Öneri Formu
Hadis Id, No:
288716, B006633-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ أَنَّهُمَا أَخْبَرَاهُ أَنَّ رَجُلَيْنِ اخْتَصَمَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَحَدُهُمَا اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ . وَقَالَ الآخَرُ وَهْوَ أَفْقَهُهُمَا أَجَلْ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَاقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، وَائْذَنْ لِى أَنْ أَتَكَلَّمَ . قَالَ « تَكَلَّمْ » . قَالَ إِنَّ ابْنِى كَانَ عَسِيفًا عَلَى هَذَا - قَالَ مَالِكٌ وَالْعَسِيفُ الأَجِيرُ - زَنَى بِامْرَأَتِهِ ، فَأَخْبَرُونِى أَنَّ عَلَى ابْنِى الرَّجْمَ ، فَافْتَدَيْتُ مِنْهُ بِمِائَةِ شَاةٍ وَجَارِيَةٍ لِى ، ثُمَّ إِنِّى سَأَلْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ فَأَخْبَرُونِى أَنَّ مَا عَلَى ابْنِى جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ ، وَإِنَّمَا الرَّجْمُ عَلَى امْرَأَتِهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَا وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، أَمَّا غَنَمُكَ وَجَارِيَتُكَ فَرَدٌّ عَلَيْكَ » . وَجَلَدَ ابْنَهُ مِائَةً وَغَرَّبَهُ عَامًا ، وَأُمِرَ أُنَيْسٌ الأَسْلَمِىُّ أَنْ يَأْتِىَ امْرَأَةَ الآخَرِ ، فَإِنِ اعْتَرَفَتْ رَجَمَهَا ، فَاعْتَرَفَتْ فَرَجَمَهَا .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid şöyle haber vermişlerdir:
İki adam davalarını Rasulullah'a (sav) arz ettiler. Biri “aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet“ dedi. daha anlayışlı olan diğeri de “evet ey Allah'ın Rasulü, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve anlatmam için bana izin ver” dedi. Rasulullah (sav) ona "konuş" buyurdu. O da “benim oğlum bu adamın yanında ücretli ücretle çalışan biriydi, bunun karısı ile zina etmiş. Bana oğlum üzerine recim cezası olduğunu haber verdiler. Ben de oğlumun yüz koyununu ve benim bir cariyemi fidye verip, oğlumu kurtardım. Sonra ben bunu ilim ehline sordum. Onlar da bana oğlum üzerine yüz değnek ile bir yıl sürgün, bu adamın karısına da recim aranızda Allah'ın Kitabı ile hüküm vereceğim. Koyunlar ve cariyen sana geri verilir" buyurdu ve onun oğlunu, yüz değnek vurup bir yıl sürgüne gönderdi. Sonra da Üneys'e o kadına gitmesini emrederek "eğer kadın suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu. Kadın zina suçunu itiraf etti, o da kadını recmetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 3, 2/600
Senetler:
1. Zeyd b. Halid el-Cühenî (Zeyd b. Halid)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288715, B006573-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى سَعِيدٌ وَعَطَاءُ بْنُ يَزِيدَ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ أَخْبَرَهُمَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَحَدَّثَنِى مَحْمُودٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ اللَّيْثِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ أُنَاسٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ نَرَى رَبَّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَقَالَ: " هَلْ تُضَارُّونَ فِى الشَّمْسِ ، لَيْسَ دُونَهَا سَحَابٌ " . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ: " هَلْ تُضَارُّونَ فِى الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ ، لَيْسَ دُونَهُ سَحَابٌ " . