Giriş

Bize İsmail, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Talha, ona Akîl b. Ebu Tâlib'in mevlası Ebu Mürre, ona da Ebu Vâkid el-Leysî şöyle rivayet etti:
"Bir defasında Hz. Peygamber mescidde insanlarla birlikte otururken üç kişi içeri girdi. Bunlardan ikisi Hz. Peygamber'e yönelirken diğeri başka bir tarafa gitti. Hz. Peygamber'e yönelen iki kişi mescitte (biraz) beklediler. Bunlardan birincisi halkada bir boşluk görünce gidip oraya oturdu. İkincisi ise onların arkasına oturdu. Üçüncüsüne ise arkasını dönüp gitti. Hz. Peygamber konuşmasını bitirince şöyle buyurdu: 'Size bu üç kişinin durumunu anlatayım mı? Bunlardan birincisi Allah'a sığındı, Allah da onu koruması altına aldı. İkincisi haya etti, Allah da (ona azap etmekten) haya etti. Üçüncüsü ise yüz çevirdi Allah da ondan yüz çevirdi."


Açıklama: Birinci kişi Hz. Peygamber'in meclisinde bulunan insanların arasına girerek yüce Alalh'ın himayesini elde etmiştir. İkinci kişi insanları şıkıştırmaktan, onlara eziyet vermekten çekinmiş, yüce Allah da onun hayasını karşılığını vermiştir. Allah'ın hayasından kasıt gösterilen davranışı mükâfatlandırmasıdır. Müşâkele (bir söz içinde iki kelime arasındaki biçim benzeşmesi) kabilinden Allah'a haya nispet edilmiştir. Üçüncü kişi için kullanılan ifade de müşâkelet vardır. (Bkz. Kastallânî,Ahmed b. Muhammed, İrşâdü's-sârî li şerh Sahîh'i'l-Buhârî, el-Matbaatü'l-kubrâ, Mısır, 1905, 1,165)

    Öneri Formu
1324 B000066 Buhari, İlim, 8

Bize Müsedded, ona Bişr, ona İbn Avn, ona İbn Sîrîn, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da babası (Nüfey' b. Mesrûh) şöyle rivayet etmiştir:
"Kendisi, Rasulullah (sav)'ın devesi üzerinde oturduğunu, birinin de (devenin) yularını- râvi, şüpheye düşerek benzer bir kelime olan 'zimâm'ı da zikretmiştir- tuttuğunu zikretti. (Bilahere), Rasulullah (sav), 'bugün hangi gündür?' buyurdu. Bizler sustuk; öyle ki ona başka bir isim vereceğini zannettik. 'Kurban bayramı günü değil midir?' buyurdu. Biz de 'tabi, öyle' dedik. (Ardından), 'bu hangi aydır' buyurdu. Bizler (yine) sustuk; öyle ki ona başka bir isim vereceğini zannettik. 'Zi'l-hicce değil midir?' buyurdu. Bizler de 'tabi, öyle' dedik. (Sonra şöyle) buyurdu:
"Şüphesiz ki kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız, bu gününüz, bu ayınız ve bu beldeniz gibi aranızda haramdır. (Sözümü, burada) bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsınlar. Nitekim (burada) bulunan, kendisinden daha anlayışlı birine (sözümü) ulaştırabilir."


Açıklama: Rivayette yer alan بِخِطَامِهِ ve بِزِمَامِهِ kelimeleri aynı anlamda olup Ebu Bekre’den sonraki ravilerden birisi Ebu Bekre’nin bu kelimelerden hangisini kullandığını hatırlamadığı için iki kelimeyi birden aktarma gereği hissetmiştir. (İbn Hâcer, Fethü’l-Bârî, I, 158)

    Öneri Formu
1332 B000067 Buhari, İlim, 9

Bize Said b. Ufeyr, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Muâviye'yi hutbe verirken, Hz. Peygamber'den (sav) şöyle şöyle rivayet ettiğini nakletmiştir:
"Allah, kimin için hayır dilerse onu, dinde anlayış sahibi kılar. Ben dağıtanım; Allah ise verendir. Bu ümmet, Allah'ın emri üzere yaşadığı sürece, kıyamete kadar muhalif olanlar onlara zarar veremeyecektir."


