Öneri Formu
Hadis Id, No:
4310, M002467
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ بْنُ هَمَّامٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ أَبِى سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا سَلَمَةُ بْنُ كُهَيْلٍ حَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ وَهْبٍ الْجُهَنِىُّ أَنَّهُ كَانَ فِى الْجَيْشِ الَّذِينَ كَانُوا مَعَ عَلِىٍّ - رضى الله عنه - الَّذِينَ سَارُوا إِلَى الْخَوَارِجِ فَقَالَ عَلِىٌّ رضى الله عنه أَيُّهَا النَّاسُ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ "يَخْرُجُ قَوْمٌ مِنْ أُمَّتِى يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لَيْسَ قِرَاءَتُكُمْ إِلَى قِرَاءَتِهِمْ بِشَىْءٍ وَلاَ صَلاَتُكُمْ إِلَى صَلاَتِهِمْ بِشَىْءٍ وَلاَ صِيَامُكُمْ إِلَى صِيَامِهِمْ بِشَىْءٍ يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ يَحْسِبُونَ أَنَّهُ لَهُمْ وَهُوَ عَلَيْهِمْ لاَ تُجَاوِزُ صَلاَتُهُمْ تَرَاقِيَهُمْ يَمْرُقُونَ مِنَ الإِسْلاَمِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ." لَوْ يَعْلَمُ الْجَيْشُ الَّذِينَ يُصِيبُونَهُمْ مَا قُضِىَ لَهُمْ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِمْ صلى الله عليه وسلم لاَتَّكَلُوا عَنِ الْعَمَلِ وَآيَةُ ذَلِكَ أَنَّ فِيهِمْ رَجُلاً لَهُ عَضُدٌ وَلَيْسَ لَهُ ذِرَاعٌ عَلَى رَأْسِ عَضُدِهِ مِثْلُ حَلَمَةِ الثَّدْىِ عَلَيْهِ شَعَرَاتٌ بِيضٌ فَتَذْهَبُونَ إِلَى مُعَاوِيَةَ وَأَهْلِ الشَّامِ وَتَتْرُكُونَ هَؤُلاَءِ يَخْلُفُونَكُمْ فِى ذَرَارِيِّكُمْ وَأَمْوَالِكُمْ وَاللَّهِ إِنِّى لأَرْجُو أَنْ يَكُونُوا هَؤُلاَءِ الْقَوْمَ فَإِنَّهُمْ قَدْ سَفَكُوا الدَّمَ الْحَرَامَ وَأَغَارُوا فِى سَرْحِ النَّاسِ فَسِيرُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ. قَالَ سَلَمَةُ بْنُ كُهَيْلٍ فَنَزَّلَنِى زَيْدُ بْنُ وَهْبٍ مَنْزِلاً حَتَّى قَالَ مَرَرْنَا عَلَى قَنْطَرَةٍ فَلَمَّا الْتَقَيْنَا وَعَلَى الْخَوَارِجِ يَوْمَئِذٍ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ الرَّاسِبِىُّ فَقَالَ لَهُمْ أَلْقُوا الرِّمَاحَ وَسُلُّوا سُيُوفَكُمْ مِنْ جُفُونِهَا فَإِنِّى أَخَافُ أَنْ يُنَاشِدُوكُمْ كَمَا نَاشَدُوكُمْ يَوْمَ حَرُورَاءَ. فَرَجَعُوا فَوَحَّشُوا بِرِمَاحِهِمْ وَسَلُّوا السُّيُوفَ وَشَجَرَهُمُ النَّاسُ بِرِمَاحِهِمْ - قَالَ - وَقُتِلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَمَا أُصِيبَ مِنَ النَّاسِ يَوْمَئِذٍ إِلاَّ رَجُلاَنِ فَقَالَ عَلِىٌّ رضى الله عنه الْتَمِسُوا فِيهِمُ الْمُخْدَجَ. فَالْتَمَسُوهُ فَلَمْ يَجِدُوهُ فَقَامَ عَلِىٌّ - رضى الله عنه - بِنَفْسِهِ حَتَّى أَتَى نَاسًا قَدْ قُتِلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ قَالَ أَخِّرُوهُمْ. فَوَجَدُوهُ مِمَّا يَلِى الأَرْضَ فَكَبَّرَ ثُمَّ قَالَ صَدَقَ اللَّهُ وَبَلَّغَ رَسُولُهُ - قَالَ - فَقَامَ إِلَيْهِ عَبِيدَةُ السَّلْمَانِىُّ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ اللَّهَ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ لَسَمِعْتَ هَذَا الْحَدِيثَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ إِى وَاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ. حَتَّى اسْتَحْلَفَهُ ثَلاَثًا وَهُوَ يَحْلِفُ لَهُ.