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ:" فَإِنَّكُمْ تَرَوْنَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَذَلِكَ ، يَجْمَعُ اللَّهُ النَّاسَ فَيَقُولُ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ شَيْئًا فَلْيَتَّبِعْهُ ، فَيَتْبَعُ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ الشَّمْسَ ، وَيَتْبَعُ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ الْقَمَرَ ، وَيَتْبَعُ مَنْ كَانَ يَعْبُدُ الطَّوَاغِيتَ ، وَتَبْقَى هَذِهِ الأُمَّةُ فِيهَا مُنَافِقُوهَا ، فَيَأْتِيهِمُ اللَّهُ فِى غَيْرِ الصُّورَةِ الَّتِى يَعْرِفُونَ فَيَقُولُ أَنَا رَبُّكُمْ . فَيَقُولُونَ نَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْكَ ، هَذَا مَكَانُنَا حَتَّى يَأْتِيَنَا رَبُّنَا ، فَإِذَا أَتَانَا رَبُّنَا عَرَفْنَاهُ فَيَأْتِيهِمُ اللَّهُ فِى الصُّورَةِ الَّتِى يَعْرِفُونَ فَيَقُولُ أَنَا رَبُّكُمْ . فَيَقُولُونَ أَنْتَ رَبُّنَا ، فَيَتْبَعُونَهُ وَيُضْرَبُ جِسْرُ جَهَنَّمَ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَكُونُ أَوَّلَ مَنْ يُجِيزُ ، وَدُعَاءُ الرُّسُلِ يَوْمَئِذٍ اللَّهُمَّ سَلِّمْ سَلِّمْ ، وَبِهِ كَلاَلِيبُ مِثْلُ شَوْكِ السَّعْدَانِ ، أَمَا رَأَيْتُمْ شَوْكَ السَّعْدَانِ " . قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ: " فَإِنَّهَا مِثْلُ شَوْكِ السَّعْدَانِ ، غَيْرَ أَنَّهَا لاَ يَعْلَمُ قَدْرَ عِظَمِهَا إِلاَّ اللَّهُ ، فَتَخْطَفُ النَّاسَ بِأَعْمَالِهِمْ ، مِنْهُمُ الْمُوبَقُ ، بِعَمَلِهِ وَمِنْهُمُ الْمُخَرْدَلُ ، ثُمَّ يَنْجُو ، حَتَّى إِذَا فَرَغَ اللَّهُ مِنَ الْقَضَاءِ بَيْنَ عِبَادِهِ ، وَأَرَادَ أَنْ يُخْرِجَ مِنَ النَّارِ مَنْ أَرَادَ أَنْ يُخْرِجَ ، مِمَّنْ كَانَ يَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، أَمَرَ الْمَلاَئِكَةَ أَنْ يُخْرِجُوهُمْ ، فَيَعْرِفُونَهُمْ بِعَلاَمَةِ آثَارِ السُّجُودِ ، وَحَرَّمَ اللَّهُ عَلَى النَّارِ أَنْ تَأْكُلَ مِنِ ابْنِ آدَمَ أَثَرَ السُّجُودِ ، فَيُخْرِجُونَهُمْ قَدِ امْتُحِشُوا ، فَيُصَبُّ عَلَيْهِمْ مَاءٌ يُقَالُ لَهُ مَاءُ الْحَيَاةِ ، فَيَنْبُتُونَ نَبَاتَ الْحِبَّةِ فِى حَمِيلِ السَّيْلِ ، وَيَبْقَى رَجُلٌ مُقْبِلٌ بِوَجْهِهِ عَلَى النَّارِ فَيَقُولُ يَا رَبِّ قَدْ قَشَبَنِى رِيحُهَا وَأَحْرَقَنِى ذَكَاؤُهَا ، فَاصْرِفْ وَجْهِى عَنِ النَّارِ فَلاَ يَزَالُ يَدْعُو اللَّهَ . فَيَقُولُ لَعَلَّكَ إِنْ أَعْطَيْتُكَ أَنْ تَسْأَلَنِى غَيْرَهُ . فَيَقُولُ لاَ وَعِزَّتِكَ لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهُ . فَيَصْرِفُ وَجْهَهُ عَنِ النَّارِ ، ثُمَّ يَقُولُ بَعْدَ ذَلِكَ يَا رَبِّ قَرِّبْنِى إِلَى بَابِ الْجَنَّةِ . فَيَقُولُ أَلَيْسَ قَدْ زَعَمْتَ أَنْ لاَ تَسْأَلْنِى غَيْرَهُ ، وَيْلَكَ ابْنَ آدَمَ مَا أَغْدَرَكَ . فَلاَ يَزَالُ يَدْعُو . فَيَقُولُ لَعَلِّى إِنْ أَعْطَيْتُكَ ذَلِكَ تَسْأَلَنِى غَيْرَهُ . فَيَقُولُ لاَ وَعِزَّتِكَ لاَ أَسْأَلُكَ غَيْرَهُ . فَيُعْطِى اللَّهَ مِنْ عُهُودٍ وَمَوَاثِيقَ أَنْ لاَ يَسْأَلَهُ غَيْرَهُ ، فَيُقَرِّبُهُ إِلَى بَابِ الْجَنَّةِ ، فَإِذَا رَأَى مَا فِيهَا سَكَتَ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَسْكُتَ ، ثُمَّ يَقُولُ رَبِّ أَدْخِلْنِى الْجَنَّةَ . ثُمَّ يَقُولُ أَوَلَيْسَ قَدْ زَعَمْتَ أَنْ لاَ تَسْأَلَنِى غَيْرَهُ ، وَيْلَكَ يَا ابْنَ آدَمَ مَا أَغْدَرَكَ فَيَقُولُ يَا رَبِّ لاَ تَجْعَلْنِى أَشْقَى خَلْقِكَ . فَلاَ يَزَالُ يَدْعُو حَتَّى يَضْحَكَ ، فَإِذَا ضَحِكَ مِنْهُ أَذِنَ لَهُ بِالدُّخُولِ فِيهَا ، فَإِذَا دَخَلَ فِيهَا قِيلَ تَمَنَّ مِنْ كَذَا . فَيَتَمَنَّى ، ثُمَّ يُقَالُ لَهُ تَمَنَّ مِنْ كَذَا . فَيَتَمَنَّى حَتَّى تَنْقَطِعَ بِهِ الأَمَانِىُّ فَيَقُولُ لَهُ هَذَا لَكَ وَمِثْلُهُ مَعَهُ " . قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ وَذَلِكَ الرَّجُلُ آخِرُ أَهْلِ الْجَنَّةِ دُخُولاً .
