. Siz o geceyi son on günde arayın! (on gün içinde ise) tek sayılı geceler içinde arayın!”
Bu konuşmanın yapıldığı gece yağmur yağdı. Mescid o zaman arîş (çardak biçiminde olup tavansız, gölgelik) şeklinde idi. Bu sebeple mescidin çatısı aktı. İşte benim bu iki gözüm yirmi birinci gecenin sabahında Rasulullah'ı (sav) alnında su ve çamur izi olduğu halde gördü.
Açıklama: Rivayetlerde konuşmanın yirminci gün mü yirmi birinci güne mi denk geldiği tearuz oluşturmaktadır. ancak konuyla ilgili diğer rivayetler yirminci gün sabahı konuşmanın gerçekleştiğini, yirmi birinci gün sabahı ise çamur ve su içine secdenin gerçekleştiğini göstermektedir.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Urve ve Amra bt. Abdurrahman, onlara Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir:
Hz. Peygamber (sav) mescitte itikafta iken başını benim bulunduğum odaya uzatır ben de saçını tarardım. İtikaftayken eve (odaya) sadece ihtiyacı olduğu zaman girerdi.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya, ona Amra, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Hz Peygamber (sav) ramazan ayının son on gününde itikâfa girer, ben de kendisi için yünden bir çadır kurardım. Kendisi sabah namazını kıldırdıktan sonra bu çadıra girerdi. Bir defasında Hafsa da bir çadır kurmak için Âişe'den izin istedi. Âişe Hafsa'ya izin verdi. O da bir çadır kurdu. Zeyneb bt. Cahş bunu görünce o da başka bir çadır kurdu. Hz. Peygamber (sav) sabahladığında bu çadırları görünce "bu çadırlar da nedir?" diye sordu. Kendisine durum bildirilince "onlar bu yaptıklarıyla hayır işediklerini mi sanıyorlar?" buyurarak o ramazan ayında itikâfı bıraktı sonra, şevval ayında on gün itikâfa girdi.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Safiye şöyle rivayet etmiştir;
"Hz. Peygamber (sav) Ramazan ayının son on günü içinde mescitte itikaf halinde iken Hz. Safiye onu ziyaret etmiş ve yatsı vakti, onun yanında bir süre kalıp konuşmuştu. Ardından evine dönmek üzere kalkmış, Hz. Peygamber (sav) de onu eve götürmek için kalkmıştı. Hz. Peygamber'in (sav) eşi Ümmü Seleme'nin odasının yanındaki mescit kapısına vardıklarında, oradan Ensar'dan iki kişi geçmiş ve Hz. Peygamber'e (sav) selam verdikten sonra hızlıca yürüyüp geçmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) “Acele etmeyin. Yanımdaki (eşim) Safiye bint Huyey'dir” buyurdu. O İki ensarlı “Sübhanallah! Ey Allah'ın rasulü” dediler. Hz. Peygamber'in bunu söylemek durumunda kalması onlara ağır gelmişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Şeytan insanoğlunun damarlarında kan gibi dolaşabilir. Sizin de kalbinize bir şey atmasından endişelendim” buyurdu."