11694 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Yezid, ona Ebu Hayr, ona Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir:
Nebi'ye (sav) ensesinden yırtmaçlı ipek bir kaftan hediye edildi, onu giyindi ve üzerindeyken namaz kıldı, sonra namazı bitirip, onu giymekten hiç hoşlanmamış biri gibi çıkarıp attı ve: "Bu takva sahiplerine uygun düşmez" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), tek bir elbise giyen kişinin (ellerini dahi çıkartacak bir boşluk bırakmayacak şekilde vücudunun tamamını örtmesi anlamına gelen) iştimâlu’s-sammâ adı verilen giyiniş şeklini ve avret yerinin örten bir şey olmaksızın, bir tek elbiseye bürünerek, bacaklarını dikip kaba etleri üzerine oturmasını (ihtibâ yapmayı) yasaklamıştır."
Açıklama: Hadiste hem İştimâlu's-sammâ adı verilen giyiniş şeklinin, hem de altında bir iç giysi olmaksızın tek örtü içinde ayakları dikerek oturma anlamına gelen ihtibanın yasaklanmasının sebebi, her iki giyim/örtünüş tarzının da avret yerinin görünme riskini barındırıyor olmalarıdır.
Bize Kabisa b. Ukbe, ona Süfyan, ona Ebu Zinâd, ona el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) limâs/elbiseye dokunma ve nibâz/onu iyice incelemeden atma (işlemleri ile alışverişin tamamlandığı kabûlüne dayanan) iki alış veriş çeşidi ile kişinin (altında iç giysi olmaksızın) tek bir örtüye sımsıkı bürünmesini (iştimâlu's-sammâ tarzı giyinmesini) ve tek bir elbise içinde ihtibâ yapmasını yasakladı.
Açıklama: Hadiste temas edilen iki giyim şekli de iç giysi kültür ve imkânlarının gelişmediği İslam'ın ilk yıllarına ait giyim ve örtünme şekilleridir. Her ikisinde de avret yerinin görünme ihtimali söz konusudur. Limâs/mülâmese ve nibâz/münâbeze adı altında gerçekleşen alışveriş şekilleri câhiliyye döneminde yaygın olan alıveriş türlerinden olup, bu ve benzeri hadislerle yasaklanmıştır.
Bize Yakub b. İbrahim, ona İsmail b. Uleyye, ona Abdülaziz b. Suhayb, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) Hayber'e gazaya çıktı ve Hayber yakınlarında karanlık vakitte sabah namazını kıldık. Hz. Peygamber (sav) bir bineğe bindi, Ebu Talha da bindi, ben de Ebu Talha'nın terkisinde idim. Hz. Peygamber (sav) Hayber sokaklarında dolaştı. Dizlerim Hz. Peygamber'in (sav) baldırına değince elbisesi, baldırından açılıverdi, baldırının beyazlığını görüverdim. Hz. Peygamber (sav) şehre girdiğinde 'Allahu ekber! Hayber düştü! Biz düşman toprağına vardığımızda uyarılanların sabahı ne kötüdür' buyurdu. Onu üç kere söyledi. Hayberliler işlerine güçlerine çıkmışlardı, (tam o sırada Hz. Peygamber'i görünce) 'Vallahi! Muhammed!' dediler. -Abdülaziz ve ashabımızdan biri, 'Muhammed ve beş bölükten oluşan ordusu!' ifadesini zikretmiştir- Hayber'i kılıç zoru ile fethettik ve esirler toplandı. Dihye el-Kelbî gelip 'Yâ Rasulullah! Bana esirlerden bir cariye ver!' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Gidip bir cariye alıver' buyurdu. O da Safiye bt. Huyey'i aldı. Biri, Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah'ın Rasulü, Dihye'ye Kureyza ve Nadîr'in efendisinin kızı Safiye'yi verdin. Halbuki o sadece sana uygun düşer' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Onu, Safiye ile birlikte çağırın' buyurdu. Dihye, Safiye'yi getirdi. Rasulullah (sav) Safiye'yi görünce Dihye'ye, 'Esirlerden onun dışında birini alıver' buyurdu. Rasulullah (sav) onu azat edip kendisi ile evlendi. Sabit, Enes'e 'Ey Ebu Hamza! Onun mehri ne idi?' dedi. Enes de 'Kendisi idi. Hz. Peygamber (sav) onu azat etti ve evlendi' dedi. Hatta yolda iken Ümmü Süleym, onu Hz. Peygamber (sav) için hazırlayıp Hz. Peygamber'e (sav) geceleyin sundu. Rasulullah (sav) da damat olarak sabaha kavuştu. Sonra, 'Yanında yiyecek bir şey olan onu getirsin' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) bir örtü serdi. Biri kuru hurma, diğeri yaş hurma, beriki de yağ getirdi. -Zannediyorum Ravi Sevîk'i de saydı.- Hepsini karıştırıp yemek yapıverdiler. İşte bu, Hz. Peygamber'in (sav) düğün yemeği oldu."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) sabah namazını kılardı, onunla birlikte mümin kadınlar da örtülerine bürünmüş oldukları halde hazır bulunurlardı. Kadınlar namazdan sonra evlerine dönerken (karanlıktan) kimse onları tanıyamazdı."