11735 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz şöyle söylemiştir:
Ben Nebi'nin (sav) terkisine (binekte arkasına) binmiştim. Rasulullah (sav): "Ey Muaz" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. Sonra aynı sözü üç kez söyledi. "Allah'ın kulları üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Ona kulluk etmeleri ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır" buyurdu. Sonra bir süre yol aldı ve "Ey Muaz!" diye seslendi. Ben, 'buyur, emret' dedim. O, "Bunu yerine getirdiklerinde kulların Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin? Onlara azap etmemesidir." buyurdu.
Bize Hudbe, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Enes, ona da Muaz bu hadisi rivayet etti.
Bize Muhammed b. Selam, ona Mahled b. Yezid, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etti:
Ebu Musa el-Eş'arî, Ömer b. Hattab'ın (ra) huzuruna girmek için izin istedi. Ancak kendisine izin verilmedi. Ömer meşgul olsa gerekti. Bu nedenle Ebu Musa geri döndü. Ömer meşguliyeti bitince; "Sanki Abdullah b. Kays'ın sesini duydum? Ona izin verin." dedi. Buna karşılık; "O, gitti." denildi. Ardından Ömer, Ebu Musa'yı çağırdı. Ebu Musa dedi ki; "Bizlere bu şekilde davranmamız emredilirdi." Bunun üzerine Ömer; "Bu konuya dair bana bir delil getireceksin." dedi. Ebu Musa hemen ensarın bulunduğu meclise gitti ve onlardan buna şahitlik etmelerini istedi. Onlar da dediler ki; "Bu meselede sana ancak en küçüğümüz Ebu Said el-Hudrî tanıklık edecektir." Ebu Said, Ebu Musa'yla birlikte Ömer'in yanına şahitlik yapmak üzere gitti. Bunun üzerine Ömer; "Rasulullah'ın (sav) buyruklarından biri bana kapalı mı kalmış? Öyle ya! Demek çarşı pazarda alış veriş, beni oyalamış!" Bu sözüyle Ömer, ticaret için çıkıp dolaşmayı kast etmektedir.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Sümey mevlâ Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm b. Muğîra, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman, “ben ve babam, Aişe ile Ümmü Seleme'nin yanına girdik...” dedi; (T)
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm, ona babası Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman, Mervân'a, Aişe ve Ümmü Seleme'nin kendisine Rasulullah'ın hanımları ile münasebetten dolayı cünüp olarak sabahladığını, ardından gusül abdesti alıp oruç tuttuğunu haber verdiklerini bildirdi. O zamanlar Medine valisi olan Mervân da Abdurrahman b. Hâris'e “Allah'a yemin ederim ki, bu rivayetle sen (cünüp olarak sabahlayanın orucu sahih olmaz diyen) Ebu Hureyre'yi uyaracaksın” dedi. Râvi Ebubekir der ki: Abdurrahman bu durumu hoş karşılamadı. Daha sonra Zülhuleyfe'de bir araya gelme imkanımız oldu. Ebu Hureyre'nin orada arazisi vardı. Abdurrahman, Ebu Hureyre'ye “sana bir şey söyleyeceğim, ama eğer Mervan bana yemin ettirmeseydi bunu sana söylemezdim” dedi ve Aişe ile Ümmü Seleme'nin haberini aktardı. Bunun üzerine Ebu Hureyre “bana bu şekilde Fadl b. Abbas rivayet etti, ama bu durumu Rasulullah'ın (sav) hanımları daha iyi bilirler” dedi.
Hemmâm ve İbn Abdullah b. Ömer, Ebu Hureyre'den naklen Hz. Peygamber'in (sav), (böyle bir durumda) oruç bozmayı emrettiğini aktarmıştır. (Ancak) ilk (hadis isnad bakımından daha) muttasıldır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hemmam b. Münebbih arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Sümey mevlâ Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm b. Muğîra, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman, “ben ve babam, Aişe ile Ümmü Seleme'nin yanına girdik...” dedi; (T)
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm, ona babası Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman, Mervân'a, Aişe ve Ümmü Seleme'nin kendisine Rasulullah'ın hanımları ile münasebetten dolayı cünüp olarak sabahladığını, ardından gusül abdesti alıp oruç tuttuğunu haber verdiklerini bildirdi. O zamanlar Medine valisi olan Mervân da Abdurrahman b. Hâris'e “Allah'a yemin ederim ki, bu rivayetle sen (cünüp olarak sabahlayanın orucu sahih olmaz diyen) Ebu Hureyre'yi uyaracaksın” dedi. Râvi Ebubekir der ki: Abdurrahman bu durumu hoş karşılamadı. Daha sonra Zülhuleyfe'de bir araya gelme imkanımız oldu. Ebu Hureyre'nin orada arazisi vardı. Abdurrahman, Ebu Hureyre'ye “sana bir şey söyleyeceğim, ama eğer Mervan bana yemin ettirmeseydi bunu sana söylemezdim” dedi ve Aişe ile Ümmü Seleme'nin haberini aktardı. Bunun üzerine Ebu Hureyre “bana bu şekilde Fadl b. Abbas rivayet etti, ama bu durumu Rasulullah'ın (sav) hanımları daha iyi bilirler” dedi.
