وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَطَاءٌ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - فِى نَاسٍ مَعِى قَالَ أَهْلَلْنَا أَصْحَابَ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ خَالِصًا وَحْدَهُ - قَالَ عَطَاءٌ قَالَ جَابِرٌ - فَقَدِمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم صُبْحَ رَابِعَةٍ مَضَتْ مِنْ ذِى الْحِجَّةِ فَأَمَرَنَا أَنْ نَحِلَّ. قَالَ عَطَاءٌ قَالَ "حِلُّوا وَأَصِيبُوا النِّسَاءَ." قَالَ عَطَاءٌ وَلَمْ يَعْزِمْ عَلَيْهِمْ وَلَكِنْ أَحَلَّهُنَّ لَهُمْ. فَقُلْنَا لَمَّا لَمْ يَكُنْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ عَرَفَةَ إِلاَّ خَمْسٌ أَمَرَنَا أَنْ نُفْضِىَ إِلَى نِسَائِنَا فَنَأْتِىَ عَرَفَةَ تَقْطُرُ مَذَاكِيرُنَا الْمَنِىَّ. قَالَ يَقُولُ جَابِرٌ بِيَدِهِ - كَأَنِّى أَنْظُرُ إِلَى قَوْلِهِ بِيَدِهِ يُحَرِّكُهَا - قَالَ فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِينَا فَقَالَ "قَدْ عَلِمْتُمْ أَنِّى أَتْقَاكُمْ لِلَّهِ وَأَصْدَقُكُمْ وَأَبَرُّكُمْ وَلَوْلاَ هَدْيِى لَحَلَلْتُ كَمَا تَحِلُّونَ وَلَوِ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِى مَا اسْتَدْبَرْتُ لَمْ أَسُقِ الْهَدْىَ فَحِلُّوا." فَحَلَلْنَا وَسَمِعْنَا وَأَطَعْنَا. قَالَ عَطَاءٌ قَالَ جَابِرٌ فَقَدِمَ عَلِىٌّ مِنْ سِعَايَتِهِ فَقَالَ "بِمَ أَهْلَلْتَ." قَالَ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "فَأَهْدِ وَامْكُثْ حَرَامًا." قَالَ وَأَهْدَى لَهُ عَلِىٌّ هَدْيًا فَقَالَ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلِعَامِنَا هَذَا أَمْ لأَبَدٍ فَقَالَ "لأَبَدٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8649, M002943
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَطَاءٌ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - فِى نَاسٍ مَعِى قَالَ أَهْلَلْنَا أَصْحَابَ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ خَالِصًا وَحْدَهُ - قَالَ عَطَاءٌ قَالَ جَابِرٌ - فَقَدِمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم صُبْحَ رَابِعَةٍ مَضَتْ مِنْ ذِى الْحِجَّةِ فَأَمَرَنَا أَنْ نَحِلَّ. قَالَ عَطَاءٌ قَالَ "حِلُّوا وَأَصِيبُوا النِّسَاءَ." قَالَ عَطَاءٌ وَلَمْ يَعْزِمْ عَلَيْهِمْ وَلَكِنْ أَحَلَّهُنَّ لَهُمْ. فَقُلْنَا لَمَّا لَمْ يَكُنْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ عَرَفَةَ إِلاَّ خَمْسٌ أَمَرَنَا أَنْ نُفْضِىَ إِلَى نِسَائِنَا فَنَأْتِىَ عَرَفَةَ تَقْطُرُ مَذَاكِيرُنَا الْمَنِىَّ. قَالَ يَقُولُ جَابِرٌ بِيَدِهِ - كَأَنِّى أَنْظُرُ إِلَى قَوْلِهِ بِيَدِهِ يُحَرِّكُهَا - قَالَ فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِينَا فَقَالَ "قَدْ عَلِمْتُمْ أَنِّى أَتْقَاكُمْ لِلَّهِ وَأَصْدَقُكُمْ وَأَبَرُّكُمْ وَلَوْلاَ هَدْيِى لَحَلَلْتُ كَمَا تَحِلُّونَ وَلَوِ اسْتَقْبَلْتُ مِنْ أَمْرِى مَا اسْتَدْبَرْتُ لَمْ أَسُقِ الْهَدْىَ فَحِلُّوا." فَحَلَلْنَا وَسَمِعْنَا وَأَطَعْنَا. قَالَ عَطَاءٌ قَالَ جَابِرٌ فَقَدِمَ عَلِىٌّ مِنْ سِعَايَتِهِ فَقَالَ "بِمَ أَهْلَلْتَ." قَالَ بِمَا أَهَلَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "فَأَهْدِ وَامْكُثْ حَرَامًا." قَالَ وَأَهْدَى لَهُ عَلِىٌّ هَدْيًا فَقَالَ سُرَاقَةُ بْنُ مَالِكِ بْنِ جُعْشُمٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَلِعَامِنَا هَذَا أَمْ لأَبَدٍ فَقَالَ "لأَبَدٍ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona Cabir b. Abdullah'ı yanımda bulunan bazı kimseler içinde şunu söylerken işittim: Biz, Muhammed 'in (sav) ashabı yalnız hacca niyet ettik.
Ata demiş ki: Cabir şunu söyledi: Peygamber (sav), Zi'1-Hicce'nin dördüncü sabahı gelerek ihramdan çıkmamızı bize emir buyurdu.
Yine Ata şöyle demiş: Cabir, Rasulullah (sav); "ihramdan çıkın da kadınlarınızla cima' edin" buyurdu dedi.
Ata şunu da söylemiş: Peygamber (sav) ashabına (kadınlarla cima' etmeyi) kat'î olarak emir buyurmamış, lâkin kadınları, onlara helâl kılmıştır.
Cabir sözüne şöyle devam etmiş): Biz; Arafe ile aramızda ancak beş gece kalmışken Rasulullah (sav) kadınlarımızla cima' etmeyi, sonra zekerlerimizden meni damlayarak Arafat'a gelmemizi bize emir buyurdu edik. Cabir (bunu söylerken) eliyle işaret ederek Peygamber (sav) aramızda ayağa kalktı diye işaret etti. Elini hareket ettirerek yaptığı işareti hâlâ görür gibiyim. Sonra Peygamber (sav) şöyle buyurmuş: "Bilirsiniz ki ben, sizin Allah'tan en ziyade korkanınız, en doğru söyleyeniniz ve en iyinizim. Yanımda neciyim olmasaydı mutlaka ben de sizin çıktığınız gibi ihramdan çıkardım. Arkamda bıraktığım şu is bir daha önüme çıksaydı yanımda hedy getirmezdim. Öyle ise ihramdan çıkın!"
(Cabir dedi ki): Bunun üzerine hemen ihramdan çıktık (Rasulullah'ın (sav) emrini dinledik ve itaat ettik.
Ata, Cabir şunları söyledi: Az sonra Ali vergi toplamaktan geldi. Rasulullah (sav) ona; "neye niyet ettin?" diye sordu. Ali; Peygamber (sav) neye niyetlendiyse ben de ona niyet ettim cevabını verdi. Rasulullah (sav) ona; "hedy gönder ve ihramlı olarak beklet" buyurdu. Ali, ona bir hedy kurbanı verdi. Bunun üzerine Sürakat b. Malik b. Cü'şum; ya Rasulullah! Bu iş, yalnız bu seneye mi mahsus, yoksa ebediyen devam edecek mi? diye sordu. Rasulullah (sav); "ebediyen devam edecek" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Hac, 2943, /487
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, veda haccı