1 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Nasr, ona Muhammed b. Ubeyd, ona Ebu Hayyan, ona Ebu Zür’a, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) ile bir davette bulunuyorduk. Kendisine kol (eti) ikram edildi; bu parça hoşuna giderdi. Ondan bir ısırık aldı ve şöyle buyurdu: Ben kıyamet günü insanların efendisiyim. Allah, geçmiş ve gelecek bütün insanları bir düzlükte nasıl toplar, bilir misiniz? Burası öyle bir alan ki bakan kimse diğerlerini görecek, çağıran herkes sesini duyuracaktır. Güneş onlara yaklaşır. İnsanlar (bu durumu) birbirlerine söylenerek 'Görmüyor musunuz içinde bulunduğumuz durumu ve başımıza geleni? Rabbimize bizim için şefaat edecek birine bakamaz mısınız?' derler. Bunun üzerine bazıları 'Atanız Âdem’e gidin' der. Ona giderler ve 'Ey Âdem! Sen insanlığın babasısın. Allah seni eliyle yarattı, sana ruhundan üfledi, melekleri sana secde ettirdi ve seni cennete yerleştirdi. Rabbimize bizim için şefaat etmez misin? İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?' dediler. Âdem onlara 'Rabbim öyle bir öfkelendi ki ondan önce benzeri bir öfke göstermedi ve ondan sonra da göstermeyecek. O bana ağacı yasakladı ama ben ona isyan ettim. (Şimdi ben de kendi halimi düşünüyorum) Nefsim, nefsim. Başkasına gidin, Nuh’a gidin' der. Onlar Nuh’a gider 'Ey Nuh! Sen yeryüzüne gönderilen ilk resulsün. Allah sana 'çok şükreden kul' ismini verdi. İçinde bulunduğumuz durumu görmüyor musun? Rabbimize bizim için şefaat etmez misin?' derler. Nuh 'Rabbim bugün öyle bir öfkeyle öfkelendi ki ondan önce ve sonra benzeri yoktur. Nefsim, nefsim! Rasulullah’a (sav) gidin' der. Sonra bana gelirler. Ben arşın altında secdeye kapanırım. Bana 'Ey Muhammed! Başını kaldır, şefaat et, şefaatin kabul edilsin. Dile, dileğin yerine gelsin' denilir."
Ravi Muhammed b. Ubeyd şöyle der ki: Hadisin geri kalanını tam hatırlamıyorum.