Giriş

Bize Abdân, ona Abdullah, ona Yunus, T Bize el-Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da İbn Ka'b b. Malik, Cabir b. Abdullah'ın (r.anhüma) babası Uhud savaşında şehit olup alacaklı­ları haklarını ısrarla istemeye başladığında şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Ben Rasulullah'ın (sav) yanına gidip durumu onunla konuştum. Akabinde Rasulullah (sav) alacaklılara, hurmalığımın mahsulünü ka­bul etmelerini ve haklarını babama helal etmelerini istedi. Fakat alacaklı­lar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara ne hurmalığımı verdi, ne de hurma mahsulünden bir pay ayırdı. Lakin bana:
"Yarın sabahleyin sana geleceğim" buyurdu.
Ertesi günü sabah olunca Rasulullah (sav) geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsulün bereketli olması için dua etti. Akabinde ben (olgunlaştığında) hurma mahsulünü topladım. Alacaklıların haklarını tamamen ödedim. Bize de bahçenin mahsulünden bir şeyler kaldı. Daha sonra ise Ra­sulullah'ın (sav) yanına vardım, oturuyordu. Durumu kendisine haber verdim. Bunun üzerine Rasulullah (sav), yanında oturan Ömer'e (ra) şöyle dedi:
"Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver!"
Ömer (ra) de hemen: 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz! Vallahi, Sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' dedi".


Açıklama: Rivayetin iki senedi verilmiştir. Bunlardan el-Leys ile başlayan ikinci sened muallaktır; zira Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280269 B002601-2 Buhari, Hibe, 21

Bize Hafs b. Ömer, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Nadr b. Enes, ona Beşîr b. Nehîk, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuş­tur

"Umrâ caizdir"

Atâ b. Ebu Rebâh der ki: Ebu Hureyre hadisinin benzerini bana Câbir, Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


Açıklama: UMRA: “bağışlayanın ya da lehine bağışta bulunulan kişinin hayatta olması kaydıyla yapılan bağış” manasına gelir. Araplar, “Şu evimi ömrüm/ömrün boyunca sana verdim; evim yaşadığım/yaşadığın sürece senin olsun” gibi sözlerle veya kısaca, “Şu evimi sana umrâ kıldım” diyerek şartlı bağışta bulunurlardı. Bu tür hibede bağışlayan hibeyi kendisinin veya bağışta bulunanın hayatta bulunacağı süre ile sınırlandırmayı amaçlamakta ve mevhûb lehin ölmesi durumunda o malın kendisine veya vârislerine dönmesini istemektedir. (H. Mehmet Günay, "Rukba" DİA: Diyanet İslam Ansiklopedisi İstanbul, 2008, 35:218-219.) Rivayet muallaktır; Buhari ile Atâ b. Ebu Rabâh arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280272 B002626-2 Buhari, Hibe, 32

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman ve Muhammed b. Numan b. Beşir, onlara Numan b. Beşir'in söylediğine göre babası (Beşir) onu (Numan'ı) bir gün Rasulullah'ın (sav) huzuruna getirip ben bu oğluma şu köleyi verdim, dedi. Rasulullah (sav) "Çocukları­nın hepsine bunun benzerini verdin mi?" diye sordu. Beşir, 'Hayır', deyince Hz. Peygamber (sav) "Öyle ise onu da geri al." buyurdu.


    Öneri Formu
280268 B002586-2 Buhari, Hibe, 12

Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam ve Şube, onlara Katade, ona Said b. Müseyyeb, ona da İbn Abbas (r.anhüma), Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Hibe ettiği şeyden geri dönen kişi, kustuğuna tekrar yutan gibidir."


    Öneri Formu
280271 B002621-2 Buhari, Hibe, 30

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Malik, ona Ebu Zinad, ona el-A'rac, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Sütü bol, yeni doğum yapmış sağmal bir deve (ödünç verilen) ne güzel bir hediyedir! Bol sütlü bir koyun, bir kap sabahleyin, bir kap da akşamleyin süt verir."
Buhârî Abdullah b. Yusuf'un İsmail vasıtası ile Malik'ten nakline göre diğer tarikte Hz. peygamber (sav) "(Böyle sağmal bir hayvan hediyesi) ne güzel sadakadır" buyurmuştur.