Tercemesi:
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said ve Atâ b. Yezid'in naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:.. Ayrıca bana Mahmud, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Atâ b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Hüreyre'nin şöyle söylemiştir: (Bir gün) bazı insanlar 'Ey Allah'ın Rasulü, kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Önünde bulut yokken güneşi görmekte birbirinize sıkıntı verir misiniz?" buyurdu. Ashabi Hayır, 'Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O "Önünde bulut yokken on dördünde ayı görmekte birbirinize sıkıntı verir misiniz?" buyurdu. Onlar, 'hayır ey Allah'ın Rasulü' dediler. Allah Rasulü şöyle buyurdu: "İşte sizler Kıyamet gününde Allah'ı (cc) böylece göreceksiniz. Allah insanları toplayıp bir araya getirecek ve 'kim her neye ibadet ediyorsa onun arkasından gitsin, buyuracak. Güneşe ibadet edenler güneşe, aya ibadet erdenler aya, tağutlara (putlara) ibadet edenler onlara tabi olacak (arkalarından gidecek). Aralarından münafıkları da bulunduğu halde geriye bu ümmet kalacak. Allah onlara kendisini tanıyıp bildikleri suretten başka bir surette gelecek, 'ben sizin Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'iz senden Allah'a sığınırız. Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. Rabbimiz bize gelirse biz onu tanırız' diyecekler. Derken Allah onlara bildikleri surette gelecek, 'ben sizin Rabbinizim diyecek.' Onlar, 'sen Rabbimizsin' diyecekler, onun arkasından gidecekler ve cehennemin köprüsü kurulacak. Böylelikle köprüyü geçecek ilk kişi ben olacağım. O gün rasullerin yapacakları dua, 'Allahumme sellim, sellim. Allah'ım esenlik ver, esenlik ver' olacaktır. O köprü üzerinde oldukça büyük dikenleri andıran kancalar bulunacaktır. Sizler şevkü's-sa'dân denilen dikenleri görmediniz mi?" Ashab, 'gördük, ey Allah'ın Rasulü' dediler. O şöyle buyurdu: "İşte onlar (o kancalar) sa'dân dikenleri gibi olacaktır. Ancak bunların ne kadar büyük olduğunu Allah'tan başkası bilemez. Bunlar insanları amellerine göre alıp kaparlar. Kimileri ameli sebebiyle helak olacak, kimileri param parça edilecek, sonra da kurtulacak. Nihayet Allah, kulları arasında hüküm vermeyi bitirip de cehennem ateşinden Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik edenler arasından çıkmalarını dilediği kimseleri çıkarmak isteyince, meleklere onları çıkarmalarını emredecektir. Onlar da bu kimseleri secde izlerinin alameti ile tanıyacaklardır. Allah cehennem ateşine Âdemoğlunun secde izlerinin olduğu uzuvları yakmayı haram kılmıştır. Onları iyice yanmış oldukları halde çıkaracaklar, üzerlerine mau'l-hayat hayat suyu denilen bir su dökülecek, onlar da selin getirdikleri arasında yetişen bir tohum gibi bitip yetişecekler. Geriye yüzü ateşe dönük bir adam kalacak. Bu adam, 'Rabbim, cehennemin kokusu beni rahatsız etti, sıcaklığı da beni yaktı, bu sebeple yüzümü cehennemden başka tarafa çevir' diyecek ve Allah'a sürekli dua edecek. Yüce Allah da 'ben sana (bunu) verecek olursam, benden başka isteklerin de olacak' buyuracak. O kişi, 'izzetin hakkı için hayır, senden daha başka bir şey istemeyeceğim' diyecek. Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Bundan sonra o kişi 'Rabbim, beni cennetin kapısına yaklaştır' diyecek. Allah, 'Sen bana benden başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Vay sana ey Âdemoğlu, ne kadar da sözünde durmazsın' buyuracak. Adam dua etmeyi sürdürecek, Yüce Allah 'sana bunu verirsem, benden daha başkasını istersin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır, senden daha başka bir şey istemeyeceğim' diyecek. Allah'a ondan başkasını istemeyeceğine dair sözler ve ahitler verecek, yüce Allah da onu cennetin kapısına yaklaştıracak. Cennette bulunanları görünce, Allah'ın dilediği kadar bir süre susup, sesini çıkarmayacak, sonra 'Rabbim, beni cennete koy' diyecek. Sonra (Yüce Allah) 'Sen benden daha başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Vay sana Âdemoğlu! Ne kadar da sözünde durmaz birisisin' buyuracak. Adam, 'Rabbim, beni yarattıklarının en bedbahtı kılma!' diyecek ve duaya devam edecek. Nihayet (Allah) gülecek, Allah onun bu haline gülecek olursa, cennete girmesine de izin verecek. Cennete girdikten sonra, 'sen şunlardan talep et' denilecek, o da istekte bulunacak. Daha sonra ona, 'Şunlardan da iste' denilecek, o da tüm isteklerini dile getirinceye kadar talepte bulunacak. Yüce Allah ona 'Bu istediğin ve onun bir misli daha senindir' buyuracak."
Ebu Hüreyre dedi ki, 'İşte o adam, cennetlikler arasında cennete en son girecek kişidir.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 52, 2/590
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yezid el-Cünde'î (Ata b. Yezid el-Leysî)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
Secde
Şefaat, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288717, B006772-2
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَزْنِى الزَّانِى حِينَ يَزْنِى وَهْوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَشْرَبُ الْخَمْرَ حِينَ يَشْرَبُ وَهْوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَسْرِقُ حِينَ يَسْرِقُ وَهْوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَنْتَهِبُ نُهْبَةً يَرْفَعُ النَّاسُ إِلَيْهِ فِيهَا أَبْصَارَهُمْ وَهْوَ مُؤْمِنٌ ». وَعَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ ، إِلاَّ النُّهْبَةَ .
Tercemesi:
Ban Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Zina eden kişi zina ettiği sırada (olgun) mümin değildir. İçki içen, içki içtiği sırada (olgun) mümin değildir. Hırsız kişi hırsızlık yaptığı sırada (olgun) mümin değildir. İnsanların gözü önünde yağma yapan kimse yağmacılık yaptığı sırada (olgun) mümin değildir."
Bize İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme onlara da Ebu Hureyre aynı hadisi Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş, ancak yağmacılık kısmını zikretmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 1, 2/625
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Müslüman, mü'minin kişiliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288718, B006772-3
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَزْنِى الزَّانِى حِينَ يَزْنِى وَهْوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَشْرَبُ الْخَمْرَ حِينَ يَشْرَبُ وَهْوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَسْرِقُ حِينَ يَسْرِقُ وَهْوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَنْتَهِبُ نُهْبَةً يَرْفَعُ النَّاسُ إِلَيْهِ فِيهَا أَبْصَارَهُمْ وَهْوَ مُؤْمِنٌ ». وَعَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ ، إِلاَّ النُّهْبَةَ .
Tercemesi:
Ban Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Zina eden kişi zina ettiği sırada (olgun) mümin değildir. İçki içen, içki içtiği sırada (olgun) mümin değildir. Hırsız kişi hırsızlık yaptığı sırada (olgun) mümin değildir. İnsanların gözü önünde yağma yapan kimse yağmacılık yaptığı sırada (olgun) mümin değildir."