Hemmâm ve İbn Abdullah b. Ömer, Ebu Hureyre'den naklen Hz. Peygamber'in (sav), (böyle bir durumda) oruç bozmayı emrettiğini aktarmıştır. (Ancak) ilk (hadis isnad bakımından daha) muttasıldır.
Açıklama: ''...فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ'' kısmı, bilerek tercümeye yansıtılmamıştır. Anlaşılan o ki Mervân, Ebu Hureyre'nin rivayetini benimsemediğinden ''Ebu Hureyre'yi sıkıntıya sokacaksın!'' demiştir. Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Abdullah arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Sümey mevlâ Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm b. Muğîra, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman, “ben ve babam, Aişe ile Ümmü Seleme'nin yanına girdik...” dedi; (T)
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm, ona babası Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman, Mervân'a, Aişe ve Ümmü Seleme'nin kendisine Rasulullah'ın hanımları ile münasebetten dolayı cünüp olarak sabahladığını, ardından gusül abdesti alıp oruç tuttuğunu haber verdiklerini bildirdi. O zamanlar Medine valisi olan Mervân da Abdurrahman b. Hâris'e “Allah'a yemin ederim ki, bu rivayetle sen (cünüp olarak sabahlayanın orucu sahih olmaz diyen) Ebu Hureyre'yi uyaracaksın” dedi. Râvi Ebubekir der ki: Abdurrahman bu durumu hoş karşılamadı. Daha sonra Zülhuleyfe'de bir araya gelme imkanımız oldu. Ebu Hureyre'nin orada arazisi vardı. Abdurrahman, Ebu Hureyre'ye “sana bir şey söyleyeceğim, ama eğer Mervan bana yemin ettirmeseydi bunu sana söylemezdim” dedi ve Aişe ile Ümmü Seleme'nin haberini aktardı. Bunun üzerine Ebu Hureyre “bana bu şekilde Fadl b. Abbas rivayet etti, ama bu durumu Rasulullah'ın (sav) hanımları daha iyi bilirler” dedi.
Hemmâm ve İbn Abdullah b. Ömer, Ebu Hureyre'den naklen Hz. Peygamber'in (sav), (böyle bir durumda) oruç bozmayı emrettiğini aktarmıştır. (Ancak) ilk (hadis isnad bakımından daha) muttasıldır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Abdullah arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Sümey mevlâ Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm b. Muğîra, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman, “ben ve babam, Aişe ile Ümmü Seleme'nin yanına girdik...” dedi; (T)
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm, ona babası Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman, Mervân'a, Aişe ve Ümmü Seleme'nin kendisine Rasulullah'ın hanımları ile münasebetten dolayı cünüp olarak sabahladığını, ardından gusül abdesti alıp oruç tuttuğunu haber verdiklerini bildirdi. O zamanlar Medine valisi olan Mervân da Abdurrahman b. Hâris'e “Allah'a yemin ederim ki, bu rivayetle sen (cünüp olarak sabahlayanın orucu sahih olmaz diyen) Ebu Hureyre'yi uyaracaksın” dedi. Râvi Ebubekir der ki: Abdurrahman bu durumu hoş karşılamadı. Daha sonra Zülhuleyfe'de bir araya gelme imkanımız oldu. Ebu Hureyre'nin orada arazisi vardı. Abdurrahman, Ebu Hureyre'ye “sana bir şey söyleyeceğim, ama eğer Mervan bana yemin ettirmeseydi bunu sana söylemezdim” dedi ve Aişe ile Ümmü Seleme'nin haberini aktardı. Bunun üzerine Ebu Hureyre “bana bu şekilde Fadl b. Abbas rivayet etti, ama bu durumu Rasulullah'ın (sav) hanımları daha iyi bilirler” dedi.
