1 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Dâvûd Ebu Rabî, ona Füleyh, ona Zührî, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, bir adam, eşini başka bir adamla görüp onu öldürse, siz de ona kısas uygular mısınız? Yoksa o kişinin durumu hakkında ne yaparsınız?” dedi. Bunun üzerine Allah mülâene ayetini indirdi. Ardından Rasulullah (sav) o kocaya "senin ve eşin hakkında hüküm verilmiştir" buyurdu. Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında iken, o koca ile eşi mülâene yaptıklarına şahit oldum. Mülâene'den sonra adam eşinden ayrıldı. Böylece mülâene yapan karı-koca arasında bu tarz bir ayrılık yapmak bir uygulama oldu. Kadın hamileydi. Üveymir çocuğun kendisinden olmadığını iddia etti. Kadının doğurduğu oğlan, anasına nispetle çağrılır oldu. Sonra miras hususundaki uygulama da çocuğun anasına varis olması, anasının da o çocuk tarafından Allah'ın kadına tayin ettiği hisseye varis olması şeklinde hükmedildi.