11694 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona et-Teymî, ona Ebu Osman şöyle demiştir:
Biz Utbe ile birlikteyken Ömer (ra), Utbe'ye yazdığı mektupta, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bu dünyada hâlis ipek giyilmez, giyilirse, ahirette ondan hiçbir şey giyilmez."
Bize Hasen b. Ömer, ona Ma'mer, ona babası (Süleyman et-Teymî), ona da Ebu Osman rivayet etmiş, işaret ve orta parmağını göstermiştir.
Bize Adem, ona Şube, ona Amr b. Mürre, ona Hasan b. Müslim b. Yennâk, ona Safiyye bt. Şeybe, ona da Aişe (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Ensâr'dan bir kız evlendi, ardından hastalanıp saçları döküldü. Ona saç eklemek istediler ve Nebî'ye (sav) sordular. Hz. Peygamber (sav) “Allah, saç ekleyen ve ekleten kadına lanet etmiştir” buyurdu."
İbn İshak, bu hadisi Eban b. Salih'ten, o Hasan'dan, o Safiyye'den, o da Aişe'den rivayet ederek Amr b. Mürre'ye mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Urve b. Zübeyr'in bir grup ilim adamının içinde anlattığına göre Hz. Peygamber'in (sav) eşi Aişe (ra) şöyle söylemiştir:
"Rasulullah (sav) sağlığı yerinde iken “Hiçbir peygamberin ruhu cennetteki makamını görmedikçe asla alınmaz. Sonra (dünya ya da ahireti seçme konusunda) serbest bırakılır” derdi. Hastalanıp vefat anı geldiğinde, başı benim dizimin üzerinde iken bir müddet baygınlık geçirdi. Sonra ayıldı ve gözünü evin tavanına dikti. Daha sonra “Allah'ım, beni Refîk-i Alâya (en yüce dosta) ulaştır” diye dua etti. Bunun üzerine ben kendi kendime “demek ki artık Rasulullah (sav) bizi tercih etmiyor” dedim ve Rasulullah'ın bu temennisinin, sağlıklı zamanında, bize söylediği söz olduğunu anladım. Aişe der ki: Rasulullah'ın (sav) söylediği son söz “Allah'ım, beni Refîk-i Alâya (en yüce dosta) ulaştır” oldu."
Bize Malik b. İsmail, ona Züheyr, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) Adbâ ismi verilen bir dişi devesi vardı. Koşuda onun önüne geçilmezdi. Bir ara genç bir yük devesi üstünde bir bedevi geldi. Yapılan koşuda bu deve Adbâ'yı geçti. Bu durum, Müslümanlara ağır geldi ve 'Adbâ'nın önüne geçildi' dediler.
Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Dünyada, yükseltilen her bir şeyin tersine döndürülmesi Allah'ın kanunudur."
Bize Mâlik b. İsmail, ona Züheyr, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasûlullah'ın (sav) Adbâ ismi verilen bir dişi devesi vardı. Koşuda onun önüne geçilmezdi. Bir ara genç bir yük devesi üstünde bir bedevî geldi. Yapılan koşuda bu deve Adbâ'yı geçti. Bu durum, müslümânlara ağır geldi ve 'Adbâ'nm önüne geçildi' dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Dünyada, yükseltilen herbir şeyin tersine döndürülmesi Allah'ın kanunudur."
Bana Yahya, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Peygamber (sav) "nazar vardır ve haktır" buyurdu ve döğme yapmayı yasakladı
Bana İbn Beşşâr, ona İbn Mehdi, ona da Süfyân şöyle demiştir:
Ben Abdurrahman b. Âbis'e, Mansur'un İbrahim'den, onun Alkame'den, onun Abdullah'tan (ra) yaptığı rivayeti dile getirdim, Abdurrahman da şöyle dedi: Ben bu hadisi, Mansûr'un hadisi gibi, ama Ümmü Yakub'un Abdullah'tan rivayeti olarak işittim.
Bize Yahya b. Cafer, ona Yezîd; (T) Bize Ebu Velîd ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir:
Alkame Şam'a gitti, mescide girip iki rekat namaz kıldı ve “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan, yani Ebu Huzeyfe, sizin içinizde -sizden- değil mi? Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde Allah'ın, (şeytandan) kurtardığı kimse, yani Ammâr, sizin içinizde -sizden- değil mi? Peygamber'in (sav) misvakının ve yastığının sahibi, yani İbn Mes'ud, sizin içinizde -sizden- değil mi? Abdullah "ve'l-leyli izâ yağşâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Alkame “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" diye okuyor” dedi. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten şüphe ettireceklerdi” dedi .
Bana Yahya, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Peygamber (sav) "nazar vardır ve haktır" buyurdu ve döğme yapmayı yasakladı
Bana İbn Beşşâr, ona İbn Mehdi, ona da Süfyân şöyle demiştir:
Ben Abdurrahman b. Âbis'e, Mansur'un İbrahim'den, onun Alkame'den, onun Abdullah'tan (ra) yaptığı rivayeti dile getirdim, Abdurrahman da şöyle dedi: Ben bu hadisi, Mansûr'un hadisi gibi, ama Ümmü Yakub'un Abdullah'tan rivayeti olarak işittim.
Bize İshak, ona Halid; (T) Bana Abdullah b. Muhammed, ona Amr b. Avn, ona Halid, ona Halid, ona da Ebu Kılâbe şöyle söylemiştir:
Ebu Melih bana şöyle dedi: Baban Zeyd ile birlikte Abdullah b. Amr'ın yanına girdim, bize, şöyle anlattı: Rasulullah'a (sav) benim orucumdan bahsedilmiş, O da benim yanıma girdi, kendisine, dışı lifli deriden bir yastık sundum, ama O yere oturdu ve yastık benimle onun arasında kalıverdi. Hz. Peygamber (sav) "her aydan üç gün (oruç tutmak) sana yetmiyor mu" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. "beş gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Hz. Peygamber (sav) "yedi gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. O "dokuz gün?" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Hz. Peygamber (sav) "on bir gün" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, (daha fazlasını yapabilirim)” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Davud orucunun üzerinde oruç yoktur. Öyleyse sen bir gün oruç tutup bir gün iftar ederek senenin yarısını oruçlu geçir" buyurdu.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Bukeyr, ona Busr b. Saîd, ona Zeyd b. Hâlid, ona da Rasulullah'ın sahâbîsi Ebu Talha şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) "Melekler, içinde suret bulunan bir eve girmez" buyurdu. Busr der ki: Sonra (bu hadisi bana rivayet eden) Zeyd hastalandı, biz de ziyaretine gittik. Eve girdiğimde kapısında, üzerinde suret bulunan bir perde asılı olduğunu gördüm. Hz. Peygamber'in eşi Meymune'nin elinde büyüyen Ubeydullah'a “İslâm'ın ilk günlerinde suretin yasak olduğunu bize söyleyen Zeyd değil miydi?” dedim. Ubeydullah bana “Zeyd'in rivayetinde 'elbisedeki nakış hariç' dediğini duymadın mı” diye cevap verdi.
İbn Vehb der ki: Bu hadisi bize Amr b. Hâris, Bukeyr, ona Busr, ona Zeyd, ona da Ebu Talha, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.