Giriş

Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Eb'û'l-Abbas Abdullah b. el-Hüseyin el-Kadî Merv'de ve Ebû Abdullah Muhammed b. Ali b. Mahled el-Cevherî Bağdat'ta, onlara el-Hâris b. Ebî Üsâme, ona Saîd b. Âmir ed-Dubbeî, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona da babası vasıtasıyla dedesi Alkame b. Vakkas şöyle rivâyet etti:
"Cesur bir adam vardı, umeranın huzuruna gider, onları güldürürdü. Bir gün dedem ona dedi ki:
"- Yazık sana be adam! Niçin o adamlarına huzuruna gidip kendilerini güldürüyorsun? Ben, Rasûlullah'ın (sav) sahabesi Bilal b. el-Hâris el-Müzenî'nin (ra), Hz. Peygamber'den şöyle rivâyet ettiğini işittim:
"Kul bazen Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar ulaşabileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle kendisiyle karşılaşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bazen de Allah’ın kızacağı öyle bir söz söyler ki, o sözün nereye kadar gidebileceğini hiç düşünmez; Yüce Allah da bu söz sebebiyle onunla karşılaşacağı güne kadar kendisine kızgınlığını yazar.”


    Öneri Formu
153874 BS16744 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,263