Hemmâm ve İbn Abdullah b. Ömer, Ebu Hureyre'den naklen Hz. Peygamber'in (sav), (böyle bir durumda) oruç bozmayı emrettiğini aktarmıştır. (Ancak) ilk (hadis isnad bakımından daha) muttasıldır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Abdullah arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Sümey mevlâ Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm b. Muğîra, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman, “ben ve babam, Aişe ile Ümmü Seleme'nin yanına girdik...” dedi; (T)
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm, ona babası Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir:
Abdurrahman, Mervân'a, Aişe ve Ümmü Seleme'nin kendisine Rasulullah'ın hanımları ile münasebetten dolayı cünüp olarak sabahladığını, ardından gusül abdesti alıp oruç tuttuğunu haber verdiklerini bildirdi. O zamanlar Medine valisi olan Mervân da Abdurrahman b. Hâris'e “Allah'a yemin ederim ki, bu rivayetle sen (cünüp olarak sabahlayanın orucu sahih olmaz diyen) Ebu Hureyre'yi uyaracaksın” dedi. Râvi Ebubekir der ki: Abdurrahman bu durumu hoş karşılamadı. Daha sonra Zülhuleyfe'de bir araya gelme imkanımız oldu. Ebu Hureyre'nin orada arazisi vardı. Abdurrahman, Ebu Hureyre'ye “sana bir şey söyleyeceğim, ama eğer Mervan bana yemin ettirmeseydi bunu sana söylemezdim” dedi ve Aişe ile Ümmü Seleme'nin haberini aktardı. Bunun üzerine Ebu Hureyre “bana bu şekilde Fadl b. Abbas rivayet etti, ama bu durumu Rasulullah'ın (sav) hanımları daha iyi bilirler” dedi.
Hemmâm ve İbn Abdullah b. Ömer, Ebu Hureyre'den naklen Hz. Peygamber'in (sav), (böyle bir durumda) oruç bozmayı emrettiğini aktarmıştır. (Ancak) ilk (hadis isnad bakımından daha) muttasıldır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Abdullah arasında inkita vardır.
Bize Haccac, ona Hemmam, ona Katâde, ona Enes ona da Ubâde b. Sâmit'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı ister. Kim Allah'a kavuşmayı arzu etmezse Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Aişe (r.anha) ya da hanımlarından biri "Ama biz ölümü hoş görmeyiz" dedi. Rasulullah (sav), "Yok öyle değil. Mümine ölüm geldiğinde Allah'ın rızası ve ikramı ile müjdelenir. Onun önünde bundan daha sevimli bir şey olmaz. İşte bundan dolayı Allah'a kavuşmayı arzu eder, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kafire ölüm geldiğinde ise Allah'ın azabı ve cezası ile müjdelenir. Onun önünden bundan daha kötü bir şey olmaz. O, Allah'a kavuşmayı, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez" buyurdu.
Ebu Davud ve Amr, Şube'den nakillerinde ihtisara gitmişlerdir. Bu hadisi Said, Katâde'den, o Zürâre'den, o Sa'd'dan o da Aişe vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Buhari ile Ebu Davud arasında inkita vardır.
Bize Haccac, ona Hemmam, ona Katâde, ona Enes ona da Ubâde b. Sâmit'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı ister. Kim Allah'a kavuşmayı arzu etmezse Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Aişe (r.anha) ya da hanımlarından biri "Ama biz ölümü hoş görmeyiz" dedi. Rasulullah (sav), "Yok öyle değil. Mümine ölüm geldiğinde Allah'ın rızası ve ikramı ile müjdelenir. Onun önünde bundan daha sevimli bir şey olmaz. İşte bundan dolayı Allah'a kavuşmayı arzu eder, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kafire ölüm geldiğinde ise Allah'ın azabı ve cezası ile müjdelenir. Onun önünden bundan daha kötü bir şey olmaz. O, Allah'a kavuşmayı, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez" buyurdu.
Ebu Davud ve Amr, Şube'den nakillerinde ihtisara gitmişlerdir. Bu hadisi Said, Katâde'den, o Zürâre'den, o Sa'd'dan o da Aişe vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Buhari ile Amr b. Merzuk arasında inkita vardır.
Bize Haccac, ona Hemmam, ona Katâde, ona Enes ona da Ubâde b. Sâmit'in rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı ister. Kim Allah'a kavuşmayı arzu etmezse Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Aişe (r.anha) ya da hanımlarından biri "Ama biz ölümü hoş görmeyiz" dedi. Rasulullah (sav), "Yok öyle değil. Mümine ölüm geldiğinde Allah'ın rızası ve ikramı ile müjdelenir. Onun önünde bundan daha sevimli bir şey olmaz. İşte bundan dolayı Allah'a kavuşmayı arzu eder, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kafire ölüm geldiğinde ise Allah'ın azabı ve cezası ile müjdelenir. Onun önünden bundan daha kötü bir şey olmaz. O, Allah'a kavuşmayı, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez" buyurdu.
Ebu Davud ve Amr, Şube'den nakillerinde ihtisara gitmişlerdir. Bu hadisi Said, Katâde'den, o Zürâre'den, o Sa'd'dan o da Aişe vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Buhari ile Said b. Ebu Arube arasında inkita vardır.