Bize İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme onlara da Ebu Hureyre aynı hadisi Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş, ancak yağmacılık kısmını zikretmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 1, 2/625
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Müslüman, mü'minin kişiliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288720, B006837-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ رضى الله عنهما أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سُئِلَ عَنِ الأَمَةِ إِذَا زَنَتْ وَلَمْ تُحْصَنْ قَالَ « إِذَا زَنَتْ فَاجْلِدُوهَا ، ثُمَّ إِنْ زَنَتْ فَاجْلِدُوهَا ، ثُمَّ إِنْ زَنَتْ فَاجْلِدُوهَا ، ثُمَّ بِيعُوهَا وَلَوْ بِضَفِيرٍ » . قَالَ ابْنُ شِهَابٍ لاَ أَدْرِى بَعْدَ الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre (ra) ve Zeyd b. Hâlid (ra) şöyle rivayet etmişlerdir:
Hz. Peygamber'e (sav) bekar bir cariyenin zina etmesinin hükmü soruldu, o da şöyle cevap verdi: "Cariye zina ederse, onu kamçılayın. Yine zina ederse, yine kamçılayın. Sonra yine zina ederse, artık onu bir kıl örgüsü karşılığında olsa bile satın"
İbn Şihâb der ki: Hz. Peygamber (sav) "Onu satın" ifadesini üçüncü defada mı yoksa dördüncü defada mı söyledi bilemiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 35, 2/637
Senetler:
1. Zeyd b. Halid el-Cühenî (Zeyd b. Halid)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Zina, cariyelerin zinası,
Zina, cezası
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم : " إِذَا زَنَتِ الأَمَةُ فَتَبَيَّنَ زِنَاهَا فَلْيَجْلِدْهَا وَلاَ يُثَرِّبْ ، ثُمَّ إِنْ زَنَتْ فَلْيَجْلِدْهَا وَلاَ يُثَرِّبْ ، ثُمَّ إِنْ زَنَتِ الثَّالِثَةَ فَلْيَبِعْهَا وَلَوْ بِحَبْلٍ مِنْ شَعَرٍ " تَابَعَهُ إِسْمَاعِيلُ بْنُ أُمَيَّةَ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288721, B006839-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم : " إِذَا زَنَتِ الأَمَةُ فَتَبَيَّنَ زِنَاهَا فَلْيَجْلِدْهَا وَلاَ يُثَرِّبْ ، ثُمَّ إِنْ زَنَتْ فَلْيَجْلِدْهَا وَلاَ يُثَرِّبْ ، ثُمَّ إِنْ زَنَتِ الثَّالِثَةَ فَلْيَبِعْهَا وَلَوْ بِحَبْلٍ مِنْ شَعَرٍ " تَابَعَهُ إِسْمَاعِيلُ بْنُ أُمَيَّةَ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Saîd el-Makburî, ona babası (Keysân), ona da Ebû Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir câriye zina eder de, zina ettiği ortaya çıkarsa, efendisi ona had cezası uygulasın, ama onu kınayıp ayıplamasın. Yine zina ederse, yine had cezası uygulasın ama kınayıp ayıplamasın. Üçüncü defa zina ederse, onu kıldan dokunmuş (değersiz) bir ip karşılığında bile olsa satsın."
İsmâîl b. Umeyye bu hadisi Saîd'den, o Ebu Hureyre'den, o da Peygamber'den (sav) rivayet ederek (Leys'e) mutâbaat etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 36, 2/637
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. İsmail b. Ümeyye el-Emevî (İsmail b. Ümeyye b. Amr b. Said b. Âs)
Konular:
Ayıplamak, günahından dolayı müslümanı aşağılamak
Zina, cariyelerin zinası,
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288723, B006859-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِىِّ قَالاَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ أَنْشُدُكَ اللَّهَ إِلاَّ قَضَيْتَ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ . فَقَامَ خَصْمُهُ وَكَانَ أَفْقَهَ مِنْهُ فَقَالَ صَدَقَ ، اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، وَأْذَنْ لِى يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « قُلْ » . فَقَالَ إِنَّ ابْنِى كَانَ عَسِيفًا فِى أَهْلِ ، هَذَا فَزَنَى بِامْرَأَتِهِ ، فَافْتَدَيْتُ مِنْهُ بِمِائَةِ شَاةٍ وَخَادِمٍ وَإِنِّى سَأَلْتُ رِجَالاً مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ فَأَخْبَرُونِى أَنَّ عَلَى ابْنِى جَلْدَ مِائَةٍ وَتَغْرِيبَ عَامٍ ، وَأَنَّ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا الرَّجْمَ . فَقَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، الْمِائَةُ وَالْخَادِمُ رَدٌّ عَلَيْكَ ، وَعَلَى ابْنِكَ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ ، وَيَا أُنَيْسُ اغْدُ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا فَسَلْهَا ، فَإِنِ اعْتَرَفَتْ فَارْجُمْهَا » . فَاعْتَرَفَتْ فَرَجَمَهَا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre, Zeyd b. Hâlid ve Şibl (r.anhüm) şöyle demişlerdir:
