11724 Kayıt Bulundu.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Salih b. Keysan arasında inkıta vardır.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannesü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Halid arasında inkıta vardır.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Urve arasında inkıta vardır.
Bize İsmail b. Abdullah, ona Malik, ona da Safvan b. Süleym'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dul kadınların ve yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak için koşturan kişi, Allah yolunda cihat eden veya gündüz oruç tutan gece de namaz kılan kimse gibidir."
Bize İsmail, ona Malik, ona Sevr b. Zeyd ed-Dîlî, ona İbn Muti'nin azatlısı Ebu Gays, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'dan (sav) bu hadisin bir benzerine nakletmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu:
"Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?"
Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süfyan es-Sevrî arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ârim, ona Mutemir b. Süleyman, ona babası, ona Ebu Temîme, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Üsame b. Zeyd (ra) şöyle söylemiştir:
Rasulullah (sav) beni alıp dizine oturtur, sonra Hasan'ı da alıp diğer dizine oturtur ve ardından bizi bağrına basarak şöyle dua ederdi:
"Allah'ım! Bu ikisine merhamet et, çünkü ben ikisine de merhamet ediyorum."
(Buhari dedi ki:) bize Ali, ona Yahya, ona Süleyman, ona Ebu Osman rivayet etti. Bir önceki senedde yer alan et-Teymî (Süleyman b. Tarhan) dedi ki: İçime bu hadis ile ilgili bir şüphe düştü. Dedim ki: Ben bu hadisi şöyle şöyle (Ebu Temime vasıtasıyla Ebu Osma'dan) rivayet ettim, Ebu Osman'dan doğrudan işitmedim. Şüphemi gidermek için notlarıma baktım da bu hadisi (işittiğim gibi) yazılı olarak (Ebu Osman'dan doğrudan aldığım haliyle) buldum.
Açıklama: Süleyman b. Tarhan et-Teymî ilgili rivayeti kimden aldığı hususunda şüpheye düşmüş, ardından yanındaki notlarına bakarak bu şüphesini gidermiştir. Buhari'nin bu rivayeti Ali b. el-Medinî'den doğrudan mı yoksa dolaylı olarak mı aldığı konusunda İbn Hacer kesin bir kanaatte bulunmamıştır (Fethü'l-Bârî, X, 434-5).
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu:
"Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?"
Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Vüheyb b. Halid arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu:
"Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?"
Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkıta vardır.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Mansur, ona Ebu Vail, ona da Abdullah Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Müslümana sövmek fasıklık, onunla savaşmak küfürdür."
Bu hadisi Gunder de, Şube'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Muallak hadis; Muhammed b. Cafer ile Buhari arasında inkita vardır.