1 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Hişam b. Urve, ona eşi Fatıma, ona büyük annesi Ebu Bekir kızı Esmâ’nın şöyle dediğini rivayet etti:
Nebi’nin (sav) zevcesi Âişe’nin yanına güneş tutulduğu zaman gitmiştim. Herkesin ayakta namaz kılmakta olduğunu gördüm. Kendisi de ayakta namaza durmuştu. “İnsanların bu durumu ne?” dedim. Eliyle semaya doğru işaret ederek “Subhanallah” dedi. Ben “bu, bir âyet (alâmet) midir?” dedim, “evet” anlamında işaret etti. Ben de kalkıp namaza durdum, (ayakta durmamın uzun sürmesinden ötürü) sonunda bana baygınlık geldi, başımın üstüne de su dökmeye başladım. Rasulullah (sav) namazı bitirince Allah’a hamd ve senada bulundu, sonra da şöyle buyurdu:
"Daha önce görmediğim ne varsa, -cennete ve cehenneme varıncaya kadar- muhakkak bulunduğum bu yerde hepsini gördüm. Ayrıca bana şöyle vahyolundu: Sizler kabirlerde, Deccâl’ın fitnesi gibi yahut ona yakın" –Ravi der ki: Esmâ’nın bunların hangisini söylediğini bilemiyorum- "bir fitneye maruz kalırsınız. Sizden birinize gidilir ve “bu adam hakkındaki bilgin nedir?” denilir. Kişi mümin ya da kesin yakîn sahibi" –Esma’nın bunların hangisini söylediğini bilemiyorum-, "kişi ise “O Allah’ın Rasulü Muhammed’dir. Bize apaçık delillerle geldi ve biz de onun davetini kabul ettik, iman ettik, tabi olduk” diyecek. O kişiye “rahat bir halde uyu. Biz esasen senin gerçekten bir mümin olduğunu bilmekteyiz” denilir. Münafık ya da şüphe eden" –Esma’nın bunların hangisini söylediğini bilemiyorum- "kimseye gelince, o da “bilmiyorum, ben insanların bir şey söylediğini işittim, ben de onu söyledim” der."