Bir adam (hasmı ile birlikte) geldi ve Hz. Peygamber'e (sav) “Allah'a aşkına, aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet” dedi. Daha dirayetli ve edepli olan hasmı “aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet ve bana müsaade et anlatayım” dedi. Hz. Peygamber (sav) "söyle" buyurdu. Bunun üzerine söz verilen hasım “benim oğlum bunun yanında işçiydi ve bunun karısı ile zina etti. Bu nedenle ben yüz koyun ve bir hizmetçi fidye vererek oğlumu kurtardım. Sonra ben ilim ehlinden birkaç adama sordum. Oğluma yüz değnek ve bir yıl sürgün, bu adamın karışma da recim cezası gerektiği bilgisini aldım” dedi. Bundan sonra Rasulullah (sav) "canım elinde olana yemin ederim ki aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Verdiğin yüz koyun ve hizmetçi sana geri verilecek. Oğluna da yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası gerekir. Ey Üneys, sen de bunun karısına git. Eğer suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu." Üneys kadına gitti. Kadın suçunu itiraf etti. Üneys de kadını recmetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hudûd 46, 2/641
Senetler:
1. Zeyd b. Halid el-Cühenî (Zeyd b. Halid)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, hakimlik, hükmedişi
Recm, cezası
Zina, bekar olanın
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288724, B006880-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ خُزَاعَةَ قَتَلُوا رَجُلاً . وَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَجَاءٍ حَدَّثَنَا حَرْبٌ عَنْ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ أَنَّهُ عَامَ فَتْحِ مَكَّةَ قَتَلَتْ خُزَاعَةُ رَجُلاً مِنْ بَنِى لَيْثٍ بِقَتِيلٍ لَهُمْ فِى الْجَاهِلِيَّةِ ، فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنَّ اللَّهَ حَبَسَ عَنْ مَكَّةَ الْفِيلَ وَسَلَّطَ عَلَيْهِمْ رَسُولَهُ وَالْمُؤْمِنِينَ ، أَلاَ وَإِنَّهَا لَمْ تَحِلَّ لأَحَدٍ قَبْلِى ، وَلاَ تَحِلُّ لأَحَدٍ بَعْدِى ، أَلاَ وَإِنَّمَا أُحِلَّتْ لِى سَاعَةً مِنْ نَهَارٍ ، أَلاَ وَإِنَّهَا سَاعَتِى هَذِهِ حَرَامٌ لاَ يُخْتَلَى شَوْكُهَا ، وَلاَ يُعْضَدُ شَجَرُهَا ، وَلاَ يَلْتَقِطُ سَاقِطَتَهَا إِلاَّ مُنْشِدٌ ، وَمَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ فَهْوَ بِخَيْرِ النَّظَرَيْنِ إِمَّا يُودَى وَإِمَّا يُقَادُ » . فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ يُقَالُ لَهُ أَبُو شَاهٍ فَقَالَ اكْتُبْ لِى يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اكْتُبُوا لأَبِى شَاهٍ » . ثُمَّ قَامَ رَجُلٌ مِنْ قُرَيْشٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ الإِذْخِرَ ، فَإِنَّمَا نَجْعَلُهُ فِى بُيُوتِنَا وَقُبُورِنَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِلاَّ الإِذْخِرَ » . وَتَابَعَهُ عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ شَيْبَانَ فِى الْفِيلِ ، قَالَ بَعْضُهُمْ عَنْ أَبِى نُعَيْمٍ الْقَتْلَ . وَقَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ إِمَّا أَنْ يُقَادَ أَهْلُ الْقَتِيلِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Usame, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Huzâa kabilesi bir adam öldürdü.
Abdullah b. Recâ der ki: Bize Harb, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Mekke'nin fethi yılında, Huzâa kabilesi, Cahiliye döneminde öldürülmüş bir Huzâalı adama karşılık Leys oğullarından bir kimseyi öldürdü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ayağa kalkıp, bir hutbe vererek şunları söyledi: "Allah fil ordusunun Mekke'ye girmesine engel olmuş, sonrasında ise Mekkeliler üzerine kendi Rasulü ile müminleri saldırtmış (ve Mekke'yi fethetmiştir.) Şunu bilin ki Mekke'de (savaşmak ve adam öldürmek) benden önce kimseye için helâl olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için helâl olmayacaktır. Yine şunu ki, bana da yalnız bir gündüzün bir saatinde helâl kılınmıştır. Şimdi şu saatte Mekke benim için de haremdir. Mekke'nin dikeni koparılmaz, ağacı kesilmez, sahibini bulup vermek üzere ilan etmek haricinde, yitiğine kimse elini uzatıp onu alamaz. O halde bir kişinin (velayeti altında olan) birisi öldürülürse, o kişi iki şeyden birini, ya diyeti, ya da kısası, seçme hakkına sahiptir."