Açıklama: Rivayette Allah’ın emri’nin gelmesiyle kastedilen Kıyamet’in kopmasıdır. Bu ise dinde anlayış sahibi olan kimselere kıyamet gününe kadar kimsenin zarar veremeyeceği şeklinde yorumlanmıştır. (Aynî, Umdetü'l-karî, II, 50)

    Öneri Formu
1345 B000071 Buhari, İlim, 13

Bize Muhammed b. Müsennâ , ona Yahya b. Kesîr Ebu Ğassân, ona Ebu Amr b. el-Alâ'nın kardeşi Ebu Hafs Ömer b. el-Alâ' , ona Nâfi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivâyet etti:
“Hz. Peygamber (sav) önceleri bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okuyordu. Sonra minber yapılıp oraya çıkınca, kütük inlemeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kütüğün yanına gidip eliyle onu sıvazladı.”
Abdülhamîd şöyle dedi: Bize Osman b. Ömer, ona Muâz b. el-Alâ', ona da Nâfi' bu hadîsi haber verdi.
Bu hadîsi Ebu Âsım da İbn Ebu Revvâd'dan, o Nâfi'den, o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet et­ti .


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abd b. Humeyd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280695 B003583-2 Buhari, Menakıb, 25

Bize Muhammed b. Müsennâ , ona Yahya b. Kesîr Ebu Ğassân, ona Ebu Amr b. el-Alâ'nın kardeşi Ebu Hafs Ömer b. el-Alâ' , ona Nâfi', ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivâyet etti:
“Hz. Peygamber (sav) önceleri bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okuyordu. Sonra minber yapılıp oraya çıkınca, kütük inlemeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kütüğün yanına gidip eliyle onu sıvazladı.”
Abdülhamîd şöyle dedi: Bize Osman b. Ömer, ona Muâz b. el-Alâ', ona da Nâfi' bu hadîsi haber verdi.
Bu hadîsi Ebu Âsım da İbn Ebu Revvâd'dan, o Nâfi'den, o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet et­ti .


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Dahhâk b. Mahled arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280696 B003583-3 Buhari, Menakıb, 25

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona da İbn Mesud şöyle rivayet etmiştir:
"Bizlere bıkkınlık gelir endişesiyle Nebî (sav), vaaz için (belirli) günler tayin ederdi."


    Öneri Formu
1335 B000068 Buhari, İlim, 11

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Şu'be, ona Ebu Teyyâh, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin."


    Öneri Formu
1338 B000069 Buhari, İlim, 11

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansûr, ona da Ebu Vâil şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah, her perşembe günü insanlara vaaz ederdi. Bir adam ona, 'Ey Ebu Abdurrahman, keşke bize her gün vaaz etsen' dedi. Abdullah da şöyle cevap verdi:
"Gerçek şu ki, ben tıpkı Hz. Peygamber'in bize -bıkarız endişesiyle- vaaz için belirli günleri tayin ettiği gibi, size haftanın belirli günlerinde vaaz ediyorum."


    Öneri Formu
1343 B000070 Buhari, İlim, 12

Bize Übeydullah b. İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ (T); yine bize Ahmed b. Osman, ona Şurayh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası (Yusuf b. İshak), ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Ramazân orucu farz olduğunda sahabîler ramazan ayının bütününde (gecesinde ve gündüzünde) eşleriyle ilişkiye girmiyorlardı. Ancak bazı erkekler nefislerine yenik düşüyordu. Bunun üzerine Yüce Allah "Allah sizin nefislerinize karşı yenik düştüğünüzü bildi ve tövbenizi kabul edip sizi bağışladı..." ayetini indirdi


    Öneri Formu
287273 B004508-2 Buhari, Tefsir, (Bakara), 27


    Öneri Formu