Giriş

Bize Vekî, ona Hişâm b. Sa'd, ona Kays b. Bişr et-Taglibî, ona da Ebu Derdâ'nın sohbet arkadaşı olan babası (Bişr b. Kays) şöyle demiştir:

Şam’da, İbn Hanzaliyye isminde olan, halktan uzak duran, insanlarla pek oturmayan bir sahabi vardı. Bu zat namazlarda (camide) olur, namazı bitirince tesbihatını yapar, ardından evine giderdi. Bir gün, biz Ebu Derdâ’nın yanında otururken yanımızdan geçti. Ebu Derdâ ona “Bize faydası olan, sana da zararı olmayacak bir söz söylesen ya” dedi. O da şöyle dedi:

"Rasulullah (sav) bizi bir seriyyeye (küçük askeri birlik) gönderdi. Dönünce, içimizden biri, içinde Peygamber’in (sav) de bulunduğu bir mecliste oturdu ve (yanındakine) ‘ey falanca! Filancayı bir görseydin 'al sana! Ben Gıfâr kabilesinden bir delikanlıyım!’ diyerek nasıl da mızrağını sapladı. (Onun bu sözü hakkında) ne dersin?' dedi. Yanındaki 'ben onun (bu sözüyle) ecrini (sevabını) zayi ettiğini düşünüyorum' dedi. Bunun zerine o meclistekiler bu konuyu konuşmaya başladılar. Nihayetinde Rasulullah (sav) onların sesini işitti ve 'hayır! (Aksine) Hem övülür hem de ecir kazanır' buyurdu."

Ebu Derdâ bu söze o kadar çok sevindi ki neredeyse dizlerinin üstüne çökecekti. (İbn Hanzaliyye'ye) defalarca “bu sözü (Hz. Peygamber'den) sen mi işittin?” diye sordu, o da “Evet” dedi.


Açıklama: muhakkik bu isnadın muhtemelen hasen olduğunu belirtmiştir.

    Öneri Formu
66064 HM017772 İbn Hanbel, IV, 180