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd (Abdülhumeyd b. Humeyd b. Nasr), ona Abdürrezzak b. Hemmam (b. Nafi'), ona Abdülmelik b. Ebu Süleyman (Abdülmelik b. Meysera), ona Seleme b. Küheyl (b. Husayn), ona da Zeyd b. Vehb el-Cühenî'nin rivayet ettiğine göre Zeyd, Hariciler'le savaşmak üzere yola çıkan Ali'nin (ra) ordusundaydı. Bir ara Ali (ra) (ordusuna hitaben) şöyle dedi: Ey insanlar! Ben Rasulullah'ı (sav); "Ümmetimin içinden Kur'an okuyan bazı insanlar çıkacak. (Onlar zannederler ki) sizin Kur'an okumanız, namaz kılmanız, oruç tutmanız onlarınkilerinin yanında hiçbir şeydir. Evet onlar Kur'an okurlar ve bunun kendilerine bir yarar sağlayacağını düşünürler. Halbuki okudukları Kur'an tamamen aleyhlerinedir. Zira okudukları (Kur'an) boğazlarında aşağı geçmez. Onlar okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi dinden çıkarlar" buyururken işittim. Eğer onlarla karşılaşacak olan ordu, Peygamberlerinin (sav) diliyle ifade edilen ve kendileri için takdir edilen mükafatı bir bilselerdi başka işler yapmayı bırakır, (savaşmayı tercih ederlerdi.) Sözü edilen kimselerin alameti şudur: Onların içinde pazılı fakat dirseklerinden aşağısı olmayan bir adam vardır. Bu adamın pazısının baş kısmında kadınların meme ucu gibi (bir çıkıntı bulunur. Bu çıkıntının üzerinde beyaz kıllar vardır. Şimdi siz ailelerinizi ve mallarınızı ele geçirecekleri şekilde bunları bırakıp Muaviye ve Şamlılarla (savaşmaya mı) gideceksiniz. Allah'a yemin olsun ki (şimdi kendileriyle savaşacağımız) kimselerin Rasulullah'ın (sav) anlattığı insanlar olduğunu düşünüyorum. Zira onlar haksız yere kan döktüler, insanların hayvanlarına baskın düzenleyip (ele geçirdiler.) Öyleyse siz de Allah adına onlarla savaşın. Seleme b. Küheyl şöyle dedi: Zeyd b. Vehb, seferin her bir evresini bana şu şekilde anlattı: Yolculuk esnasında bir köprüye vardık. O gün Haricilerle orada karşılaştığımızda başlarında komutanları Abdullah b. Vehb er-Rasıbî vardı. Askerlerine; mızraklarınızı atın. Kılıçlarınızı kınından çıkarın. Korkarım ki Harura vakasının gerçekleştiği gün yaptıkları gibi size anlaşma teklifinde bulunacaklar dedi. Bunun üzerine ordusu, (Ali'nin (ra) ordusuna doğru) yöneldi ve (uzaktan) mızraklarını atıp kılıçlarını çektiler. Ancak Ali'nin (ra) ordusu onları mızraklarıyla delik deşik etti. Zeyd b. Vehb savaşı anlatmaya şöyle devam etti: Ölüleri birbirinin üzerine yığılmıştı. Ali'nin (ra) ordusundan ise sadece iki kişi öldürülmüştü. Ali (ra) adamlarına; cesetlerin içinde (Rasulullah'ın (sav) sözünü ettiği) sakat adamı arayın dedi. Aradılar, ancak bulamadılar. Bu Sefer Ali (ra) kendisi kalkıp birbiri üzerine ölmüş insanların yanına geldi ve şu cesetleri geriye doğru çekin dedi. Sakat adamı (cesetlerin bulunduğu yerin) hemen yanında buldular. Ali (ra) tekbir getirdi ve Allah doğru söyledi, Rasulü de (onun sözünü bize) tebliğ etti dedi. Zeyd b. Vehb şöyle devam etti: Abide es-Selmanî, Ali'ye doğru gidip; ey Müminlerin emiri! Bahsettiğin hadisi Rasulullah'tan (sav) duyduğuna dair kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'a yemin eder misin? dedi. Ali (ra); evet. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'a yemin ederim şeklinde cevap verdi. Abide es-Selmanî Ali'nin (ra) bu şekilde üç kere yemin etmesini istedi. O da üç kere yemin etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2467, /414
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Seleme b. Küheyl el-Hadramî (Seleme b. Küheyl b. Husayn)
4. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Amel, İman-amel bütünlüğü
Bilgi, gaybdan haber verme
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
KTB, İMAN