11694 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed, ona Ebu Damra Enes b. İyaz, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr, ona da Enes b. Malik şöyle söylemiştir:
Bir kimse cuma günü Rasulullah ayakta hutbe verirken, minberin karşısında bulunan bir kapıdan içeriye girdi ve Rasulullah'ın (sav) karşısında ayakta dikelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Davarlar helak oldu, yollar kesildi. Allah'a dua et de imdadımıza yetişsin' dedi. Bu söz üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı ve "Allâhumme eskınâ, Allâhumme eskınâ, Allâhumme eskınâ Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! bize yağmur ver; Allah'ım! bize yağmur ver" diyerek dua etti. Enes dedi ki; Allah'a yemin ederim ki, o sırada biz gökyüzünde ne kalın, ne ince hiç bir bulut görmüyorduk. Bizimle Sel' Dağı arasında o zaman hiçbir ev ve hiçbir konak yoktu. Derken Rasulullah'ın (sav) arka tarafından, kalkan şeklinde bir bulut parçası geldi. Gök yüzünün ortasına gelince o bulut yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Enes dedi ki, 'Allah'a yeminle söylüyorum, biz altı gün güneşin yüzünü görmedik.' Sonraki cuma günü yine Rasulullah ayakta hutbe verirken, yine o kapıdan bir kişi girdi. Hz. Peygamber'in (sav) karşısına geçti ve ayakta dikelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesilip kapandı. Allah'a dua et de artık bu yağmur dursun' dedi. Enes dedi ki Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı ve şöyle dua etti:
"Allah'ım! Etrafımıza yağdır, üzerimize değil. Allah'ım! Tepelere, dağlara, bayırlara, derelere, ağaç ve ot biten yerlere yağdır" diye dua etti. Enes dedi ki; 'bunun üzerine hemen yağmur kesildi ve biz namazdan çıktığımızda güneşte yürüyorduk. Şerîk dedi ki; Enes'e ikinci hafta gelen kişi önceki hafta gelen kişi miydi? diye sordum. O da bilmiyorum, dedi.
Bize Kuteybe b. Said, ona İsmail b. Cafer, ona Şerîk, ona da Enes b. Malik şöyle söylemiştir:
Bir kimse cuma günü Rasulullah (sav) ayakta hutbe verirken Dâru'l-Kadâ tarafındaki bir kapıdan içeriye girdi ve, Rasulullah'ın (sav) karşısında ayakta durdu. Sonra 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesildi. Allah'a dua et de bizlere yağmur ihsan etsin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı, sonra; "Allâhumme eğısnâ, Allâhumme eğısnâ, Allâhumme eğısnâ (Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! Bize yağmur ver)" diye dua etti. Enes dedi ki: Allah'a yemin olsun, o sırada biz gökyüzünde ne kalın, ne de ince bir bulut görmedik. Bizimle Sel' Dağı arasında hiçbir ev ve konak yoktu. Ardından Rasulullah'ın (sav) arka tarafından kalkan şeklinde bir bulut çıktı. O bulut gök yüzünün ortasına doğru gelince yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Allah'a yemin ederim ki, biz altı gün güneşi görmedik. Sonraki cuma günü Rasulullah ayakta hutbe irad ederken, yine o kapıdan bir kişi girdi. Rasulullah'ın (sav) karşısına geçip dikildi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesilip kapandı. Allah'a dua et de artık üzerimizdeki bu yağmurları alsın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı, ve şöyle dua etti:
"Allah'ım! Etrafımıza yağdır, üzerimize değil. Allah'ım!, Tepelere, bayırlara, derelere, ağaç ve ot bitecek yerlere yağdır."
Enes dedi ki, bu dua üzerine hemen yağmur kesildi. Biz de mescitten çıkıp, güneşte yürüdük. Şerîk dedi ki; Enes'e ikinci hafta gelen kişi önceki hafta gelen kişi miydi? diye sordum. O da bilmiyorum, dedi.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona Katade, ona da Enes'in söylediğine göre; bir Cuma günü Rasulullah (sav) hutbe verirken aniden bir adam geldi ve: Ey Allah'ın Rasulü! Yağmur yağmaz oldu. Allah'a dua et de bize yağmur yağdırsın, dedi. Rasulullah hemen dua etti. Hemen yağmur yamaya başladı. Öyle ki, az daha evlerimize gidemeyecektik. Bir sonraki cumaya kadar üzerimize hep yağmur yağdı. Enes dedi ki: Sonraki cuma, bu adam veya bir başkası ayağa kalktı ve: Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a dua et de, bu yağmuru üzerimizden başka yerlere yağdırsın, dedi. Bunun üzerine Rasulullah: "Allah'ım, etrafımıza yağdır, üzerimize değil" dedi. Enes dedi ki: Yemin olsun ki, bulutların sağa sola doğru parçalandıklarını ve etraftakiler üzerine yağmur yağarken Medine halkının yağmur altında olmadığını gördüm.
Açıklama: İbn Hacer'e göre rivayet muallaktır; Buhari ile Ömer b. Hamza arasında inkita vardır (Fethü'l-bârî, Dârü'l-Marife, II, 497).