Öneri Formu
Hadis Id, No:
2750, M004664
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الْحَنْظَلِىُّ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْمِسْوَرِ الزُّهْرِىُّ كِلاَهُمَا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ - وَاللَّفْظُ لِلزُّهْرِىِّ - حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو سَمِعْتُ جَابِرًا يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "مَنْ لِكَعْبِ بْنِ الأَشْرَفِ فَإِنَّهُ قَدْ آذَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ." فَقَالَ مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُحِبُّ أَنْ أَقْتُلَهُ قَالَ: "نَعَمْ." قَالَ ائْذَنْ لِى فَلأَقُلْ قَالَ: "قُلْ." فَأَتَاهُ فَقَالَ لَهُ وَذَكَرَ مَا بَيْنَهُمَا وَقَالَ إِنَّ هَذَا الرَّجُلَ قَدْ أَرَادَ صَدَقَةً وَقَدْ عَنَّانَا. فَلَمَّا سَمِعَهُ قَالَ وَأَيْضًا وَاللَّهِ لَتَمَلُّنَّهُ. قَالَ إِنَّا قَدِ اتَّبَعْنَاهُ الآنَ وَنَكْرَهُ أَنْ نَدَعَهُ حَتَّى نَنْظُرَ إِلَى أَىِّ شَىْءٍ يَصِيرُ أَمْرُهُ - قَالَ - وَقَدْ أَرَدْتُ أَنْ تُسْلِفَنِى سَلَفًا قَالَ فَمَا تَرْهَنُنِى قَالَ مَا تُرِيدُ. قَالَ تَرْهَنُنِى نِسَاءَكُمْ قَالَ أَنْتَ أَجْمَلُ الْعَرَبِ أَنَرْهَنُكَ نِسَاءَنَا قَالَ لَهُ تَرْهَنُونِى أَوْلاَدَكُمْ. قَالَ يُسَبُّ ابْنُ أَحَدِنَا فَيُقَالُ رُهِنَ فِى وَسْقَيْنِ مِنْ تَمْرٍ. وَلَكِنْ نَرْهَنُكَ اللأْمَةَ - يَعْنِى السِّلاَحَ - قَالَ فَنَعَمْ. وَوَاعَدَهُ أَنْ يَأْتِيَهُ بِالْحَارِثِ وَأَبِى عَبْسِ بْنِ جَبْرٍ وَعَبَّادِ بْنِ بِشْرٍ قَالَ فَجَاءُوا فَدَعَوْهُ لَيْلاً فَنَزَلَ إِلَيْهِمْ قَالَ سُفْيَانُ قَالَ غَيْرُ عَمْرٍو قَالَتْ لَهُ امْرَأَتُهُ إِنِّى لأَسْمَعُ صَوْتًا كَأَنَّهُ صَوْتُ دَمٍ قَالَ إِنَّمَا هَذَا مُحَمَّدُ بْنُ مَسْلَمَةَ وَرَضِيعُهُ وَأَبُو نَائِلَةَ إِنَّ الْكَرِيمَ لَوْ دُعِىَ إِلَى طَعْنَةٍ لَيْلاً لأَجَابَ. قَالَ مُحَمَّدٌ إِنِّى إِذَا جَاءَ فَسَوْفَ أَمُدُّ يَدِى إِلَى رَأْسِهِ فَإِذَا اسْتَمْكَنْتُ مِنْهُ فَدُونَكُمْ قَالَ فَلَمَّا نَزَلَ نَزَلَ وَهُوَ مُتَوَشِّحٌ فَقَالُوا نَجِدُ مِنْكَ رِيحَ الطِّيبِ قَالَ نَعَمْ تَحْتِى فُلاَنَةُ هِىَ أَعْطَرُ نِسَاءِ الْعَرَبِ. قَالَ فَتَأْذَنُ لِى أَنْ أَشُمَّ مِنْهُ قَالَ نَعَمْ فَشُمَّ. فَتَنَاوَلَ فَشَمَّ ثُمَّ قَالَ أَتَأْذَنُ لِى أَنْ أَعُودَ قَالَ فَاسْتَمْكَنَ مِنْ رَأْسِهِ ثُمَّ قَالَ دُونَكُمْ. قَالَ فَقَتَلُوهُ.
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî ve Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman b. Misver ez-Zührî, onlara İbn Uyeyne, -lafız, ez-Zührî'ye aittir- ona Süfyan, ona Amr, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav); "kim Kâ'b b. Eşref'in icabına bakar? O, Allah'a ve Rasulüne eziyet etmekte" buyurdu. Muhammed b. Mesleme, ya Rasulullah! Onu öldürmemi ister misin dedi. Nebî (sav); "evet" buyurdu. (Muhammed), (O zaman) bana izin ver de (senin hakkında ileri geri) konuşayım dedi. Rasulullah (sav); "konuş" buyurdu. (Muhammed, Kâ'b'ın) yanına geldi, onunla konuştu ve (peygamberle) aralarındaki (durumdan) bahsetti ve bu adam sadaka istedi, bizi sıkıntıya soktu dedi. (Kâ'b) onu duyunca, vallahi! Ondan daha çok çekeceğiniz var dedi. (Muhammed), Biz şimdi ona tâbi olduk. İşinin (sonunun nereye) varacağını görmeden onu bırakmayı uygun görmüyoruz dedi. (Muhammed sözlerine devam ederek) Bana borç vermeni istiyorum dedi. (Kâ'b), Bana ne rehin vereceksin dedi. (Muhammed), Ne istiyorsun dedi. (Kâ'b), Bana kadınlarınızı rehin ver dedi. (Muhammed), Sen Araplar'ın en yakışıklısısın. Sana kadınlarımızı mı rehin vereceğiz dedi. (Kâ'b), Erkek çocuklarınızı bana rehin verin dedi. (Muhammed), (Sonra) bizden birinin oğluna iki vesak hurmaya rehin verildi diye sövülsün, (öyle mi)? Ama sana silahımızı rehin verelim dedi. (Kâ'b), Olur dedi. (Muhammed, Kâ'b ile), Haris, Ebu Abs b. Cebr ve Abbad b. Bişr'i getireceğine dair sözleşti. (Sonra) ona geldiler ve geceleyin onu çağırdılar. (Kâ'b) yanlarına indi. -Ravi Süfyan, Amr'dan başkasının hanımının, Kâ'b'a; havada kan kokusu var dediğini (Kâ'b'ın da) O Muhammed b. Mesleme, süt kardeşi ve Ebu Nâile'dir. Cömert kimse, geceleyin vurulmaya çağırılsa bile icabet eder karşılığını verdiğini kaydetmiştir- Muhammed, (Kâ'b) geldiğinde elimi başına uzatacağım. Onu yakaladığımda iş size kalmıştır dedi. (Kâ'b) indiğinde, kokulanmış bir hâlde indi. Onlar, senden hoş koku almaktayız dediler. (Kâ'b), evet! Nikahımda falanca kadın var. O Arap kadınlarının en hoş kokulusu dedi. (Muhammed), Bana izin ver de onu koklayayım dedi. (Kâ'b), Tabi kokla dedi. (Muhammed) kalkıp kokladı. Ardından tekrar koklamama izin ver dedi. (Derken) onu yakaladı, sonra da bitirin işini dedi. (Neticede) onu öldürdüler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4664, /768
Senetler:
()
Konular:
Eziyet, münafıkların Hz. Peygamber'e eziyetleri
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Tarihsel şahsiyetler, Ka'b. b. Eşref, öldürülmesi