11694 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Mutarrif, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Her kim namaz için mescide gidip gelirse, her gidip gelmesinde Allah ona cennetteki konağını hazırlar."
Bize İsmail, ona Malik, ona da İbn Şihâb, Mahmud b. Rabî el-Ensârî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Itbân b. Malik gözleri görmediği halde kendi kavmine imamlık ederdi. O bir defasında Rasulullah'a (sav) “Ey Allah'ın Rasulü (sav), karanlık oluyor, sel oluşuyor; ben ise gözleri görmeyen bir kimseyim. Ardından ey Allah'ın Rasulü, benim evimdeki bir yerde namaz kıldır da ben orayı namazgah edineyim” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona gitti ve "Nerede namaz kıldırmamı istersin?" buyurdu. İtbân, evden bir yeri ona gösterdi, Rasulullah (sav) da orada namaz kıldırdı.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Yedi kimseyi Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunlar: Adaletli devlet reisi, Rabb'ine ibadet ederek yetişen genç, gönlü mescidlere bağlı kimse, birbirlerini Allah rızası için seven ve buluşmaları da ayrılmaları da bu sevgiye dayalı olan iki şahıs, itibarlı ve güzel bir kadın kendisiyle beraber olmak isteyince 'Ben Allah'tan korkarım' diyerek buna yanaşmayan erkek, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren adam, tenhâda Allah'ı anıp gözleri yaşla dolan kişidir."
Bize Ömer b. Hafs b. Ğıyas, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A’meş, ona İbrahim, ona da Esved şöyle rivayet etmiştir:
Biz bir gün Aişe'nin (r.anha) yanındaydık. Namaza devamlı olmak ve onu tazim etmek üzerine konuştuk. Aişe şöyle dedi: Rasulullah, vefat ettiği hastalığa yakalandığında (bir defa) namaz vakti gelmiş, ezan da okunmuştu. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir'e söyleyin de insanlara namazı kıldırsın" buyurdu. Kendisine “Ebu Bekir pek yufka yüreklidir, senin makamında durup da halka namaz kıldıramaz” denildi. Rasulullah (sav) emrini tekrar etti. Yanındakiler de kendi söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) üçüncü defa yine emretti ve: "Şüphesiz ki sizler Yusuf Peygamber'in yanındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e emredin, insanlara namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir çıkıp namazı kıldırdı. Hz. Peygamber (sav), kendisinde bir hafiflik hissetti ve iki kişiye dayanarak namaza çıktı. Halsizliği sebebiyle yürürken ayaklarını yerlerde sürüdüğü hâlâ gözümün önündedir. Ebu Bekir geriye çekilmek istedi. Peygamber (sav) ona "yerinde dur" diye işaret etti. Sonra ileriye götürüldü de nihayet Ebu Bekir'in yanına oturdu.
A'meş'e: “Namazı Peygamber kıldırıyordu da, Ebu Bekir O'nun namazına, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyarak mı namaz kılıyorlardı?” denildi. A'meş, başı ile “evet”, dedi.
Bu hadisin bir kısmını Ebu Davud, Şu'be'den; o da A'meş'ten rivayet etmiştir.
Ebu Muâviye A'meş'ten yaptığı rivayetinde “Rasulullah, Ebu Bekir'in soluna oturdu. Ebu Bekir de ayakta olarak namaz kılıyordu” ifadesini eklemiştir.