11694 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
Nebi (sav) Necid taraflarına bir atlı birlik gönderdi. Bunlar Hanife oğullarından Sumâme b. Usâl denilen bir adamı (esir olarak) getirdiler ve onu mescidin direklerinden bir direğe bağladılar. Nebi (sav) yanına çıkıp: "Sumâme’yi çözünüz" buyurdu. O da mescide yakın bir hurmalık yere gitti, gusül aldı, arkasından mescide girdi ve: Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehadet ederim, dedi.
Bize Zekeriya b. Yahya, ona Abdullah b. Numeyr, ona Hişâm, ona da babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
"Hendek günü Sa’d kolundaki atar damarından yaralanmıştı. Nebi de (sav) yakından ziyaret edebilmek amacıyla mescidde onun için bir çadır kurdurdu. Mescidde o esnada Gıfaroğullarından bazı kimselerin kaldığı bir çadır daha vardı. Gıfaroğulları kendi çadırlarına doğru akan bir kan görünce 'Ey çadırda bulunanlar, sizin tarafınızdan bize doğru gelen (kan) nedir' dediler. Bir de ne görsünler! Sa'd’ın yarasından kan boşalıp duruyordu. Sa'd o yaradan dolayı vefat etti."
Bize Adem b. Ebu İyas, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini nakletmiştir:
"Bir kul abdestini bozmaksızın mescitte namazı beklediği sürece namazda sayılır." Bunun üzerine yabancı bir adam 'Peki hades (abdesti bozan şey) nedir, Ey Ebu Hureyre?' diye sormuş, Ebu Hureyre de yellenmeyi kastederek '(abdesti bozan şey) sestir' demiştir.
Bize Muhammed b. Sinan, ona Fuleyh, ona Ebu Nadr, ona Ubeyd b. Huneyn, ona Busr b. Said, ona Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) bir hutbe vererek şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Allah, bir kulunu dünya ile nezdinde bulunan arasında seçim yapmakta serbest bıraktı. O da Allah nezdinde olanı seçti." Bunun üzerine Ebu Bekir (ra) ağladı. Ben kendi kendime “bu ihtiyar niye ağlar ki? Allah bir kulunu, dünya ile kendi katında olan arasında seçim yapmak arasında serbest bırakmış, o da Allah katında olanı seçmiş” dedim. Meğer o kul Rasulullah (sav), Ebu Bekir de bizim aramızda en bilgili olanmış. Allah Rasulü "Ey Ebu Bekir sen ağlama. Çünkü arkadaşlık ve mal konusunda insanlar arasında bana en çok iyiliği dokunmuş kişi Ebu Bekir’dir. Eğer ben ümmetim arasından candan bir dost edinecek olsaydım muhakkak Ebu Bekir’i edinirdim. Fakat İslam’ın kardeşliği ve onun sevgisi daha üstündür. Mescide açılan ne kadar kapı varsa Ebu Bekir’in kapısı dışında hepsi kapatılsın" buyurdu.
Bize el-Humeydî , ona Süfyan, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Zeyneb (bt. Ümmü Seleme), ona da Ümmü Habibe şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'e (sav) “Ey Allah'ın Rasulü! Ebu Süfyan'ın kızıyla ilgili bir düşüncen var mı?” diye sordum. Rasulullah da (sav) “Ne yapayım” buyurdu. “Onunla evlenirsin” dedim. Rasulullah (sav) “Sen bunu ister miydin?” buyurdu. “Evet, senin katında tek (eşin) değilim. Seni kız kardeşimle paylaşmak isterim” dedim. Rasulullah (sav) “O bana helal olmaz” buyurdu. Ben de “Senin evlenmek istediğini duydum” dedim. Rasulullah da (sav) “Ümmü Seleme'nin kızıyla mı?” dedi. “Evet” dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Ümmü Seleme'nin kızı benim benim terbiyem altında yetişmeseydi (üvey kızım olmasaydı) bile yine de bana helal olmaz. Beni ve onun babasını Süveybe emzirmişti. Bana kızlarınızı ve kardeşlerinizi (ile evlenmeyi) teklif etmeyiniz” buyurdu."
Leys der ki: Hişâm bize (Ümmü Seleme'nin kızının adının) Durra bt. Ebu Seleme olduğunu rivayet etmiştir.
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta' vardır.