    Öneri Formu
280273 B002629-2 Buhari, Hibe, 35

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Malik, ona Ebu Zinad, ona el-A'rac, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Sütü bol, yeni doğum yapmış sağmal bir deve (ödünç verilen) ne güzel bir hediyedir! Bol sütlü bir koyun, bir kap sabahleyin, bir kap da akşamleyin süt verir."
Buhârî Abdullah b. Yusuf'un İsmail vasıtası ile Malik'ten nakline göre diğer tarikte Hz. peygamber (sav) "(Böyle sağmal bir hayvan hediyesi) ne güzel sadakadır" buyurmuştur.


    Öneri Formu
280274 B002629-3 Buhari, Hibe, 35

Bize Muhammed b. Ubeydullah, ona İbn Vehb, ona Malik b. Enes, ona filancanın oğlu, ona Said el-Makburî, ona babası, ona da Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
Başka bir tarikte Buhari demiştir ki: Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdürrezzak, ona Mam'er, ona Hemmâm, ona Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz dövdüğü zaman yüze vurmaktan sakınsın."


    Öneri Formu
280265 B002559-2 Buhari, Itk, 20

Bize Muhammed b. Ubeydullah, ona İbn Vehb, ona Malik b. Enes, ona filancanın oğlu, ona Said el-Makburî, ona babası, ona da Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
Başka bir tarikte Buhari demiştir ki: Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdürrezzak, ona Mam'er, ona Hemmâm, ona Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz dövdüğü zaman yüze vurmaktan sakınsın."


    Öneri Formu
280266 B002559-3 Buhari, Itk, 20

Bize Saîd b. Ebu Meryem, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir:

Hevâzin kabilesi heyeti Rasulullah'a geldiğ zaman, Rasulullah (sav) insanlar arasında ayağa kalktı ve Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla sena etikten sonra şöyle hitap etti: "Şimdi bu (Hevâzin'li) kardeşleriniz, kusurlarından tövbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermeyi düşündüm. Sizden her kim esirlerini bu suretle (karşılıksız vererek) kardeşlerinizin gönüllerini hoş etmeyi severse bunu yapsın. Sizden her kim kendi hissesinin karşılığını arzu ederse, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından payını ona vermek üzere bunu yapsın." Bunun üzerine insanlar “Biz gönül hoşluğu ile sana bıraktık” dediler.


    Öneri Formu
280267 B002583-2 Buhari, Hibe, 10

Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zubeyr, ona da Mervân ve Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmişlerdir:

Hevâzin heyeti Müslüman olarak Hz. Peygamber'e (sav) gelip mal­larını ve kendilerinden esir düşenleri geri istedikleri zaman, Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı da onlara "beraberimdekileri görüyorsunuz. Sözün bana en sevimlisi en doğru olanıdır. Şimdi siz iki şeyden birini seçiniz: Ya esir­leri, ya da malları. Ben sizin (ganimet dağıtılmadan önce) gelmenizi beklemiştim" buyurdu. Gerçekten de Allah Rasulü (sav) Tâif dönüşü, on küsur gece onların gelmesini beklemişti. Hz. Peygamber'in (sav) iki şeyden sadece birisini vereceği apaçık belli olunca Hevâzin heyeti "biz esirlerimizin geri verilmesini tercih ediyoruz" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) Müslümanlar arasında ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu kemâl sıfatlarıyla övdükten sonra "amma ba'du" deyip şöyle buyurdu:

"Kardeşleriniz tevbe etmiş olarak bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermenin doğru olacağını düşündüm. İçinizden kim gönül hoşluğu ile esirini geri vermeyi arzu ediyorsa bunu yapsın. Kim de hissesini bedelsiz vermeyi arzu etmiyorsa, Allah'ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından ona payını vermek üzere esirini iade etsin" buyurdu. İnsanlar "gönül hoşluğu ile veriyoruz, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "şimdi kimin gönül hoşluğu ile verdiğini, kimin de razı olmadığını bilmiyoruz. Siz gidin, konuya vakıf temsilcileriniz muva­fakat işinizi bize arz etsin" buyurdu.

İnsanlar yerlerine döndüler. Kabilelerin temsilcileri, konuyu kendi adamlarıyla konuştuktan sonra Hz. Peygamber'e (sav) gelip her biri kendi kavminin, esirleri geri vermekten hoşnut olduklarını ve Hz. Peygamber'e esirleri iade hususunda izin verdiklerini haber verdiler.
İbn Şihâb der ki: Hevâzin esirleri konusunda bana ulaşan bilgi budur.


    Öneri Formu
280270 B002607-2 Buhari, Hibe, 24