11694 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan Ârim b. Fadl, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Yusuf b. Mâhek, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir:
Yolculuk yaptığımız bir seferde Hz. Peygamber (sav), gerimizde kaldı. (Sonradan) bize yetişti. İkindi namazının (vakti) girmiş, edâsı için az zaman kalmıştı, biz de abdest alıyorduk. Ayaklarımızı meshetmeye başladık. Hz. Peygamber (sav), yüksek bir sesle seslendi: "Ateşte yanacak şu topuklara yazık!" Bunu iki ya da üç defa söyledi.
Açıklama: Rivâyetteki "ayaklarımızı mesh ediyorduk" ifadesi; konuyla ilgili farklı rivayetlerden de istifade edilerek "mesh eder gibi az bir suyla yıkıyorduk" şeklinde yorumlanmıştır. (Aynî, Umdetü'l-Karî, II, 9)
Bize Muhammed b. Sinan, ona Füleyh; (T)
Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Fuleyh, ona babası (Füleyh b. Süleyman), ona Hilal b. Ali, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) bir mecliste topluluğa konuşurken yanına bir adam gelip 'kıyamet ne zaman kopacak' diye sordu. Rasulullah (sav) ise konuşmaya devam etti. Bazıları; 'dediğini duydu ama ondan hoşlanmadı' dedi. Bazıları ise 'yok, işitmedi' dedi. Nihayet konuşmasını bitirince sanıyorum şöyle demişti: 'kıyametten soran kişi nerede?' O kimse de 'işte buradayım, yâ Rasulallah' dedi. Peygamber de şöyle buyurdu:
"'Emanet zayi edildiğinde kıyameti bekle'. O kimse, 'onun zayi edilmesi nasıl olur' deyince, Hz. Peygamber (sav), 'iş, ehli olmayana verildiğinde kıyameti bekle' buyurdu."
Bize Halid b. Mahled, ona Süleyman, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Nebî (sav) şöyle buyurdu:
" 'Ağaçların içerisinde tıpkı müslümana benzeyen yaprağı dökülmeyen bir ağaç vardır. Onun ne olduğunu bana söyleyin.' Bunun üzerine insanlar çöldeki ağaçları saymaya başlamışlardı. (Hadisin ravisi) Abdullah b. Ömer devamla şöyle söylemiştir: 'Ben kendi kendime o ağacın hurma ağacı olduğu bilsem de utancımnda söyleyemedim.' Bunun üzerinde oradakiler: 'Ey Allah'ın Resûlü onun ne olduğunu bize sen söyle' deyince Hz. Peygamber şöyle buyurdu 'O hurma ağacıdır'."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona da Enes b. Mâlik şöyle nakletmiştir:
Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi, devesini mescitte çöktürdü, sonra da onu bağladı. Ardından 'Muhammed hanginizdir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış oturuyordu. 'İşte şu yaslanan beyaz adam' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib'in oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur" dedi. Bunun üzerine adam 'Sana bazı şeyler soracağım, ancak sorularım ağır gelebilir. Bana gücenme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. Adam, 'Senin ve senden öncekilerin Rabbi adına söyle; seni bütün insanlara Allah mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber, "Allah şahittir ki, evet" buyurdu. Adam, 'Allah aşkına söyle; sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmamızı Allah mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Allah şahit ki, evet" buyurdu. Adam, 'Allah aşkına söyle; yılın bu (Ramazan) ayında oruç tutmamızı sana Allah mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber, 'Allah şahit ki, evet" buyurdu. Adam, "Allah aşkına söyle; zenginlerimizden zekât alıp fakirlerimize dağıtmanı sana Allah mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber yine, "Allah şahit ki, evet" diye cevap verdi. Bunun üzerine adam, 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dimam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi.
Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Bize İsmail b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Abdullah b. Abbas şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sas) mektubunu Bahreyn emirine götürmesi için bir elçiyi görevlendirdi. Bahreyn emiri gelen mektubu Kisra'ya gönderdi, o ise mektubu okuyup parçaladı."
Râvi şöyle demiştir: İbn Müseyyeb'in, "Rasulullah (sav), paramparça olmaları için onlara beddua etti" dediğini zannediyorum."
Açıklama: Hz. Peygamber'in Kisra'ya gönderdiği elçi Ebû Huzâfe Abdullāh b. Huzâfe el-Kureşî es-Sehmî'dir (ö. 35/655-56). Rivayetin devamındaki açıklamalar ise hadisin ravilerinden İbn Şihâb ez-Zuhrî'ye aittir. (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, I, 251)
Bize Muhammed b. Selâm, ona el-Muhâribî, ona Sâlih b. Hayyân, ona Âmir eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babası'nın (Ebu Musa el-Eş'arî) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Üç kişiye iki ecir vardır. Ehl-i Kitâb'dan olan bir adam ki hem kendi peygamberine hem de Muhammed'e (sav) iman eder. Köle bir adam ki, hem Allah'ın hakkını hem de efendisinin hakkını eda eder. Bir adam ki, -birlikte olabileceği- bir cariyeye sahiptir. Onu güzel bir şekilde edeplendirip (dinini) öğretir, ardından onu azat edip onunla evlenir. Onun için iki ecir vardır."
Ardından râvi Âmir, 'bu hadisi sana karşılıksız olarak verdik. Bundan daha azı için Medine'ye yol çıkılıyordu' dedi.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Eyyub, ona Atâ, ona da İbn Abbas, 'Hz. Peygamber (sav)'in (buyruğuna) şahitlik ederim ki' diyerek şöyle rivayet etmiştir veya Atâ, 'İbn Abbas'ın (rivayetine) şahitlik ederim ki o, Hz. Peygamber (sav)'den şöyle rivayet etmiştir' dedi:
"Rasulullah (sav), Bilal ile birlikte (kadınların olduğu yere doğru) gitti ve (sözlerini ulaştırmadığını) zannedip (kadınlara) vaazda bulundu. Onlara sadaka vermelerini emretti. Kadınlar da küpe ve yüzüklerini atmaya başladılar. Bilal ise elbisesinin bir tarafıyla (atılanları) topluyordu."
Bize İsmail, ona Eyyub, ona Ata, ona da İbn Abbas, 'Hz. Peygamber (sav)'in (buyruğuna) şahitlik ederim ki' diyerek rivayette bulunmuştur.
Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"'Ağaçların içerisinde tıpkı Müslümana benzeyen yaprağı dökülmeyen bir ağaç vardır. Onun ne olduğunu bana söyleyin' deyince insanlar da çöldeki ağaçları saymaya başlamışlardı. (Hadisin ravisi) Abdullah b. Ömer devamla şöyle söylemiştir: 'Ben onun hurma ağacı olduğunu düşündüysem de utandığımdan söyleyemedim.' Bunun üzerinde oradakiler: 'Ey Allah'ın Resûlü onun ne olduğunu bize sen söyle' deyince Hz. Peygamber şöyle buyurdu 'O hurma ağacıdır'."
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
"Nebi (sav) bir mektup yazdırdı (ya da yazmayı istedi). Bunun üzerine kendisine 'Onlar (mektup göndermek istediğin kişiler) sadece mühürlü mektupları okurlar.' denilince Hz. Peygamber (sav) üzerinde Muhammed Rasûlullah' yazılı bir gümüş yüzük edindi. Ben onun elindeki yüzüğün beyazlığını görür gibiyim. Katade'ye Yüzüğün üzerinde 'Muhammedün Rasûlullah' yazdığını kimin söylediğini sordum. 'Enes' diye cevap verdi."