Bu hutbe üzerine Ebu Şâh isminde Yemenli bir bunları Ebu Şâh için yazın" emrini verdi. Sonra Kureyş'ten bir zât ayağa kalktı, o da “ey Allah'ın Rasulü, Izhır otu hariç olsun. Çünkü biz onu evlerimizde ve kabirlerimizde kullanıyoruz” dedi. Rasulullah "Izhır hariç olsun" buyurdu.
Ubeydullah, Şeybân'dan rivayetinde "fil" lafzı hususunda Harb b. Şeddâd'a mutâbaat etmiştir. Bazısı da Ebu Nuaym'dan "Allah Mekke'de katli haram kılmıştır" şeklinde rivayet etmiştir. Ubeydullah da "yahut da maktulün ailesi kısas yaptırır" şeklinde rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Diyât 8, 2/644
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Hattab Harb b. Şeddâd el-Yeşkürî (Harb b. Şeddâd)
5. Ebu Ömer Abdullah b. Racâ el-Ğudânî (Abdullah b. Racâ b. Ömer)
Konular:
Hadis, hadislerin yazılması
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288725, B006880-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ خُزَاعَةَ قَتَلُوا رَجُلاً . وَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَجَاءٍ حَدَّثَنَا حَرْبٌ عَنْ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ أَنَّهُ عَامَ فَتْحِ مَكَّةَ قَتَلَتْ خُزَاعَةُ رَجُلاً مِنْ بَنِى لَيْثٍ بِقَتِيلٍ لَهُمْ فِى الْجَاهِلِيَّةِ ، فَقَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنَّ اللَّهَ حَبَسَ عَنْ مَكَّةَ الْفِيلَ وَسَلَّطَ عَلَيْهِمْ رَسُولَهُ وَالْمُؤْمِنِينَ ، أَلاَ وَإِنَّهَا لَمْ تَحِلَّ لأَحَدٍ قَبْلِى ، وَلاَ تَحِلُّ لأَحَدٍ بَعْدِى ، أَلاَ وَإِنَّمَا أُحِلَّتْ لِى سَاعَةً مِنْ نَهَارٍ ، أَلاَ وَإِنَّهَا سَاعَتِى هَذِهِ حَرَامٌ لاَ يُخْتَلَى شَوْكُهَا ، وَلاَ يُعْضَدُ شَجَرُهَا ، وَلاَ يَلْتَقِطُ سَاقِطَتَهَا إِلاَّ مُنْشِدٌ ، وَمَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ فَهْوَ بِخَيْرِ النَّظَرَيْنِ إِمَّا يُودَى وَإِمَّا يُقَادُ » . فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ يُقَالُ لَهُ أَبُو شَاهٍ فَقَالَ اكْتُبْ لِى يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اكْتُبُوا لأَبِى شَاهٍ » . ثُمَّ قَامَ رَجُلٌ مِنْ قُرَيْشٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ الإِذْخِرَ ، فَإِنَّمَا نَجْعَلُهُ فِى بُيُوتِنَا وَقُبُورِنَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِلاَّ الإِذْخِرَ » . وَتَابَعَهُ عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ شَيْبَانَ فِى الْفِيلِ ، قَالَ بَعْضُهُمْ عَنْ أَبِى نُعَيْمٍ الْقَتْلَ . وَقَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ إِمَّا أَنْ يُقَادَ أَهْلُ الْقَتِيلِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Usame, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Huzâa kabilesi bir adam öldürdü.
