11694 Kayıt Bulundu.
Bizeِ İsmail b. Ebu Üveys, ona Mâlik b. Enes, ona Ömer b. Ubeydullah'ın azatlısı Ebu Nadr, ona Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib'in azatlısı Ebu Mürre, ona da Ümmü Hani bt. Ebu Tâlib (r. anha) şöyle demiştir:
Ben Mekke'nin fethedildiği yıl Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve O'nu yıkanırken buldum. Kızı Fâtıma da O'nu perde ile örtüyordu. Selam verdim. Hz. Peygamber (sav) "Bu kim?" diye sordu. Ben “Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'yim” dedim. Rasulullah (sav) "hoşgeldin Ümmü Hâni" buyurdu. Yıkanmayı bitirince elbiseyi çapraz bir şekilde bağlamış olduğu halde tek bir elbise içinde sekiz rekat namaz kıldı. Namaz'dan sonra ben kendisine “ey Allah'ın Rasulü, kardeşim Ali, benim âmân verip güvence altına aldığım filancayı, Hubeyre'nin oğlu Falanca'yı öldüreceğini söylüyor” dedim. Rasulullah "ey Ümmü Hâni, senin âmân verdiğin kimseye biz de aman verdik" buyurdu. Bu olay kuşluk vaktinde idi.
Bize Asım b. Ali, ona İbn Ebu Zi‘b, ona Zührî, ona da Salim, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Bir adam Rasulullah’a (sav): 'İhramlı bir kişi ne giyer?' diye sordu. Allah Rasulu (sav): "Gömlek, şalvar, bornoz, vers (alaçehre, Yemen safranı) yahut safran ile boyanmış bir elbise giyinemez. Şayet giyecek nalın (terlik, ayakkabı) bulamayacak olursa mest giysin; (ama) onları topuklarının altında kalacak şekilde (konçlarını) kessin." buyurdu.
Ayrıca Nâfi, ona da İbn Ömer, Nebi'den (sav) bu rivayetin benzerini nakletmiştir.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona da Ebu Hâzim, ona Sehl’in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Nebi (sav) ile birlikte izârlarını çocuklar gibi boyunları üzerine bağlayan ve öylece namaz kılan adamlar vardı. (Bu sebeple) o, kadınlara: 'Erkekler doğrulup oturmadıkça, siz başlarınızı kaldırmayın' buyururdu."
Açıklama: Maddi imkansızlık nedeniyle rahat ve yeteri büyüklükte elbise bulamayan müslümanlar, tek parça elbise içinde namaz kılmakta idiler. Eğilip kalkarken önlerinde namaz kılan erkeklerin avret mahallerinin açılması ihtimaline karşın, arkada duran bayanlara, secdeden başınızı biraz geç kaldırın, uyarısı yapılmıştır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
Birisi Rasulullah’a (sav) bir tek elbise içinde namaz kılmaya dair soru sorunca Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Her birinizin (altlı-üstlü) elbisesi var mı ki?"
Bize Ebu Âsım, ona Malik, ona Ebu Zinâd, ona Abdurrahman el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Sizden herhangi biri, tek parça elbise içinde namaz kılarken, elbisenin bir kısmını omuzlarının üzerinden atsın."
Bize Ebu Nuaym, ona Şeyban, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Ben, Rasulullah’ın (sav): "Kim bir tek elbise içinde namaz kılacak olursa, onun iki ucunu çaprazlamasına (omuzları üzerinden boynunun arka tarafına) bağlasın" buyurduğuna tanıklık ederim.
Bize Yahya, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Muğire b. Şu'be şöyle rivayet etmiştir:
Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydim. Bana 'Ey Mugîre, İbriği al' dedi. Ben de ibriği aldım. Rasulullah (sav) yanımdan ayrıldı ve göremeyeceğim bir yere gitti. Orada ihtiyacını gördü. Üzerinde Şam işi bir cübbe vardı. Elini (cüppenin) yeninden çıkarmaya çalıştı fakat dar gelince cüppenin alt tarafından çıkardı. O'na (sav) su döktüm; namaz abdesti aldı. (Abdest alırken) Mestleri üzerine meshetti. Daha sonra namaz kıldı.
Bize Matar b. Fadl, ona Ravh, ona Zekeriya b. İshak, ona Amr b. Dinar, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) üzerinde izarı bulunduğu halde onlarla (Kureyşlilerle) birlikte Kâbe’ye taş taşırdı. Amcası Abbas ona: Kardeşimin oğlu, izârını çözsen de onu omuzlarının üzerine taşların altına koysan, dedi. Rasulullah (sav) izârını çözüp onu omuzlarına koyunca bayılarak yere düşüverdi, bundan sonra bir daha Nebi (sav) çıplak olarak görülmedi."
Açıklama: Hadiste geçen "Hepinizin iki elbisesi var mı ki?" ifadesi, İslam'ın ilk yıllarında giyim malzemesinin kıtlığına işaret etmektedir. Çünkü söz konusu yıllarda genellikle bir örtü veya kumaş parçasına bürünerek giyinme tarzı yaygın idi. Alt ve üst olmak üzere biraz daha gelişmiş takım elbisenin veya Sirval/şalvar veya tübban/ kısa don gibi alt giysilerin ilerleyen zaman içinde ortaya çıktıkları anlaşılmaktadır.