Abdullah b. Recâ der ki: Bize Harb, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Mekke'nin fethi yılında, Huzâa kabilesi, Cahiliye döneminde öldürülmüş bir Huzâalı adama karşılık Leys oğullarından bir kimseyi öldürdü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ayağa kalkıp, bir hutbe vererek şunları söyledi: "Allah fil ordusunun Mekke'ye girmesine engel olmuş, sonrasında ise Mekkeliler üzerine kendi Rasulü ile müminleri saldırtmış (ve Mekke'yi fethetmiştir.) Şunu bilin ki Mekke'de (savaşmak ve adam öldürmek) benden önce kimseye için helâl olmadığı gibi, benden sonra da hiçbir kimse için helâl olmayacaktır. Yine şunu ki, bana da yalnız bir gündüzün bir saatinde helâl kılınmıştır. Şimdi şu saatte Mekke benim için de haremdir. Mekke'nin dikeni koparılmaz, ağacı kesilmez, sahibini bulup vermek üzere ilan etmek haricinde, yitiğine kimse elini uzatıp onu alamaz. O halde bir kişinin (velayeti altında olan) birisi öldürülürse, o kişi iki şeyden birini, ya diyeti, ya da kısası, seçme hakkına sahiptir."
Bu hutbe üzerine Ebu Şâh isminde Yemenli bir bunları Ebu Şâh için yazın" emrini verdi. Sonra Kureyş'ten bir zât ayağa kalktı, o da “ey Allah'ın Rasulü, Izhır otu hariç olsun. Çünkü biz onu evlerimizde ve kabirlerimizde kullanıyoruz” dedi. Rasulullah "Izhır hariç olsun" buyurdu.
Ubeydullah, Şeybân'dan rivayetinde "fil" lafzı hususunda Harb b. Şeddâd'a mutâbaat etmiştir. Bazısı da Ebu Nuaym'dan "Allah Mekke'de katli haram kılmıştır" şeklinde rivayet etmiştir. Ubeydullah da "yahut da maktulün ailesi kısas yaptırır" şeklinde rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Diyât 8, 2/644
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
Konular:
Hadis, hadislerin yazılması
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288726, B007193-2
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَزَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِىِّ قَالاَ جَاءَ أَعْرَابِىٌّ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ اقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ فَقَامَ خَصْمُهُ فَقَالَ صَدَقَ فَاقْضِ بَيْنَنَا بِكِتَابِ اللَّهِ . فَقَالَ الأَعْرَابِىُّ إِنَّ ابْنِى كَانَ عَسِيفًا عَلَى هَذَا فَزَنَى بِامْرَأَتِهِ ، فَقَالُوا لِى عَلَى ابْنِكَ الرَّجْمُ . فَفَدَيْتُ ابْنِى مِنْهُ بِمِائَةٍ مِنَ الْغَنَمِ وَوَلِيدَةٍ ، ثُمَّ سَأَلْتُ أَهْلَ الْعِلْمِ فَقَالُوا إِنَّمَا عَلَى ابْنِكَ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم " لأَقْضِيَنَّ بَيْنَكُمَا بِكِتَابِ اللَّهِ ، أَمَّا الْوَلِيدَةُ وَالْغَنَمُ فَرَدٌّ عَلَيْكَ ، وَعَلَى ابْنِكَ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ عَامٍ ، وَأَمَّا أَنْتَ يَا أُنَيْسُ - لِرَجُلٍ - فَاغْدُ عَلَى امْرَأَةِ هَذَا فَارْجُمْهَا " . فَغَدَا عَلَيْهَا أُنَيْسٌ فَرَجَمَهَا .
Tercemesi:
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid el-Cuhenî (r.anhuma) şöyle demişlerdir:
Bir bedevi gelip “ey Allah'ın Rasulü, hasmımla aramızda Allah'ın Kitabı ile hüküm ver” dedi. Hasmı olan kimse de ayağa kalktı ve “doğru söyledi. Onunla aramızdaki davada Allah'ın Kitabı ile hükmet” dedi Bedevi “benim oğlum bu adamın yanında ücretle hizmetçi idi, onun karısı ile zina etti. Bana 'oğluna taşlanmak cezası düşer' dediler. Ben oğlumu bu cezadan yüz koyun ve bir de cariyeyi fidye verip kurtardım. Sonra bu meseleyi ilim sahibi olanlara sordum. Onlar bana 'oğlunun üzerine ancak yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası düşer' dediler” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "elbette aranızda Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilecek, oğluna da yüz değnek vurulacak ve bir sene de sürgün edilecektir. Sen de ey Uneys, yarın kuşluk vaktinde bu adamın karısına git, (suçunu itiraf ederse), ona taşlama cezası uygula!" buyurdu. Ertesi günü kuşluk vaktinde Uneys o kadına gitti ve (suçunu itiraf etmesi üzerine) o kadına taşlama cezası uyguladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ahkâm 39, 2/709
Senetler:
1. Zeyd b. Halid el-Cühenî (Zeyd b. Halid)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Yargı, Sürgün cezası
Zina, bekar olanın
Zina, cezası
Zina, zinanın sübutu